Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.01.2016 tarih ve 2015/703-2016/14 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı davalı, bankadan 20.000 TL kredi çektiğini, krediyi ayda 718,77 TL emekli maaşından kesilmesi şeklinde ödemeye başladığını, taksitleri ödeyemeyince banka tarafından maaşının tamamına bloke konduğunu ileri sürerek maaşı üzerindeki blokenin kaldırılarak şimdilik 500 TL nin tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması ve yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının ...’ndan aldığı emekli maaşı ödemesinin davalı Banka kanalıyla yapıldığı tartışmasız olup, 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedileceği öngörülmüş, yine İİK'nın 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı yasanın 82. ve 83. maddelerinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmadığı belirtilmiştir....
Davalı banka vekili, kredi sözleşmesi ve verilen taahhüt kapsamında davacının maaş hesabından kesintiler yapıldığını savunarak; davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı banka hesabına yatırılan maaş ve ek ders ücretleri üzerine davacının borçlarından dolayı bir süreliğine bloke konulduğu ancak daha sonra blokenin kaldırılarak, davacının tüketici kredisi ve kredi kartı borcunun havale yolu ile ödendiği, davalı banka tarafından herhangi bir borca karşılık olmadan el konulmuş bir para bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 12/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
, ortaya çıkan bedelden 2008-2014 yılları arası komisyon alacağı olarak 38.367,00 TL'nin kesildiği, gelecek dönem komisyon borçlarını teminen de 25.207,36 TL'nin hesapta blokeye alındığının beyan edildiğini, müvekkilinin mektup bedeli dışındaki bedellerden sorumlu olmadığını, bu hususların taraflar arasındaki rehin ve blokaj sözleşmesinde de çok açık şekilde yer aldığını, buna rağmen masraf- komisyon adı altında müvekkilden bedel kesilmesi ve bakiye rakamdan mektup bedelinin üzerinde bir bedelin halen blokaj altında tutulmasının hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını iddia ederek, haksız yere tahsil edilen masraf ve komisyon bedeli olan 38.367,00 TL' nin, tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte istirdadına ve haksız bloke halinde tutulan 25.207,36 TL üzerindeki blokajın kaldırılması ve bu bedelin iadesi ile tasarruf hakkının davacı tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yargıtay bozma ilamında; "... karar, davacı ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, taraflar arasındaki tüketici kredisi sözleşmesinden doğan borcun davacının maaş hesabından kesilmesi işlemine karşı blokenin kaldırılması ve kesilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. 17.4.2008 tarih ve 5754 Sayılı Yasanın 56.maddesi ile değişik 5510 Sayılı Yasanın 93. maddesinde; 'Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.' düzenlemesine yer verilmiştir....
- K A R A R - Davacı, devlet memuru olduğunu, maaşının davalı banka şubesine yatırıldığını, davalı bankanın kredi kartı borcu olduğu iddiasıyla maaş hesabına bloke uyguladığını, blokenin dışında da bilgi ve makbuz vermeden çeşitli kesintiler yaptığını, 15/10/2014 tarihinde 1.975,11 TL olan maaşının 1.621,21 TL'lik kısmına bloke konulduğunu, maaş hesabına resmi merci yazısı olmaksızın bu şekilde bloke konulmasının hukuka aykırı olduğunu, sözleşmelerin kendisiyle müzakere edilmeksizin imzalatıldığını belirterek, dava tarihine kadar gerçekleşmiş olan toplam 1.621,21 TL tutarındaki kesintinin yasal faiziyle ve ayrıca kesinti ile aynı tutardaki manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece davacının imzaladığı, sözleşme ve taahhütnamedeki düzenlemelerin haksız şart olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne,emekli maaşından kesilen 8056,00 TL nin iadesine, maaşa konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmiştir. 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56.maddesi ile değişik 5510 sayılı yasanın 93.maddesinde “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” Denilerek emekli maaşlarının haczedilemeyeceği 2014/19900-2014/37358 Kuralı getirilmiştir. Buna karşın İİK.nun 83/a maddesi "İİK.nun 82 ve 83. maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir" hükmünü taşımaktadır....
, arabuluculukta davalı ile anlaşmanın mümkün olmadığını, (Turhal Arabuluculuk Bürosu 2021/48795 sayılı dosya), emekli maaşının Turhal PTT'den alındığı için dava açmaya Turhal Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenlerle, müvekkilinin emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması, yapılan kesintilerin (fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000,00 TL'nin) faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmedeki tüketici davacının aleyhine olan ve tüketiciyi külfete sokan hükümlerin tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırılmadığı, bu durumun haksız şart olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının hesabına konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....