Dava; Haksız ihtiyati haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK'nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, manevi tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının kötü niyeti ve ağır kusurunun bulunması gerekir (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). (Aynı doğrultuda Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E - 2018/6494 K. Sayılı ilamı)....
ın tali kusurlu bulunduğu, her ne kadar mahkemece oran içeren kusur incelemesi yapılacak ise de ihtiyati haciz talebi bakımından alacak ve haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delillerin gösterildiği, nitekim mahkemece bu hukuki olguların varlığı kabul edilerek manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için tam ispatın gerekmediği, talep edilen rakamın miktarından ziyade muacceliyetinin önemli olduğu, ayrıca talebin belirsiz alacak kapsamında kaldığı, burada davacılar için ihtiyati haciz kararının sağladığı hakların önemsenmesi gerektiği, ihtiyati haciz bakımından yaklaşık ispatın yeterli olduğu, somut uyuşmazlıkta mevcut deliller nazara alınarak yaklaşık ispat şartı sağlandığından mahkemece davalı ..... ile davalı sürücü ... aleyhine İİK'nin 257/1. maddesi kapsamında maddi tazminat yönünden de ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile .......
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde, açıkça ihtiyati haciz talep etmiş olup, ihtiyati tedbir talebi bulunmamaktadır. İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz kararları farklı sonuçları olan geçici hukuki koruma tedbirleri olup, mahkemece ihtiyati haciz yerine ihtiyati tedbir koşullarının oluşmaması nedeniyle talebin reddine karar verilmesi yukarıda yazılı yasa maddeleri hükümlerine açıkça aykırılık teşkil etmektedir....
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiğinden, bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir talebinin incelenmesi gerekir. Mahkemece, ihtiyati hacizde yakın ispat koşulunun gerçekleştiği gözetilerek "tedbirde orantılılık" ilkesine uygun biçimde davacıların ihtiyati haciz isteminin kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacıların istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Buna göre, Mahkemece davacıların talebine konu taşınır ve taşınmazlar araştırılıp tespit edilerek, davacıların tazminat talebi ile orantılı ve borçlunun ekonomik ve ticari hayatını etkilemeyecek biçimde "tedbirde ölçülülük" ilkesine uygun bir ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir karar verilmesi gerekmektedir....
(I) Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, tazminata (para alacağı) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır....
Davacı, davalı şirkette geçirdiği iş kazası neticesinde uğradığı cismani zararın tazmini için açtığı tazminat davasında, ihtiyati haciz talebinde de bulunmuş ve mahkemece davada talep edilen 250.400 TL ye yetecek miktarda borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İİK'nun 257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmıştır. Somut olayda, tazminat isteminin haksız fiil nedeniyle oluşan zarardan kaynaklandığı açıktır. Tazminat davasında, davacı lehine hüküm kurulması halinde hükmün infazının akim kalmasını önlemek amacıyla ihitiyati haciz talep edilmiş; bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup, mahkemece ihtiyati haciz koşullarının bulunduğunun kabulü yerindedir....
olduğundan davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin istinaf başvurusu yerinde bulunmuştur....
Davacının manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı tespit edildiğinden davacının istinaf başvurusunun bu yönüyle de reddedilmesinin gerektiği anlaşılmıştır. Davacının maddi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Fazlaya dair haklar saklı tutulmuş olsa dahi ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından davacının dava dilekçesinde şimdilik istediği maddi tazminat miktarının esas alınması gerekir....
Mahkeme 17/10/2022 tarihli ara kararı ile; dava dosyasının halen maluliyete ilişkin rapor tanzimi için İstanbul Adli Tıp Kurumunda olduğu, alınan son aktüerya bilirkişi raporundan sonra davacının maddi tazminata ilişkin talebini 313.963,11 TL olarak arttırdığı görülmekle ihtiyati haciz talebinin bu miktar ile BAM kararındaki manevi tazminat miktarı da dikkate alınarak toplam 333.963,11 TL üzerinden davacının adli yardım talebinden yararlandığı da dikkate alınarak teminatsız olarak kabulüne, 1.219.194,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat tutarı olmak üzere toplam 1.239.194,00 TL üzerinden ihtiyati haciz isteğinin ise reddine karar vermiş, davacı vekili ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunarak ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
İlk derece mahkemesinin 24/01/2023 tarihli tensip zaptı 21 nolu ara kararında da belirtildiği üzere, ihtiyati haciz için yasal koşulların oluştuğunu, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığının görülerek olay tarihi itibari ile haksız fiilden kaynaklı tazminat muaccel hale gelmiştir. Dairemizce yapılan incelemede davacıların maddi tazminat talepleri yönünden ihtiyati haciz isteğinin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davalı T14'in ihtiyati hacizin kaldırılması talebinin reddine dair karar doğru olup davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir....