Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacı, davaya konu aracın ayıplı olduğunu ispat yükü altındadır. 12/05/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; satış sözleşmesine konu aracın ortalama değerinin 110.000,00 TL olduğu, araç motorunun onarımında farklı silindir gömleklerinin kullanılmasının ayıp niteliğinde olmadığı, araçta oluşan hasarın aracın yaşı gereği zamanla oluşabilecek bir durum olduğu, ayrıca bu hasarın kullanıcı hatasından da kaynaklanabileceği ve aracın ayıplı olmadığı tespit edilmiştir. 30/09/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile; davaya konu aracın piyasa değerinin 110.000,00 TL olduğu, motorun onarımında farklı silindir gömleklerinin takılmasının ayıp niteliğinde olmadığı, ... ...tipindeki araçların motor gömleklerinin marka fark etmeksizin standart olarak üretildiği, araçta oluşan hasarın farklı silindir gömleği kullanmasından kaynaklanmadığı, hasarın malzeme yorgunluğundan kaynaklandığı ve aracın ayıplı olmadığı tespit edilmiştir....

    Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. (5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir. (6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir. 3....

      elektrikli akülü treporter satıldığını, satım bedeli olarak kendisinden 25.000,00 TL alındığını, satına emtianın ayıplı olduğunu, çalışmamakta olduğunu, çalıştığında da aküsünün çabuk bitmekte sık sık yolda kaldığını, özürlü oluşundan istifade edilerek hile yapılarak yanıltıldığını ve kendisinden peşin 25.000,00 TL alınarak aracın kendisine teslim edildiğini, aracın hiç bir teknik belgesi, fatura, ÖTV ve diğer vergi işlemleri yapılmadan sadece kendisine kartvizit edilerek araç teslim edildiğini, davacı tüketicinin evine araç geldiğinde aracın hiç bir belgesinin olmadığını, aracın çalışmaz halde olduğu, davacının aracını kullanamayacağı ve hile yapılarak yanıltıldığını, ayıplı olduğunun anlaşıldığını, aracın gerçek değerinin çok üstünde davacının tüketiciye karşı gabin yapıldığının görüldüğünü, bu nedenle davacının çocukları davalıya ait ticari işletmeye gittiklerini, önce aynı araçtan peşin para ile almak istediklerini söylediklerinde ve fiyat sorduklarında fiyatının 15.500,00 TL olduğunun...

      Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp olup olmadığı, davacının ayıp nedeniyle bedelden indirim talep edip edemeyeceği ve davalıların bedel indirimi talebinden sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı satış bedelinden indirim talepli alacak davasıdır. DELİLLER : Dosyada mübrez ------- yevmiye numaralı ihtarname incelendiğinde; davacı--------- tarafından davalı------ davaya konu aracın kusurlu olduğundan bahisle aracı tetkik etmeleri ve ifa etmeleri gereken düzeltmeleri yapmaları için çekildiği anlaşılmıştır. Dosyada mübrez ---- tarihli fatura incelendiğinde; taraflarının ---- olduğu, faturanın ----- model araca ilişkin olduğu ve bedelinin ----- olduğu anlaşılmıştır....

        Bu husus 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesinin altıncı fıkrasında “Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur. Yalnızca ayıplı mal satılan veya bir kat ya da reyon gibi bir bölümü sürekli olarak ayıplı mal satışına, tüketicinin bilebileceği şekilde tahsis edilmiş yerlerde bu etiketin konulma zorunluluğu yoktur. Malın ayıplı olduğu hususu, tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde gösterilir.” şeklinde açıklanmıştır. Bu düzenlemeyle malın özürlü/ayıplı şekilde satışa sunulduğu konusunda tüketicinin aydınlatılmış olması hâlinde, ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında ayıptan sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanmayacaktır (TKHK, m.4/5). 20....

          Dava konusu aracın satış tarihi itibariyle dava konusu olayda uygulanması gereken 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (6502 sayılı Kanun) 8 inci maddesine göre; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır."...

            Yaptırılan bilirkişi incelemesinde, satış tarihi itibarıyla emsal ayıpsız araç değerinin--- olduğu, nispi metod uygulandığında, iki tutar arasında --- tutarına tatbik edildiğinde, indirime esas değerin --- olduğu, bu durumda satış bedelinden indirilebilecek tutar --- olduğu, tespit edildiğinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir....

              Maddesi çerçevesinde gizli veya açık ayıplı olmadığı, aracın satın alınma tarihi olan 08.05.2014 ile 10.12.2016 tarihleri arasında, başlıca iki sorun yaşadığı, tekrarlayan sorunun akü orijinli olduğu, aracın yapısal donanımı ile ilgili bir ayıp nedeniyle olmadığı tespitlerine göre ilk derece mahkemesinin davalı Otkar Otomotiv yönünden vermiş olduğu usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ancak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 11/2....

              Aldırılan ek rapora göre, aracın satış tarihindeki ayıpsız hali değerinin 52.000,00- TL, aynı tarihte aracın ayıplı halinin değerinin 40.000,00- TL olduğu bildirilmiş olup, bu durumda satış bedelinden indirilmesi gereken tutar 9.923,07- TL’dir. (bilirkişi raporunda indirilmesi gereken tutarın yuvarlanmış haliyle 9.924,00- TL olarak yazıldığı görülmüştür) Diğer yandan aldırılan rapor ile aracın km'si ile oynanması ve km'sinin gerçekte olduğundan fazla olması sebebiyle yapılan masrafların ise 7.300,00- TL olduğu sabit hale gelmiştir....

              Her ne kadar, aracın resmi noter satışı sözleşmesinde satıcı olarak diğer davalının adı bulunmuş olsa da; oto galeri işletmelerinde araçlarını satacak kişilerin, araçlarını resmi olarak oto galeri işletmesine devretmeden galeri işletmesi tarafından bulunan müşterilere resmi satış yoluyla devrettikleri, bu uygulamadaki amacın noterde iki ayrı satış işlemi yapılarak iki ayrı harç ve vergi ödemesinden kaçınmak olduğu, ikinci el araç piyasasında bu uygulamanın yaygın olduğu anlaşılmakla, eldeki davada aracın gerçek satıcısının T7 olduğu, T7'ın da 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un (3)-1)-i) bendi kapsamında araç satış işlemini mesleki faaliyet kapsamında yapılan satıcı olduğu, bu haliyle görevli mahkemenin Tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu