Şti. vdl. aleyhine 24/12/2008 gününde verilen dilekçe ile rucüen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/06/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı yasa ile eklenen 2. fıkraya göre; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Yine Tebligat Kanunu'nun aynı yasa ile değişik 35/2. maddesine göre; adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği "ve" adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde bu maddeye göre tebligat yapılır. Davalı ... ve Davalı ..... Ltd....
Mahkemece, elektrik abonesi olan davacının yola terk işleminden sonra basit bir başvuru ile abonelik sözleşmesinin sona erdirmeyip, sözleşme nedeniyle kendisini doğmuş tüm hak ve borçlardan arınmış olarak yola terk işlemini yapması mümkün iken, bunu yapmayarak davaya konu 34322 numaralı elektrik sayacından davalı belediyenin elektrik kullanımını ispat edemeden davalı belediyeden rucüen alacak ve manevi tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, tarımsal sulama aboneliği nedeniyle kullanmadığı halde ...mek zorunda kaldığı elektrik bedelinin fiili kullanıcıdan rücuen tahsili ile manevi tazminat isteminden ibarettir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/369 ESAS DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili davalı aleyhine açmış olduğu 127.074,84 TL'nin tahsili için açılan rucüen alacak davasında alacak miktarının, ferisi ile birlikte yüksek bir meblağ teşkil ettiğinden alacağın karşılıksız kalmaması ve dava sonunda infazının sağlanabilmesi için, varsa davalı adına kayıtlı olan taşınmazlar ve araçlar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiştir. İşbu karara yönelik davalı vekilinin itirazı üzerine davalı vekilinin ihtiyati hacze ilişkin itirazın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın kasko sigortası rucüen isteminden kaynaklanmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır . SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile ---- tarihinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan rucüen tahsili talebine ilişkindir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "somut olayda; dava konusu Kurum alacağının 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu çerçevesinde ödenmiş olması, davacı Kurumun yapılandırmayı kabul ederek alacağın tamamını belirlemesi, yapılandırmanın karşılıklı anlaşmayı içermesi, bu Kanun'un Kurum ile gerçek ve tüzel kişiler arasında dava konusu haline gelenler de dahil olmak üzere uyuşmazlıkları karşılıklı uzlaşı ile sonlandırmayı (tasfiyeyi) amaçladığı, rucüen tazminat davalarının konusuz kalmasına dair Kanun'da açık bir düzenleme bulunmamakta ise de Kanun'un 9/13-ç alt bendinde davaların sona ermesi halinde yargılama giderine hükmedilemeyeceği yönünde düzenleme bulunduğu, rucüen tazminat davasının 7440 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma nedeniyle konusuz kaldığı anlaşılmakla Kanun ile amaçlanan sonuç elde edildiğine göre Kanun'un 9/13-ç alt bendinde olduğu gibi davalı aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği ve hakkaniyete uygun olanın...
Dava açıldığı tarihte 6100 sayılı HMK yürürlükte bulunup, maddi tazminat istemli davanın niteliğine göre belirsiz alacak davası veya kısmi dava olarak açılması mümkündür. Bu gibi durumlarda davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığından söz edebilmek için dava dilekçesinde açıkça buna dayanıldığının belirtilmesi ve talebe konu alacak için asgari bir miktar gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda 20.02.2014 tarihli dava dilekçesinde maddi tazminat istemi yönünden açıkça HMK’nun 107. maddesine dayanılmakla beraber; maddi tazminat istemi için harca esas asgari bir miktarın belirtilmediği, bu yönüyle dava dilekçesinde maddi tazminat isteminin belirsiz alacak davası niteliğinde açıldığından bahsolunamayacağı gibi, maddi tazminat istemine ilişkin harcı yatırılarak usulüne uygun açılmış bir davadan da bahsedilemeyeceği açıktır....
O halde, mahkemece ...den usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet (geçici ve sürekli) derecesi ve oranının, iyileşme süresinin ve davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmadığının, ihtiyacı var ise ihtiyaç süresinin belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26.02.2015 gününde oybirliğiyle verildi....
Müdürlüğü'nün 2012/2819 Takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 6.871,20 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı asil tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı asil ...'nın aşağıda belirtilen neden haricinde sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesine rağmen, davacı tarafından yapılan 475,21 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine hükmedilmiştir....
Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; Dava, rucüen tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karar davacı SGK vekilince istinaf edilmiştir. Dava ek dava mahiyetinde olup daha önce açılıp kesinleşen dosyadaki hukuki durumların yeniden tartışılmasına hukuken cevaz yoktur. Öte yandan peşin değerli gelir bağlanan babanın işe girmek sureti ile gelirden çıktığı, bu durumda kurum isteğinin fiili ödemelere münhasır kaldığı, bu yönü ile de ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı görülmüştür....