Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebepler ile haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan sorumluluğun kusursuz sorumluluk olmasına göre davacı karşı davalı şirket vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı karşı davalı şirket vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak ’ye gelir kaydedilmesine, 28.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      HMK’nın 399. maddesi uyarınca haksız ihtiyati tedbir nedeniyle aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf bu tedbir kararından dolayı uğradığı zararını kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince karşı taraftan isteyebilir. Haksız ihtiyati tedbirden dolayı maddi tazminat davası açılabilmesi için icra edilmiş bir tedbir kararının bulunması, bu tedbirin haksız olduğunun ortaya çıkması, tedbir sebebiyle zarar meydana gelmiş olması ve zarar ile haksız ihtiyati tedbir arasında uygun illiyet bağının bulunması şarttır. Maddi tazminat isteklerinde, manevi tazminat isteklerinden farklı olarak haksız ihtiyati tedbirden dolayı ihtiyati tedbir koyduran tarafın kusursuz sorumluluğu kabul edilmiştir. Yani, haksız ihtiyati tedbiri koydurtmuş olan tarafın bundan doğan maddi zararla sorumlu tutulabilmesi için ihtiyati tedbiri kötü niyetle istemiş ve koydurmuş olması gerekmez. İcra edilmiş olan ihtiyati tedbirin haksız olması ve bir zarara neden olmuş olması sorumluluk için yeterlidir....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava; haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. HMK' nın 399/2. Maddesinde lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Aynı düzenleme, İİK259/4. Fıkrasında " tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür" şeklindedir. Haksız haciz istemine dayalı tazminatta taraflar tacir ve olay tarafların ticari işletmeleri ile alakalı ise görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. HMK'nın 1. Maddesinde "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir....

          DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin TPMK nezdinde ... başvuru numaralı "..." ibareli marka ile ilgili sektörde hizmet verdiğini, davalının Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü nezdinde "..." başlığı altında telif hakkı müracaatında bulunduğunu ve tescil belgesi verildiğini, davalının bu tescilinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının bu eserin kayıt tescil belgesine dayanarak müvekkili aleyhine Mahkememizin 2020/507 Değişik İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunduğunu ve alınan rapor neticesinde tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin tedbir kararı nedeniyle müşterileri ve tedarikçileri nezdinde çok ciddi itibar kaybına uğradığını, büyük çaplı iş yaptığı kişilerin müvekkili ile alışverişini...

            DAVA KONUSU : Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin TPMK nezdinde 2019/482020 başvuru numaralı "DRY HÜNKAR GURME" ibareli marka ile ilgili sektörde hizmet verdiğini, davalının Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü nezdinde "Muhteşem İkili Aç Bitir Paket" başlığı altında telif hakkı müracaatında bulunduğunu ve tescil belgesi verildiğini, davalının bu tescilinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının bu eserin kayıt tescil belgesine dayanarak müvekkili aleyhine Mahkememizin 2020/507 Değişik İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunduğunu ve alınan rapor neticesinde tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin tedbir kararı nedeniyle müşterileri ve tedarikçileri nezdinde çok ciddi itibar kaybına uğradığını, büyük çaplı iş yaptığı kişilerin müvekkili...

            HMK 399 maddesine göre; " (1)Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararıı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararın tazminle yükümlüdür. " şeklinde düzenleme yapılmıştır. (2)Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. (3)Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımınma uğrar. şeklinde düzenleme yapılmıştır. HMK'nın 399/2 maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, haksız ihtiyati tedbir sebebiyle uğranılan zararın tazmini davasının, esas hakkındaki davanın görüldüğü ve karara bağlandığı mahkemede açılması gerekir. Mahkemenin görevli olup olmadığı hususu HMK 114/1-c maddesi uyarınca "dava şartı" niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında ve re'sen gözetilmelidir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/12/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 30/09/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                Dava; 6100 Sayılı HMK'nın 399. maddesi gereğince haksız tedbir uygulanması ve aleyhine davalar açılması sebebi ile maddi tazminat talebine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 399. maddesi; (1) " Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.(2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. (3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. '' hükümlerini içermektedir. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesinde davanın ''Davalıların açmış olduğu davalar hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilmiştir....

                Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Anayasa'mızda düzenlenen ve yasalarımızda yer alan şikayet hakkının mevcut olması karşısında zararın ortaya çıkma ihtimalinin bulunması durumunda şikayet hakkının kullanılması ve bunun neticesi olarak yasal sonuçlarının ortaya çıkmasının tazminat anlamında sorumluluk gerektirmediği, şikayet hakkının kullanılmasına neden olabilecek bir durum neticesinde şikayet hakkının kullanılması ve akabinde dava açılmasının tazminat için yeterli kabul edilmediği, bu durumun kişilik hakkına saldırısı olarak değerlendirilmediği, davacı hakkında 20.04.2008 tarihli genel kurul toplantısında kooperatifi zarara uğrattığından bahisle ibra işleminin yapılmadığı ve dolayısıyla haklarında dava açılması için denetim kurulunun harekete geçirilmesi ile alınan hesap komisyonu raporunda da davacının sorumlu olduğunun belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde bu durumun doğrudan haksız bir şikayet ve haksız bir dava olarak nitelendirilemeyeceği, davalılar ve...

                  UYAP Entegrasyonu