Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeni ile tazminat Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 1.754,30 TL maddi 5.300,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Gerekçeli karar başlığında "koruma tedbirleri nedeniyle tazminat" yerine "5271 sayılı yasaya göre tazminat" ibaresine yer verilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı, olarak kabul edilmiştir. Temyiz incelemesi sırasında dairemizce UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, davacının tutuklu kaldığı sürelerin aldığı başka bir cezadan mahsup edilmediği, davacı hakkındaki koruma tedbiri süresinin infaz edildiği, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak açılmış mükerrer dava olmadığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncelere iştirak edilmemiştir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat talebinin dayanağı olan ... 4....

      Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. Eldeki davada istemi, araç hırsızlığından kaynaklanan haksız eylem nedeniyle maddi manevi tazminata (para alacağı) yönelik olup; geçici hukuki koruma tedbiri de ihtiyati hacizdir.Nitekim, davacı vekili de dava dilekçesinde ihtiyati haciz istemiş, ilk erece mahkemesince de bu yönde değerlendirme yapılmıştır....

      Zira her iki hukuki koruma tedbiri; amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteligindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diger kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Bu bakımdan İDM'nin karar şekli kanuna aykırıdır. Ancak, aşağıdaki açıklanan gerekçelerle sadece yapılan yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir....

      Sulh Ceza Mahkemesinin 03.09.2009 tarih ve 2009/945 sayısı ile Adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmiş olup, hakkında yapılan yargılama sonucu beraatine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, 2709 sayılı TC Anayasası’nın 19, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5 ve CMK'nın 141 ve devamı maddeleri gereğince, davacının Adli Kontrol kararına kadar olan 1 günlük fiili tutmanın, davacının içinde bulunduğu somut durum, uygulanan yakalama tedbirinin süresi, niteliği, etkileri, uygulanma tarzı gibi faktörler dikkate alındığında; Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK'nın 141/1 ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden gerçekleştiği, bu nedenle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararla ilgili makul bir tazminat miktarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten...

        142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla; Davacının 12.214,85 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 24,65 TL ve 347,63 TL maddi, 50,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, davacının vekalet ücretinden kaynaklı uğramış olduğu 6.800,00 TL zararın maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 6.800,00 TL maddi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiş olup, Dairemizin 14.05.2018 tarih ve 2018/684 Esas - 2018/5394 Karar sayılı bozma ilamı öncesi, 02.06.2015 tarihli manevi tazminata, net asgari ücret üzerinden hesaplanan gelir kaybına...

          Dosya içeriğine göre, el koyma işlemi CMK hükümlerine uygun olarak yapılmış ancak el koyma koruma tedbiri nedeniyle tazminat verilmesini öngören CMK’nın 141/1-j maddesi gereğince el konulan çayların “korunması için gerekli tedbirlerin alınmaması” dolayısıyla davacının oluşan maddi zararları nedeniyle tazminata hak kazanacağı, ancak haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gözetilerek davacı lehine manevi tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı yararına hükmedilen tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir....

            zarara uğradığının bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davacının Temmuz 2016 tarihindeki maaşını tam olarak, Ağustos 2016 tarihindeki maaşını ise kesintili aldığı, ancak davacının görevine iade edilmemesi nedeniyle kendisine maaş farkının koruma tedbirlerinden kaynaklı maddi tazminat kapsamında ödenmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla bilirkişi raporunda hesap edilen 1.823,28TL maaş farkının maddi tazminat kapsamında değerlendirilemeyeceği kanaatiyle maddi vakıaya ve öngörülen hukuki düzenlemelere uygun olan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davacının 02/09/2016-15/08/2017 dönemine ilişkin 15.644,03TL maddi zarara uğradığı anlaşıldığından, 15.644,03TL maddi tazminatın davacının talebi doğrultusunda (davacı vekili dava dilekçesinde faiz başlangıcını tutuklama tarihi olarak belirtmiş ise de mahkememizin 22/03/2019 tarihli 1....

              Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Bu durumda,somut olayda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiştir. Bir davada maddi olayları anlatmak davacıya, bu olayların hukuki nitelendirilmesini yapmak görevi ise hakime aittir. Davacı açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davasında, ileride alabileceği ilamın sonuçlarının hükümsüz kalmaması açısından davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir....

                Özellikle uygulamada geçici hukuki korumaların gittikçe önem kazanması, ilk derece mahkemelerince bu konuda verilen kararların önüne geçilmesi, gerek maddi gerekse hukuki yanlışlıkların düzeltilmesi amacıyla böyle bir hükme yer verilmiştir. Bu yapılırken tüm geçici hukuki koruma kararları değil, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz bakımından istinaf denetimi kabul edilmiş, bunların dışında kalan delil tespiti... gibi geçici hukuki korumalar için bu imkan tanınmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu