Davalı, kredi taksitlerinin hesabına konulan bloke nedeniyle ödeyemediğini, muaccel olmuş borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle 3.209.29 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davalı, davadaki savunmalarında kredi kardı ödemesi yapmak için ATM cihazına gittiğinde işlem yapmadığını, şubenin bloke koyduğunu, hesabına konulan bloke nedeniyle ödeme yapamadığını, şubenin koyduğu blokeden dolayı genel merkezin kredi tahsilatı yapmadığını savunmuş ve banka sisteminin incelenmesini istemiş olmasına rağmen banka kayıtlarında herhangi bir inceleme yapılmaksızın karar verilmiştir. Oysa ki davalı savunmasının doğrulanması halinde kalan kredi taksitlerinin tamamının muaccel olup olmadığının ayrıca incelenmesi, davalının kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir....
(İİK 287/son) Talep, konkordato isteminde bulunan şirketin banka hesaplarına konulan blokenin kaldırılması ve hesapta bulunan bedellerin başka banka hesabına aktarılmasına dair mahkemenin 02/07/2020 tarihli ara kararının kaldırılmasına ilişkindir. HMK'nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda res'en gözetilerek yapılmıştır....
Bankadan verilen cevapta; İptali istenen ve mahkememizce ödeme yasağı konulan Türk Ekonomi Bankası Erenler şubesine ait ... seri no'lu 30.12.2023 vade tarihli 650.000 TL bedelli çekin 02/01/2024 tarihinde takasa ibraz olduğu ve mahkememiz kararı sebebiyle işlem görmediği anlaşılmıştır. Çekin hamili olduğunu belirten ... vekili aracılığıyla mahkememize müracaat ederek çek üzerindeki ödeme yasağının kaldırılmasını istemiştir. Davacıya çek hamiline karşı çek istirdat davası açması amacıyla kesin süre içerir muhtıra tebliğ edilmiş, davacı vekili 15/01/2024 tarihli dilekçesi ile çek istirdat davası açmadan önce zorunlu olan arabuluculuğa (2024/6794 arb no.) başvurulduğunu bildirmiştir. Arabuluculuk sürecinin tamamlanması beklenmiş, son tutanağın 06/02/2024 tarihinde düzenlendiği ve bu tarih itibariyle sürecin tamamlandığı ve başvurucunun ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuğun yapılamadığı, çek istirdat davasının da açılmadığı anlaşılmıştır....
Ticari Şubesi'ne blokenin sebebini öğrenmek için vekil sıfatıyla dilekçe ile başvurulduğunda ise şube müdürü tarafından vekaletname ve dilekçenin yüzüne fırlatılarak hiçbir bilgi verilme zorunluluğu olmadığı, blokenin devam edeceği ve sebebinin de bildirilmeyeceği söylendiği, şubenin hukuka aykırı olan bu tavrı üzerine davalı bankanın genel merkezine ihtarname ile blokenin kaldırılması aksi halde sebebinin dayanak belgeleri ile birlikte taraflarına bildirilmesi talep edilmiş ancak herhangi bir cevap verilmediği belirterek davalı şirketin müvekkili şirkete ait olan .... TL 'yi 25/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile ...-TL'yi 27/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile .... TL'yi 09/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Davacı ... vekili Av. ... ile davalı ...Ş. vekili Av. ... aralarındaki banka hesabında bulunan blokenin kaldırılması ve istirdat davası hakkında ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - KARAR - HMK’nın 366/1 maddesi yollamasıyla HMK'nun 346/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen kesin bir karara karşı yapılan temyiz isteminin bu mahkeme tarafından reddine karar verilmesi gerekir. Antalya BAM 3....
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu gereğince, taraflar arasında 10/11/1997 tarihinde kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığı, kredi kartı başvuru formunda davacının ... nezdindeki tüm hesaplarından kredi kartı kullanımından doğan borcunun ödenmesi için bankaya virman yetkisi verdiği, davacının bankaya virman yetkisi vermeyi kabul ettikten sonra dava açıp blokenin kaldırılmasını istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, kredi kart borcu sebebiyle bloke edilen emekli maaşının iadesi istemine ilişkindir. Emekli maaşından kesinti yapılabilmesi için, hak sahibi tarafından açıkça yetki verilmesi gerekmektedir....
Davacı, davalı bankadan emekli maaşı aldığını ve davalı banka ile maaşa aracılık ettiği için 3 yıllık promosyon sözleşmesi imzaladığını, ayrıca bankadan tüketici kredisi kullandığını, kredi sözleşmesi yapılırken kredi taksitlerinin aylığından kesilmesi için muvafakat imzalatılmış olduğunu sonradan öğrendiğini, davalıya bankaya olan kredi borcunu ödeyememesi nedeniyle banka şubesinin yaşlılık aylığı kendisine ödemeden tamamına bloke koyduğunu ileri sürerek, almakta olduğu yaşlılık aylığının otomatik olarak kesilmesi kararının iptaline, yaşlılık aylığının kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacının çeşitli sözleşmeler sebebiyle maaşından kesinti yapılmasına birden fazla olarak muvafakat verdiği anlaşılmaktadır. Zaten bu husus davacının da kabulündedir....
blokenin kaldırılmasına karar verilmesini, dava sonuna kadar emekli maaşımın tarafıma ödenmesi için tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesini, talep etmiştir....
Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeble kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz. Yukarıda açıklandığı üzere somut olayda icra takibine konu borç 14.12.2007 tarihinde ödenmiş, eldeki dava borcun icra dosyasına ödenmesinden ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra 21.05.2010 tarihinde “icra takibine konulan çekten dolayı menfi tespit” istemiyle açılmış, sonradan ıslah da edilmemiştir....
görüşmeleri bittikten yaklaşık 10 gün sonra blokenin kaldırıldığını davalının haksız eyleminin müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu beyan ederek 1.000,00 TL Müvekkili şirketin zararının hesabına bloke konulduğu tarih olan ------ tarihleri arasında ki zararların blokenin kaldırıldığı tarihteki oluşan munzam zarar asıl alacak üzerinden en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte zararların karşılanmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....