Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklama ve ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı itibariyle; davacının talebi kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat değildir. Davacının bu davadaki talebi, tapu sicilinin hatalı olup ve idarece düzeltilmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince keşif de bu kapsamda yapılarak bilirkişilerden bu doğrultuda rapor alınmış, davacının zararı bu kapsamda hesaplanmıştır. Eldeki davanın hukuki dayanağının tapu sicilinin düzeltilmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu bu şekilde ortaya çıktığından istinaf incelemesi bakımından Dairemizin görevli olup olmadığı belirlenmelidir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/06/2020 gün ve 564 sayılı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin kararına göre, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davaları (TMK m. 1007) sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf incelemesi Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4....

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Türk Medeni Yasasının 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminata ilişkindir. 1) Mahkemece çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olduğu için tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği, davacıların bunu bildikleri, korunması gereken üstün bir haklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; mülkiyet hakkı, Anayasanın 35. maddesi ve bu maddeye uygun olarak çıkarılan yasalarla korunduğu gibi, 5170 sayılı Yasa ile değişik Anayasanın 90. maddesi ile kanun hükmünde olduğu kabul edilen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı Protokolün 1. maddesiyle de güvence altına alınmıştır....

    Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. ......18.340 m2 yüzölçümlü taşınmaz 1957 yılında yapılan tapulama tespitine itiraz sonucunda düzenlenen ek tutanak mucibince 14.5.1955 tarih ve.....nolu tapu kaydı uygulanarak ...... adına tespit edilmiş, tespite Orman Yönetimi ve Hazinenin itiraz etmesi üzerine açılan .... Karar sayılı davası ile taşınmazın tahdid içinde ve Hazine adına tapuda orman vasfıyla kayıtlı alanda kalması nedeniyle taşınmazın orman olarak aktarılmasına karar verilmiş, hüküm Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 18.04.1972 tarih ve 1972/400-2876 sayılı kararı ile onanmış, karar düzeltme yoluna başvurulmadan 27.01.1974 tarihinde kesinleşmiştir. TMK’nın 1007. maddesinde düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan dolayı açılacak davalar için kanunda özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir....

      na sattığı, satım sözleşmesinde taşınmaz bedelinin nakden ve peşinen alındığının belirtildiği, ancak bu satış işleminin tapu memurlarınca tapu siciline işlenmediği, 05/10/2011 tarihinde yapılan imar uygulaması ile de 3684 ada 39 parselin 5793 ada 1, 3, 4 ve 5494 ada 1, 2 parsellere şuyulandırılarak, 5493 ada 3 parselin tamamının... adına, 5493 ada 4 parselin ise 1976/12095 hissesinin ... adına, diğer parsellerin ise dava dışı 3. kişiler adına tescil edildikleri, davacının ise iş bu davayı 20/09/2012 tarihinde açtığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”...

        düzenleyen davalı ... ile vekaletnameyi düzenleyen davalı noterin sorumlu olduğunu ileri sürerek; ayrı ayrı 50.000'er manevi tazminat ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla ayrı ayrı 50.000'er TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir....

          İşte Devletin "Tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğunda" kusursuz sorumluluk, ağırlaştırılmış sebep, ağırlaştırılmış objektif sorumluluk ve tehlike sorumluluğuna ilişkin kurallar uygulanır. Görüldüğü üzere, tapu sicilinin tutulmasını üzerine alan Devlet, tapu siciline tanınan güvenden ötürü, hak durumuna aykırı kayıtlardan doğan tehlikeyi de üstlenmektedir. Tapu müdürü ya da memurunun kusuru olsun olmasın, tapu sicilinin tutulmasında kişilerin çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücu halinde, iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. Bu sorumluluk türünün, Borçlar Kanununun haksız fiil sorumluluğu, adam çalıştıranın sorumluluğu ve diğer objektif sorumluluk halleri, sebepsiz mal iktisap edenlerin sorumluluğu ile karıştırılmamalıdır....

            Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Urla Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 2017/80 E. - 2017/713 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

              Vakıflar Baş Müdürlüğü” olduğu gözetildiğinde, davacılar vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı taşınmazlar yönünden müvekkili adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmadığından, bunun doğal sonucu olarak davacıların tapu sicilinin tutulmasından doğan veya kaynaklanan bir zararı da sözkonusu olamayacağına göre, mahkemece yazılı biçimde davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 18/05/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı 3315, 3321 ve 3339 sayılı parseller 1999 yılında yapılan kadastro sırasında davacıların murisi adına tespit edilmiş ise de Hazinenin açtığı kadastro tespitine itiraz davası ile davacıların murisi adına tapu kaydı oluşmadan kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile davacıların murisi adına yapılan kadastro tespitinin iptaline karar verildiği, ayrıca tazminat isteğine dayanak yapılan parsellerin kadastro tespitlerine esas alınan Ekim 1944 tarih 41 sıra numaralı tapu kaydının malikinin ise davacılar veya murisleri değil “İstanbul Vakıflar Baş Müdürlüğü” olduğu gözetildiğinde, davacılar vekilinin tazminat isteğine dayanak yaptığı taşınmazlar yönünden müvekkilleri veya müvekkillerinin murisleri adına oluşmuş bir tapu kaydı veya tapu sicili bulunmadığından, bunun doğal sonucu olarak davacıların tapu sicilinin tutulmasından doğan veya kaynaklanan bir zararı da...

                  Maddesi uyarınca tazminat , tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu