Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ceza Dairesinin 07.09.2018 tarihli ek kararına yönelik temyiz isteminde bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz isteminin müşteki İrfan'ı yaralamadan kurulan hüküm ile sınırlı olduğu belirlenerek yapılan incelemede; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 17.05.2018 gün ve 2018/288 Esas, 2018/1326 Karar sayılı “müşteki İrfan'ı yaralamadan istinaf başvurusunun kabul edilerek sanığın yeniden hüküm kurulması suretiyle mahkumiyetine dair” kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde CMK'nin 294/2. maddesine göre hükmün hukuki yönüne ilişkin temyiz nedeni bildirilmediği anlaşıldığından; sanık müdafiinin temyiz isteminin CMK’nin 298. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE, 28.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    ı yaralamadan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2)...'i yaralamadan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla 1/2 oranında artırılması öngörülmüş olması karşısında, katılan ...'...

      tarafından, davalı ... aleyhine 11/06/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan bütün temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kasten yaralamadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

        G.. aleyhine 10/10/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 25/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kasten yaralamadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından darp edildiğini iddia ederek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ceza dosyasının 18/04/2012 tarihinde kesinleştiği davacının 2 yıllık zamanaşımı süresince davasını açmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kasten yaralama, tehdit , 6136 sayılı Kanun’a muhalefet HÜKÜMLER : Mahkumiyetler ve beraatlere dair Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Katılan sanıklar ... ve Kenan müdafilerinin temyiz dilekçeleri içeriğinden hükümleri katılan sanık sıfatı ile temyiz ettikleri belirlenerek yapılan incelemede; 1) Sanık ... hakkında katılan sanık ...’ı kasten yaralamadan kurulan hüküm bakımından yapılan incelemede; Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı başvurulacak yasa yolu 5271 sayılı CMK'nin 231/12. maddesinde hiçbir istisna öngörülmeksizin “itiraz” olduğu belirtilmekle, itiraz mercii tarafından incelenerek karar verilmek üzere temyizen incelenmeyen dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 2) Katılan sanık ... hakkında katılan sanık ...’ı kasten yaralamadan kurulan hüküm bakımından yapılan incelemede;...

            Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık ... hakkında ... ...’ı kasten yaralamadan ilk derece mahkemesinin 5237 sayılı TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 87/1-son, 29, 62, 53. maddeleri gereğince verdiği “3 yıl 1 ay 15 gün” hapis cezasına dair kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılarak sanığın TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d-son, 53. maddeleri gereğince "4 yıl 2 ay" hapis cezasına mahkum edilmiş olması; Sanık ... hakkında ... ...’ı kasten yaralamadan ilk derece mahkemesinin 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-e, 29, 62, 53. maddeleri gereğince verdiği “3 ay 22 gün” hapis cezasına dair kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılarak sanığın TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 87/1-son, 62, 53. maddeleri gereğince "4 yıl 2 ay" hapis cezasına mahkum edilmiş olması; Sanık ... hakkında ...’ı kasten yaralamadan Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2009 tarih ve 2009/2-43 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; kesin nitelikteki hükümlerin suç vasfına yönelik aleyhe temyiz yasa yoluna başvurulması...

              u yaralamadan kurulan beraat hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık müdafiinin sanık hakkında verilen beraat kararının gerekçesine yönelik olmayan temyizinde, hukuki yararı bulunmadığından temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, 3) Sanık ... hakkında katılan ...'u yaralamadan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 4) Sanık ... hakkında mağdur ...'ı basit yaralama ve 6136 sayılı yasaya aykırılıktan kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık hakkında mağdur ...'...

                i yaralamadan kurulan hükümde; sanığın cezasından silah nedeniyle artırım maddesi ile artırım oranının gösterilmemesi ve sanık hakkında TCK'nin 86/1, 6. maddelerine göre belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezasından TCK'nin 87/3. maddesine 1/2 oranında artırım yapılırken 1 yıl 15 ay hapis cezası yerine hesaplama hatası yapılarak 2 yıl 12 ay hapis cezasına, TCK'nin 62. maddesine göre 1/6 oranında indirim yapılırken 1 yıl 10 ay 15 gün hapis yerine 2 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedilmesi, 5) Sanık ... hakkında katılan ...'...

                  u yaralamadan açılan kamu davası yönünden zamanaşımı süresince hüküm kurulması mümkün görülmüştür. 1) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; CMK'nin 231/12. maddesindeki “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir” hükmü gereğince sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkındaki kararların temyiz kabiliyeti olmadığı ve bu kararlara karşı ancak itiraz yolunun açık bulunduğu, vaki itirazların itiraz mercii... ....

                    MUHALEFET ŞERHİ Ölenin olay yerinde bulunan baltayı alarak sanığın üzerine yürüyerek şüpheliye vurduğu, şüphelinin de sopayla ölene vurması sonrası ölenin kendi evine doğru giderken yolda rahatsızlanarak kalp krizinden öldüğü olayda, sanığın sadece basit tıbbi müdahalelik yaralamadan sorumlu olması gerektiğini düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyoruz. Basit tıbbi müdahalelik yaralama sonrası oluşan ölümle ilgili olarak mevcut görüşleri kısaca özetleyecek olursak; 1-Mağdurdaki rahatsızlığın sanık tarafından bilinmemesi halinde taksir, bilinmesi halinde bilinçli taksirle öldürme (m.85/1) suçu oluşur. (Yargıtay’ın hemen hemen yerleşmiş uygulaması bu yöndedir. Aynı görüşte olanlar, ...., ... ve ..., ... ve ..., ...) 2-Kanun koyucu TCK’nın 86/2.maddesi kapsamındaki bir yaralama sonucu ölümün oluşmayacağını öngörmüştür. Fail ölümden sorumlu tutulamaz. Sadece TCK 86/2 kapsamındaki kasten yaralamadan sorumludur. Kanunilik ilkesi ihlal edilmemeli. (......

                      UYAP Entegrasyonu