DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 50, 53/3, 55. ve 56 maddeleri kapsamında, silahla kasten yaralamaya eylemine dayalı açılan, davacıların yaralanmasına ilişkin manevi ve maddi tazminat davasıdır. Mahkemece 18.05.2023 günlü ara karar ile davacılar vekilinin maddi ve manevi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, verilen ara karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Reddedilen ihtiyati haciz talebine karşı yapılan istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede ise; 2004 sayılı İİK'nın 257/1 maddesinde; "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir" düzenlemesi muaccel, bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiştir....
Karşı Dava Yönünden; Birleşen davada; davacı vekili, ihtiyati haczin uygulanması nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini talep edilmiştir. Dava konusu alacak için davalı/karşı davacı aleyhine İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/04/2014 tarih, 2014/179 D.iş sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verildiği, davacı aleyhine alınan ihtiyati haciz kararının, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında takibe konularak ihtiyati haciz kararına istinaden davalı adına kayıtlı taşınmazlarda 30/04/2014 tarihinde ihtiyati haciz işlemi uygulandığı anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK’nun 259/1. maddesinde ise, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür....
zararını ve davalının kusurunu kanıtlayamadığı, kaldı ki davalının talebi üzerine yapılan haczin kanunun verdiği yetkiye dayandığının ve bu yetkinin sınırları içinde kaldığının kabulü gerektiği, zira adresinde haciz talep olunan davacı üçüncü kişi ile icra dosyasının borçlusu arasında organik bağ olduğu düşüncesi ile haciz uygulatılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, bu itibarla maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı, manevi tazminat yönünden de kusur sorumluluğunun söz konusu olduğu, haksız ihtiyati haciz sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için öncelikle TBK 49.maddesindeki koşulların oluşması gerektiği, bu itibarla manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmış..." denilerek davanın reddine reddine karar verilmiştir....
Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkün olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8., 9. ve 40. Hukuk Dairelerinin yukarıda açıklanan ve benimsenen kararları da bu yöndedir." denilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı, davacıların kızları olan müteveffanın vefatına ilişkin belgeler ve diğer deliller ile yaklaşık ispat kuralına göre değerlendirme yapılmak suretiyle ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz talebinin karara bağlandığı gözetildiğinde davalılar vekilinin ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati haciz davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili,müvekkillerin murisi ve desteği...ın davaların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini belirterek davacı eş için 20.000,00 TL manevi,1.000,00 TL maddi, davacı çocuk Fahri için 20.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL, davacı çocuk Funda için 20.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, İİK'nun 257.m. vd. Koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davalı gerçek kişilerin ihtiyati haciz kararlarına itirazlarının reddine karar verilmiş, ihtiyati haciz kararına ilişkin ara karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
17.02.2022 tarihli ara kararın kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesini talep ettiğini belirtmiştir....
Somut olayda, meydana gelen trafik kazası nedeniyle tazminat alacağının 6098 sayılı TBK 117. maddesi gereğince olay tarihinde muaccel hale geldiği açıktır. Sadece maluliyet oranı, kusur durumu ve tazminat miktarı çekişmelidir. Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kabulüne karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1-b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkilinin oğlunu kaybetmesine neden olan kaza nedeniyle müvekkilinin hem maddi hem manevi olarak büyük zarara uğradığını, açacakları maddi ve manevi tazminat istemli davaya ilişkin olarak, eldeki dosyadan tedbir kararı verilmemesi nedeniyle mal kaçırma sonucunda herhangi bir tazminat elde edilemeyeceği ve bunun sonucunda da müvekkilinin maddi ve manevi tekrar zarara uğramış olacağını, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmuş olduğunu, 2-Talep eden vekilince verilen ek istinaf dilekçesinde ise sehven ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını ve taleplerinin ihtiyati haciz olarak değerlendirilmesini beyan ederek kararın kaldırılması ile öncelikle teminatsız olarak, aksi kanaatte olunması halinde ise bir miktar teminat mukabilinde davalı ...'ın ... plaka sayılı aracına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir....
ispat koşulu gerçekleşmiş olup, ekli belgelere göre bir miktar tazminat alacağının doğduğunu kabul ihtimal ve ispat dahilinde olduğundan, tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle davacılar vekilinin maddi-manevi tazminata yönelik ihtiyati haciz talebinin (talep edilen toplam maddi-manevi tazminat Üzerinden) takdiren 010 teminat mukabilinde İİK'nun 257. maddesi gereğince kabulü gerekirken, alacağın varlığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile maddi-manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi doğru bulunmadığından, davacılar vekilinin maddi-manevi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine lişkin ara kararına yönelik, istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin buna ilişkin ara kararının kaldırılmasına ve davalılardan T15, T7 ve T5 adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına...
Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin teminatsız olarak kabulü ile 170.000 TL üzerinden davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş; davalı işleten vekilinin itirazı üzerine yapılan incelemede itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı ... Turizm...Şirketi vekili istinafında; ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, alacak miktarının belirsiz olduğunu ve ilama dayanmadığını, somut gerekçe gösterilmediğini, teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir. Talep, maddi tazminat ve manevi tazminat istemli davada verilen geçici hukuki koruma kararına ilişkindir. Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK'nın 353 ve 355'inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür....