ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2022 NUMARASI : 2022/698 ESAS DAVA KONUSU : MÜLKİYETİN TESPİTİ VE TESCİLİ - İHTİYATİ TEDBİR KARAR : Antalya 2....
Somut olayda, taşınmazın mülkiyetinin davalı olduğu ve bu hususun mahkeme marifetiyle ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle tapuya bildirildiğine ve 15.12.1997 tarihi itibariyle sicile işlendiğine göre mahkemece verilecek hüküm sonucuna kadar hacze ilişkin bir takibin devamına da imkan bulunmayacaktır. Mahkeme hükmü ile tapu iptali ve tescile karar verilmekle satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı 1983 tarihi itibariyle mülkiyetin eski kayıt malikinde olmayıp yeni maliki geçtiğinin tespiti de yapılmış olmaktadır. Satış vaadi sözleşlmesine dayalı dava, davacı istemi doğrultusunda sonuçlandığına göre o davada verilen ve tapunun beyanlar hanesine işlenen ihtiyati tedbir kararından sonraki bir tarihi taşıyan haciz şerhi artık davacı için bir hüküm ifade etmeyeceğinden şerhin silinmesine karar verilecek yerde ihtiyati tedbir kararı ve buna bağlanacak hukuki sonuçlar gözden kaçırılarak davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....
Aile Mahkemesinin 2010/828 Esas sayılı davası nedeniyle ihtiyati tedbir ...... bulunduğunu, takibin kesinleşerek taşınmazın satışına karar verildiğini ve alacağa mahsuben 88.500,00-TL’ye davacı ......ya ihale edildiğini, taşınmazın ...... adına tescili talebinin ... ... Müdürlüğünce reddedildiğini ileri sürerek davalı ... Müdürlüğünce verilen 20/09/2013 tarihli 15442 yevmiye nolu red kararının iptaline ve taşınmazın ...... adına tüm şerhlerden ari olarak tesciline karar verilmesini istemiştir....
Davacı taraf, dava konusu Giresun İli Dereli İlçesi Dereli Mahallesi Sarıyar Mevkii 504 parsel sayılı taşınmazın 5/7 oranında hissedarı olduğunu, taşınmaz üzerindeki binayı, diğer hissedarın da muvafakati ile kendisinin yaptırdığını ileri sürerek bu muhtesatın kendisi tarafından yaptırıldığının tespiti ile muhtesatın, diğer hissedar payına isabet eden değerinin tahsili ve bu tutarın diğer hissedara ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı Bakanlık vekili, husumet itirazı ile birlikte dava ve ihtiyati tedbir talebinin esastan da reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının ihtiyati tedbir talebinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmiş; iş bu ara karara karşı davalı tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Geçici hukuki koruma yöntemlerinden biri olan ihtiyati tedbirin şartları, 6100 Sayılı HMK'nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir....
Hukuk Dairesinin 2015/9657 esas sayılı kararında da görüleceği mahkemece yalnızca mülkiyetin tespiti hususunda karar verilebileceğini, müvekkilinin dava konusu aracı alacağına karşılık aldığı gözetildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin ticari hayatını zorlaştırdığını telafisi imkansız zararlar meydana getirdiğini, belirterek yerel mahkemenin ihtiyati tedbire itirazın reddine yönelik kararının kaldırılmasını istemiştir....
Hukuk Dairesinin 2015/9657 esas sayılı kararında da görüleceği mahkemece yalnızca mülkiyetin tespiti hususunda karar verilebileceğini, müvekkilinin dava konusu aracı alacağına karşılık aldığı gözetildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin ticari hayatını zorlaştırdığını telafisi imkansız zararlar meydana getirdiğini, belirterek yerel mahkemenin ihtiyati tedbire itirazın reddine yönelik kararının kaldırılmasını istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/420 esas sayılı ihtiyatı tedbir kararı olduğu, taşınmazdaki mülkiyet hakkına dava dışı ... isimli kişi tarafından itiraz edildiği ve açılan tapu iptal ve tescil davası üzerine ihtiyati tedbir kararı verildiği ve söz konusu dosyanın halen kesinleşmemiş olduğu ve ihtiyati tedbir kararının halen varlığını koruduğu, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 18/3 maddesi uyarınca taşınmaz tapuya kayıtlı olmakla birlikte mülkiyetin ihtilaflı olması durumunda sadece tapu malikine karşı değil, ihtilafın tüm taraflarına karşı dava açılmasının gerektiği dikkate alındığında, ihtiyatı tedbire konu davayı açan ...'...
Somut olayda; dava taşınmazın aynına ilişkin olup, 43247 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 11 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve tescili istenmiştir. Davanın yargılamaları sırasında durumun değişmesi, başka bir deyişle taşınmazın üçüncü kişilere satılması halinde hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da hakkın elde edilmesi tamamen imkânsız hale gelecektir. Bu durumda, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yasanın aradığı koşulların somut olayda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Açıklanan bu nedenle dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 29.11.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: İhtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinde bulunulmuş ve mahkemece bu talebin reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı ek kararın Yargıtay'ca incelenmesi, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep eden vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda kamulaştırılan taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine...
Yerel mahkemece verilen 04/08/2020 tarihli ara karar ile; İhtiyati tedbir talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebine konu uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden HMK'nun 389. maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davalı tarafından bayilik sözleşmesinin haksız ve hukuka aykırı olarak sona ermesine neden olduğunu, buna rağmen mülkiyeti davacı şirkete ait olan ve davalıya sözleşme kapsamında kullanılmak üzere ariyet olarak teslim edilen malzeme ve ekipmanların iade edilmediğini, davalının bu malzeme ve ekipmanları haksız olarak kullandığını, bunların yok olma ihtimallerinin mevcut olup telafisi imkansız zararlara yol açacağını istinaf sebepleri olarak belirtmiştir....