Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması, 2-Davacı tarafça dava dilekçesinde hükmolunacak tazminat miktarlarına tutuklama tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinde bulunulması karşısında, davacı hakkında iki farklı dönemde koruma tedbiri uygulandığı dikkate alınarak, her bir koruma tedbiri dönemi için ayrı ayrı manevi tazminat miktarları belirlenip, belirlenen her bir tazminat miktarına ilişkin olduğu tarihten itibaren faiz işletilmemesi...
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davacı vekilinin, yukarıda esas numarası yazılı ilk derece mahkemesinin, maddi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 12/12/2022 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1- b/1 inci maddesi uyarınca esastan reddine, II-Davacı vekilinin manevi tazminat davası yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin yukarıda esas numarası belirtilen ihtiyati haciz talebinin manevi tazminat talebi yönünden reddine ilişkin 12/12/2022 tarihli ara kararının, HMK'nin 353/1- b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre; 1- Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin, manevi tazminat davası bakımından kabulüne, davalılar T3 ve T4'in taşınır ve taşınmaz malları ile 3 üncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine, araçlar üzerinde muhafaza ve yakalama tedbiri uygulanmaksızın, davacının manevi tazminat davası yönünden 100.000,00 TL tazminatı...
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK'nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Dava; haksız fiil hükümlerine göre davalı ... ve araç sürücüsü ve işletin davalıya karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Talep; davalı araç sürücüsü ve işleteni davalı hakkında ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararın kaldırılması istemine ilişkindir. İhtiyati haciz şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır....
Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257.vd maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389.vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. Eldeki davada istem, maddi manevi tazminat isteğine (para alacağına) yönelik olduğuna göre, davacının geçici hukuki koruma tedbirine yönelik isteğinin de ihtiyati haciz olarak kabul edilip değerlendirilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince hem ihtiyati tedbir, hem de ihtiyati haciz olarak değerlendirme yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş ise de; sonuçta ihtiyati haciz isteği istinaf başvurusuna konu edildiğinden bu husus yalnızca eleştirilmekle yetinilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacı vekilinin 11.03.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının sahibi olduğu çaylara bir suç soruşturması nedeniyle el konulduğunu, yapılan yargılama sonunda çayların iadesine hükmedildiğini belirterek, CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Davacı vekili 11.03.2011 tarihli dilekçesi ile 06.02.2010 tarihinde Müvekkiline ait 5.150 kg çaya el konulduğunu, yapılan yargılama sonunda da beraatine hükmedildiğini, gerekli tedbirlerin alınmaması sebebiyle çayların nemlenerek kullanılamaz hale geldiğini belirterek, çürüyen çayların bedeli olarak 56.400 lira maddi ve 5.000 lira manevi tazminat verilmesini talep etmiştir....
Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Dava konusu istek, maddi ve manevi tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu açıktır. Ancak, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir olarak değerlendirme yapılmasında ve kabul kararı verilmiş olması yerinde değilse de, bu karar yönünden yapılmış bir istinaf itirazı bulunmadığından istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak inceleme yapılması gerektiğinden sonuca etkili görülmemiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacı, davalıya ait hububat ticareti yapılan iş yerinde işçi olarak çalışırken 19.08.2020 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sağ ayak 4 parmağının tamamını ve baş parmağının bir kısmını kaybettiği, kaza tarihinden bu yana gelirinin bulunmadığını, geliri olmadığı gibi ileriye dönük gelir elde edebilecek durumda olmadığını, bu durumun hastane ve doktor raporları ile sabit olduğunu, davacının davalının hiçbir iş güvenliği tedbiri almaması sebebiyle meydana gelen iş kazasından dolayı maddi ve manevi yönden büyük bir zarar ile karşı karşıya kaldığını, davalının mallarını kaçırması durumunda müvekkilinin yeni bir zarar ile karşılaşma, hükmedilecek tazminat bedellerinin semeresiz kalma ihtimali bulunduğundan bu noktada geçici hukuki koruma tedbirlerinin devreye girmesi gerektiğini, takdiren teminatsız ihtiyati haciz talep edildiğini, davalının iş sağlığı ve güvenliği hususunda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi sebebiyle...
Tazminat davalarında Kanunun 18. maddesinden hareketle, bu iddianın davalı hazine tarafından en geç ilk duruşmada ileri sürülmesi gerekirken, bu yönde herhangi bir talebin olmadığı ve resen de yetki hususu nazara alınamayacağından, Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' ibaresi yerine, ''466 sayılı yasaya göre tazminat talebi'' ibaresine yer verilmesi, ''23/01/2014'' olan dava tarihinin ''27/01/2014'' olarak yazılması ve hükmün esasını oluşturan kısa kararda davacı lehine ‘’7.500 TL’’ manevi tazminata hükmedilmesine karşın, gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe başlığı altında davacı lehine ‘’2.000 TL’’ manevi tazminata hükmedildiğinin belirtilmiş olması, mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata ve yazım yanlışlıkları olarak kabul edilmiş ve mahkemece asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında, hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılamayacağına ilişkin dairemizce...
Delil tespitine ilişkin hükümlerden sonra "diğer geçici hukuki korumalar" başlıklı 406. maddesinin 2. fıkrasına göre; ihtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel düzenlemeler saklıdır. 406. maddesinin gerekçesinde "bu maddede diğer geçici hukuki korumalar tek tek belirtilmek yerine ihtiyati tedbir ve delil tespiti dışında da geçici hukuki korumalar olabileceğine işaret edilmiştir." 2. fıkranın gerekçesinde "diğer geçici hukuki korumaların bu kısımda düzenlenen geçici hukuki korumalar karşısındaki durumu açıklanmıştır... Bu bölümde düzenlenen ihtiyati tedbir ve delil tespiti dışında, diğer geçici hukuki korumalar kendi özel hükümlerine tabidir....