Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 20/02/2014 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ve hükmün yayınlanması istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile hükmün yayınlanması isteminin reddine dair verilen 23/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ve hükmün yayınlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, hükmün yayınlanması talebinin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat davasının, genel yetkili mahkemeyi düzenleyen HUMK. nun 9/1. maddesi uyarınca davalının ikametgâhı mahkemesinde açılabileceği gibi, aynı Kanunun 21. maddesi uyarınca haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde de açılabileceği; kişilik hakkı ihlaliyle ilgili özel yetki kuralı getiren 4721 sayılı TMK. nun 25/son maddesine göre davacının, kendi yerleşim yeri mahkemesinde de dava açabileceği, bu bağlamda kişilik hakları saldırıya uğrayan kimseye, yetki konusunda geniş bir seçimlik hakkının tanındığı her türlü duraksamadan uzaktır (HGK. 13.02.2008 gün ve 2008/4-127 E. 2008/130 K. sayılı ilamı). Somut olaya gelince; kişilik haklarına saldırı iddiasıyla manevi tazminat talebinde bulunan davacı, yetki konusunda seçimlik hakkını, haksız eylemin işlendiği ve aynı zamanda kendi yerleşim yeri mahkemesinde kullanmıştır....

      Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davacı-davalı erkeğin eşine yönelik şiddet ve hakaret içeren eylemlerinin varlığı kanıtlanamamıştır. Davacı-davalı erkeğin zorunlu askerlik görevini yerine getirdiği sırada müşterek çocuğun hastalığı ile ilgilenememiş olması da ona kusur olarak yüklenemez. İşyerinde eşini küçük düşürdüğü yönünde ise yeterli delil bulunmamaktadır. Davacı-davalı erkeğin, kadının kişilik haklarına saldırı olarak görülebilecek başkaca bir eylemi ispatlanamamıştır. Erkeğin evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini ihmal etmiş olması, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Bu husus nazara alınmadan yetersiz gerekçe ile davalı-davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma davasının eki niteliğinde bulunan maddi ve manevi tazminatlar boşanma kararının kesinleşmesiyle istenebilir hale (muaccel) gelir ve istek var ise bu tarihten itibaren faize hükmedilebilir....

        Uyuşmazlığa uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi; “Kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevitazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir." düzenlemesini içermektedir. Bu madde gereğince, kişilik hakkı zedelenen kimse manevi tazminat talebinde bulunabilecektir. Mahkemece uyulan bozma kararında; hırsızın eve girmesiyle davacının ruhsal bütünlüğünün bozulduğu, özel hayatına müdahale edildiği ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilmiş ancak hırsızın davacının eve girmesinde davalılar arasında imzalanan güvenlik sözleşmesi hükümleri ve tarafların kusur durumları nazara alınarak manevi tazminatın koşulları oluşabileceği değerlendirilip sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir....

          Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmediği kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir. Erkeğin evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini ihmal etmiş olması, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Davalı-karşı davacı erkeğin, kadının kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirilebilecek başkaca bir eylemi de kanıtlanamadığına göre, kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Kendisi yoksul olan nafaka ile sorumlu tutulamaz. Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve gelirleri değerlendirilerek, davacı-karşı davalı kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği kabul edilerek, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/383 sayılı dosyaya verdiği cevap dilekçesinde kişilik haklarına saldırıldığından bahisle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Gerek dava konusu gazete yazısında gerekse davalı ... tarafından verilen dilekçelerde davacının rüşvet alan kişi olarak tanımlandırıldığı oysa bu iddiayı doğrulayan herhangi bir belge ve soruşturmanın bulunmadığı gözetildiğinde, davacının kişilik haklarına saldırı oluştuğunun kabul edilmesi ve uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan davacının karar düzeltme isteminin reddine ilişkin çoğunluk kararına katılmıyorum. 18/09/2013...

              un belediye başkanlığı yaptığı dönemde diğer davacı .... usulsüz olarak inşaat ruhsatı verdiğinden bahisle basına yaptığı açıklamaların, kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu beyan ederek, maddi ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuşlardır. Davalı; davacı....verilen imar ruhsatının, Bakanlıkça tasdikli planlara uygun olmaması nedeniyle Belediye Encümeni Kararı ile iptal edildiğini, davacılara şahsi ve siyasi garezinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, davalının gerekli araştırmayı yapmadan davacılar hakkında basına gerçeğe aykırı kimi beyanlarda bulunduğu, bu şekilde davacıların kişilik haklarının zarar görmesine neden olduğu kabul edilerek, manevi tazminat davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat davasının ise ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde; 29/03/2004 tarihli belediye seçiminde belediye başkan adayı olan davac..., maliki olduğu taşınmaza inşaat ruhsatı almak için 24/03/2004 tarihinde, davacı ...'...

                vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/08/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 11/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından; ......

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/03/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen .../04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından davalı hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığı (Özel Soruşturma Bürosu) tarafından şüpheli sıfatıyla fezleke düzenlenerek ... Başkanlığına sunulmak üzere ......

                    Davacı, ....olduğunu, rektörlük seçimlerine dair sürecin başladığı 2011 yılı başından itibaren davalının yaptığı yayınlarda açıkça kendisini hedef alan, karalamaya ve küçük düşürmeye yönelik yazı, haber ve makaleler yayınlamaya başladığını, özellikle "...'de eğer zerre kadar onur ve erdem varsa derhal istifa etmelidir..." şeklindeki ibarenin doğrudan doğruya kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu beyanla uğranılan zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, yapılan yayında davacının kişilik haklarına herhangi bir saldırı olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıyı hedef alan, karalamaya ve küçük düşürmeye yönelik, hakaret mahiyetinde yazılar yazması nedeni ile basın özgürlüğü sınırlarını aştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu