Hukuk Dairesinin 02.10.2018 tarihli 2018/1614 Esas, 2018/6249 Karar sayılı ilamı ile ortaklığın giderilmesi istemi yönünden inceleme yapıldığı, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkin esastan bir inceleme yapılmadığı, başka bir deyişle muhdesat aidiyetinin tespiti ile ilgili olarak Yargıtay'ın bir denetiminin söz konusu olmadığı açıktır. Bu itibarla, 29.09.2022 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi "istinaf" olup görevli merciinin karar tarihi itibariyle Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dilekçe konusunda kanun yolu değerlendirmesi yapmak üzere dosyanın mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeple; Kanun yolu değerlendirmesi yapılmak üzere, dosyanın Mahkemesine tetkiksiz İADESİNE, 04.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....
Bu nedenle kavak ve söğüt ağaçları, kendiliğinden yetişebilen ya da ekonomik amaçla yetiştirilen ve kesilip satılabilen ağaçlar olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmayıp, taşınır hükümlerine tabi mal niteliğinde olduğundan, bu tür ağaçlarla ilgili sorunun çözümünün TMK'nin 728. ve 729. maddelerinde aranması gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....
İddiada ileri sürülen maddi olgulara ve hukuki nitelendirmeye göre, bu tür muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacıların, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmalarında hukuki yarar bulunmamaktadır. Davanın, açıklanan bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
Birşeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı TMK 684/1.madde) Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklarda girer. (TMK 718.madde) 22/12/1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729.maddeler) sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazların arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....
Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad. 718). 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724. ve 729.). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....
Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....
Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, şahsi bir haktır(4721 Sayılı TMK.m.722,724 ve729. Maddeleri).Taşınmaz üzerindeki ağaç,bina gibi tamamlayıcı parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Bu ilke gereğince kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ancak çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince,muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tesbiti talebinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığını kabul etmek gerekmektedir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, davanın açıldığı tarihte davacının hukuki yararının olması ve iddianın kanıtlanması halinde muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda verilecek kararın icra ve infaz kabiliyeti yoktur....
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve beyanlar sütununa yazılması isteğine ilişkindir. Davada öncelikle muhdesatın beyanlar sütununa yazılmasının olanaklı olup olmadığı hususu üzerinde durulması gerekmiştir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerinde arz malikinden başkasına veya yalnızca bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlaşılmalıdır. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri. 2. Bilindiği üzere ve kural olarak tespit davalarında; tespit davası açanın hukuki yararının varlığı gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında “tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” denilmektedir. 3. 6100 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin (h) bendine göre, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Aynı Kanunun 115 inci maddesi uyarınca mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır ve dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verir. 4....
Bu nedenle kavak ve söğüt ağaçları, kendiliğinden yetişebilen ya da ekonomik amaçla yetiştirilen ve kesilip satılabilen ağaçlar olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmayıp, taşınır hükümlerine tabi mal niteliğinde olduğundan, bu tür ağaçlarla ilgili sorunun çözümünün TMK'nin 728. ve 729. maddelerinde aranması gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir....