"İçtihat Metni"Dava, ayıplı hizmetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, Sulh Hukuk Mahkemesince hükme bağlandığından kararın incelenmesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 31.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl dava olarak açılan tazminat davasında Dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama ve Dairemiz bozma ilamından sonra birleştirilen itirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda birleşen tazminat ve itirazın iptali davalarının kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl dosya davacıları ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalılardan satın alınan taşınmazın ayıplı olmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini istemişlerdir....
Mahkemece satılan malın ayıplı olduğu gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulüne 2.656.615.000.TL'nin 31.7.1996 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucu bozulmuştur. Dairemizin 21.6.2004 tarihli bozma kararında özetle; "Uyuşmazlığın ayıplı mal satışından kaynaklandığı belirtilerek mahkemece TTK.nun 25/3.maddesinde öngörülen süreler içinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği" hususlarına değinilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/246 ESAS DAVA KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) KARAR : İSTANBUL ANADOLU 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİnin 2021/246 Esas sayılı dosyasında verilen karar; davacı tarafça vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kapsamında ayıplı ve eksik işler sebebiyle uğranılan zararın maddi ve manevi zararın tahsili ile davalıların adına kayıtlı taşınır ve taşınmazların devir ve satışının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması ve davaya konu alacak miktarı kadar davalı mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması isteminden ibarettir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesinin davalı yanca ayıplı olarak ifa edilip edilmediği, davacının tazminat talep edip edemeyeceği ve kapsamı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, tacirler arasındaki taşınmaz satım sözleşmesi kapsamında ayıplı ifadan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....
Davalı vekili, davacıdan alınan betonun bir kısmının ayıplı olduğunu, bu nedenle DSİ tarafından ayıplı betonların olduğu kısımların yıkıldığını ve tekrar yapmak zorunda kaldıklarını, bu nedenle davacının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshettiklerini, ayıplı mal için ödeme talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir Mahkemece, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre,taraflar arasında akdedilen hazır beton satış sözleşmesi kapsamında alınan malın DSİ 6....
Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır.----------- 6102 sayılı TTK'nın 23/c maddesinde "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür....
Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır.----------- 6102 sayılı TTK'nın 23/c maddesinde "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür....
ve ayıplı işler bedeli olarak şimdilik 10.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
- K A R A R - Dava, 28.4.2007, 14.6.2007 ve 21.7.2007 tarihli üç adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı takibe itirazında borcunun bulunmadığını belirterek itiraz etmiştir. Cevap dilekçesinde davacı ile ticari ilişkisi bulunduğunun doğru olduğunu, davacının özürlü mal gönderdiğini, icra takibinden sonra yaptırılan tespitte bilgisayar masasının ayıplı olduğunun belirlendiğini, bu nedenle davanın reddine ve %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin olarak verilen 31.7.2008 tarihli karar davalının temyizi üzerine Dairemizin 12.10.2009 tarihli ilamı ile bozulmuştur. Bozmaya uyularak Düzce Sulh Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmıştır....