Davacı özetle; davalılar tarafından bedelsiz kalmış senede dayanılarak, hakkında icra takibi ve 15/01/2007 tarihinde haksız olarak haciz işlemi yapıldığını beyan ederek manevi tazminat talep etmiştir. Davalılar özetle; açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, haksız haciz nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelendiği gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. a) Dosya kapsamından davacının talebinin bir kısmının reddedildiği, davalılardan ...’un davasını vekille takip ettiği anlaşıldığı halde, reddedilen kısım yönünden anılan davalı ... yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. b) Haksız fiilde; zarar, eylemin gerçekleştiği tarihte meydana gelmiş olup, faiz başlangıcı da haksız fiil tarihi olmalıdır. Eldeki davada haksız eylem tarihi haciz tarihi olan 15/01/2007 olup, faiz başlangıç tarihi bu tarih olmalıdır....
Davalının sözleşme gereği saklı tuttuğu fesih hakkını kullandığı, bu durumda haksız fesihten bahsedilemeyeceğinden davadaki maddi tazminat talebinin reddedilmesi gerekirken maddi tazminat talebinin kısmen kabul edilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, davacının haksız fesihten kaynaklanan manevi tazminat talebi de bulunmakta olup, mahkemece bu talep hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmadan karar verilmesi hatalı bulunmuştur. O halde mahkemece yapılması gereken iş; davacının maddi tazminat ile ilgili talebi hakkında ret kararı verilmesi, manevi tazminat ile ilgili talebi hakkında da hüküm kurulmasından ibarettir. Bu nedenle davalı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 27.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hastanesi internet sitesine yönlendirme yapıldığının tespit edildiğini, böylelikle müvekkilinin ünvanı, iş potansiyeli ve tanınmışlığı kullanılarak müşteri potansiyelinin arttırılmasının amaçlandığını, davalıların iltibas yoluyla haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve 60.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 61.000,00 TL tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; müvekkilleri ... ve ...'a husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ... Hastanesi'nde bir dönem uzman doktor kadrosunda bulunduğunu, davacının domain adının alınmasında bir sakınca görülmediğini, haksız rekabetin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Davacı kurum vekili; 23/04/2006 tarihinde, görevini yaptığı esnada davalıların haksız eylemi nedeniyle dava dışı polis memurunun yaralandığını, bu nedenle 2330 sayılı Kanun kapsamında anılan kamu görevlisine nakdi tazminat ödendiğini belirterek ödenen miktarın ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan rücuen tahsili isteminde bulunmuştur. Davalılar ; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, görev sırasında uğradığı haksız fiil nedeniyle dava dışı polis memuruna ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir Dava konusu tazminat miktarının belirlendiği ... Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 02/09/2010 günlü ve 2010/0700 sayılı kararından, zararın nakdi tazminat karar tarihindeki en yüksek devlet memuru brüt aylığının (ek gösterge dahil) yüz katı üzerinden, yaralanma derecesine göre hesaplandığı ve buna göre ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/52 KARAR NO : 2024/780 DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/01/2023 KARAR TARİHİ : 31/10/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin tanınmış “-----” markası ile faaliyet gösterdiği, bunun yanında----- gibi çeşitli markalarla kozmetik, kişisel bakım, hijyen ve gıda takviyesi ürünleri alanında faaliyet gösterdiği, davalı tarafın 31.10.2022 tarihli ----- gazetesinin 10....
KARŞI OY YAZISI Dava; haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi BK 49. maddesinden kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin kötü niyetli ve kusurlu olduğu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Somut olayda davalıların kötü niyetli oldukları kanıtlanmadığına göre mahkemenin manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kararı yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan dairemiz çoğunluğunun bozma kararına katılmıyorum. 02/12/2015...
Davacı lehine maddi tazminat olarak hakim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. 4. Maddi tazminat talebinin kabul edilebilmesi için öncelikle davacının istediği zararı kanıtlaması gerekir. Asıl olan, davalının haksız rekabeti ile davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Haksız rekabette davacının maddi tazminat istemine konu ettiği zararı, davalının elde ettiği kar miktarı olmayıp, davalının haksız rekabeti nedeniyle davacının elde etmekten mahrum kaldığı kar miktarıdır. Bu zarar, kural olarak tarafların ticari defterleri ve diğer kanıtlarıyla beraber bilirkişi incelemesiyle tespit edilir. Bu şekilde bir tespit yapılamaz veya davacının kazanç kaybına uğramadığı anlaşılsa bile haksız rekabetin varlığında hakim TTK'nın 56-e maddesine göre uygun miktarda bir tazminatı belirler. 5....
Esasında anılan madde kapsamında açılan tazminat davaları hukuki mahiyeti itibariyle zilyedin haksız fiilinden doğan tazminat davalarıdır. Bu itibarla TMK’nin 995. maddesi kapsamında haksız zilyede karşı açılacak tazminat davaları da 818 sayılı BK’nin 60. (6098 sayılı TBK’nin 72.) maddesinde yazılı olan haksız fiil zamanaşımı süresine tabidir (Tekinay, Selahattin Sulhi/ Akman, Sermet/ Burcuoğlu, Haluk/ Altop, Atilla: Tekinay Eşya Hukuku C. I, ..., 1989, s. 238). Ancak uygulamada TMK’nin 995. maddesi kapsamında açılan davalarda kötü niyetli zilyedin malı kullanması ve semerelerinden yararlanması, hak sahibinin davayı tavsif şekli de gözetilerek, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları ile farklı zamanaşımı sürelerine tabi tutulmuştur. 19. İyi niyetli olmayan zilyedin malı kullanma karşılığı ödeyeceği “kullanma tazminatı” öğreti ve uygulamada ecrimisil olarak adlandırılmaktadır....
Davacıların, ecrimisile yönelik temyiz itirazına gelince; bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
Yine her ne kadar istinaf dilekçesinde davanın manevi tazminat davasından vazgeçtiği yönünde bir ifade bulunmakta ise de, bu ifadenin manevi tazminat davasından feragat niteliği taşımadığı, beyanının niteliğinin davanın geri alınması olabileceği, ancak davalının bu konuda açık muvafakati olmadığı,-------- tarihli celsede davacıya sorulmasına rağmen davacının feragat ifadesini kullanmadığı, "ayrıca benim manevi tazminatla ilgili olarak hiçbir talebim yoktur, manevi tazminat başka bir davada görülmektedir, bu davam sadece maddi tazminat ile ilgilidir" ifadesini kullandığı, ancak dava dilekçesinde açıkça davalı---- yönelik manevi tazminat talebinin bulunduğu hususu dikkate alınarak aşağıda gerekçesi açıklanacağı üzere manevi tazminat talebi hakkında da bir değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda; Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır: a)Manevi tazminat talebi yönünden; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30....