Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalı şirketin tatbik edilen ihtiyati haciz kararında kusuru bulunduğunu, müvekkilinin ihtiyati haciz sebebiyle ticari itibarının zarar gördüğünü, bu sebeple manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, maddi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz öncesi kar oranı ile ihtiyati haciz sonrası kar oranı farkının tespit edilerek maddi zarar hesaplanması gerekirken ciro karşılaştırması yapılmasının doğru olmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini ve ihtiyati haciz neticesinde kar kaybı yaşandığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Somut uyuşmazlıkta; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır....
un her biri için ayrı ayrı 250.000,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini, ilk derece mahkemesince manevi tazminata ilişkin taleplerinin kısmen kabulü ile 80.000,00 TL üzeriden ihtiyati haciz kararı verildiğini, kalan 420.000,00 TL'lik kısmı yönünden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte zarar meydana geldiğinden, tazminatın haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel olduğunu, alacağın kesin olarak kanıtlanmasının gerekmediğini, müteveffanın haksız fiil sonucu vefat ettiği sabit olması sebebiyle çocuklarının maddi ve manevi zarara uğramış olduğunun kabulünün zaruri olduğunu, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulü gerekirken ihtiyati tedbir yönünden verilen red kararı ile ihtiyati haciz yönünden verilen kısmen red kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
davacı ..... yönünden ihtiyati haciz talebinin KABULÜ İLE; ilgili davacı bakımından uyuşmazlık konusu edilen dava değerinin %20'si oranında 15.600,00 TL nin teminat olarak mahkeme veznesine yatırılması koşuluyla; davalı ....adına kayıtlı taşınmazlar ve araçlar üzerine dava değeri 78.000,00 TL (3.000,00 TL maddi-75.000,00 TL manevi) ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmiştir....
Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin uğramış olduğu zararın haksız eylemden kaynaklandığından, maddi ve tazminat alacaklarının haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale (vadesi gelmiş) geldiğini, yani müvekkilin zararının talep ve dava edilebilir hale geldiğini, halen devam eden Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020/3278 soruşturma sayılı dosyası da dikkate alındığında müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının olduğunun mezkur ceza dosyası ve bu dosyada alınan kaza tespit tutanağı ve tanzim edilen kolluk tutanakları ile sabit olduğunu, haksız fiil tarihi itibarıyla müvekkilinin maddi ve manevi tazminat alacağının muaccel hale geldiğini ve davacı müvekkilinin tazminat alacaklarının, zararının rehinle temin edilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.Dava,yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK'nın 355. maddesine göre...
Bu ilkeler ışığında dava konusu olay değerlendirildiğinde davacının haksız fiil hükümlerine göre maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davacının maddi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz kararı verildiği, davalıların işbu ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmış, davalıların istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle dairemizce istinaf kanun yoluna başvuran davalılar vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b/1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık dava dilekçesinde davalının mallarına ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Keza, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır....
No.lu ve 05.01.2022 tarihli ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAFA CEVAP : Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, taksirle ölüme neden olmaktan kaynaklanan haksız eylem nedeniyle açılan maddi manevi tazminat davasında istenilen geçici hukuki koruma tedbirinin reddine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda özetlenen gerekçelerle, İİK un 257 inci maddesi uyarınca ihtiyati haciz koşulları gerçekleşmediğinden davacının ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Bilindiği üzere; uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır....
(yaklaşık ispat kuralı) Eldeki davada yaklaşık ispat şartı gerçekleşmiş olduğundan ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve davacı vekilinin manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz talebinin reddi kararına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür. Bu itibarla, yerel mahkemece davacının manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin uygun ve makul bir miktar üzerinden ve teminatlı olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ve anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi ara kararının 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin 30.000,00- TL manevi tazminat üzerinden üzerinden ve %15 teminat karşılığında kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı Sinan vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olmasının hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince, tazminat miktarı ile sınırlı da olsa müvekkilin tüm mal varlığını kapsayacak şekilde ihtiyati hacze karar verilmiş olması tedbirde ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ihtiyati haciz talebi kabul edilecek ise de bu kararda tedbirde ölçülülük ilkesinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince manevi tazminat istemine ilişkin olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olması hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilin mal kaçırmaya yönelik bir eylemi de bulunmamakta olup bu yönden de 2004 sayılı İİK madde 257 uyarınca ihtiyati haciz koşulları oluşmadığını, davacıların maddi tazminat talebi sigorta şirketinin hukuki güvencesi altında olduğundan, bu alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinde hukuki yarar bulunmadığını,...