Davacı vekili; müvekkilinin CHP İstanbul milletvekili olduğunu, Akşam Gazetesi'nin 17-19-20/02/2015 tarihli nüshalarında manşetten çeşitli başlıklarla yayınlanan haberlerde, davacının “fuatavni” isimli kullanıcı hesabıyla yazışmalar yaptığını, Cumhurbaşkanı ...ın kızı ...’ı hedef alan bir suikast planının içinde bulunduğunun ve bilgi sahibi olduğunun ifade edildiğini, haberlerin gerçek dışı, iftira olduğunu ve davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 25/08/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili ile davalılar Abdülhamit Bilici ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalı ...'...
Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 25/08/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili ile davalılar Abdülhamit Bilici ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalı ...'...
Mahkemece tazminat gerektirdiği benimsenen sözler, yakışıksız ve kaba olmakla birlikte; kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir ve tazminatı gerektirmez. Mahkemece bu husus gözetilerek istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı-karşı davalı erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen bu kusurlu davranışı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder. Toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, reddedilen manevi tazminat talebi, maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, katılma yoluyla kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemeninde kabulünde olduğu üzere davalı-karşı davacı erkek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olup, erkeğin bu kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir....
Davacı tanık beyanları, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylem bulunduğunun ispatında yetersiz olup kişilik haklarına yönelik saldırı davacı tarafından yöntemince ispatlanamamıştır. Bu itibarla, manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Partisinin internet sitesinde yayınladıkları davaya konu yazılar bütün olarak değerlendirildiğinde, yayınlandığı dönemde gündemde olan konular ve soruşturmalar hakkında kamuoyuna yönelik değerlendirmeler içerdiği, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar, davacının maddi tazminat istemini kabul ettiklerini ancak manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Anayasanın “ Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu düzenleme altına alınmıştır. Türk Medeni Kanununun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılacak saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde de, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yoluyla korunacağı açıklanmış, Borçlar Kanununun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir....
Kişilik haklarının korunmasına ilişkin temel düzenleme 4721 sayılı Kanun'un 23, 24 ve 25 inci maddelerinde yer almakta; 6098 sayılı Kanun'un 58 inci maddesi ile bu düzenlemeler tamamlanmaktadır. Ancak bu genel korumanın dışında bazı kişisel değerleri koruyan özel hükümler de bulunmakta olup, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi bu hükümlerden biridir. 7. Yargıtayın manevi tazminatı gerektirmeyen evlilik birliğine ilişkin uygulamalarına göre salt boşanma kararı verilmiş olması olgusu nedeniyle manevi tazminat verilemez. Salt boşanmış olmak, kişilik haklarına saldırı niteliği taşımaz. Boşanma kararı verilmiş olması manevi tazminat ödenmesine gerekçe yapılamaz. Zira evliliğin sona ermesi, tek başına kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez....