Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Somut olaya gelince; dava konusu yapılan ve satışına karar verilen 366 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak mahallinde keşif yapılmadan karar verildiği görülmüştür. Ortaklığın giderilmesi davaları taşınmazın aynına ilişkin olup mahkemece tapu kaydının zemine uyup uymadığının denetlenmesi ve taşınmazın değerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Haciz sırasında davalı şahıs şirketinin sahibi davalı 3.kişinin hazır olduğu, Haciz adresinin davalı 3.kişi şahıs şirketinin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresi olduğu, davalı borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarındaki adresinin haciz adresi olmayıp, farklı adres olduğu, bu durumda mülkiyet karinesinin davalı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı - alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Sonuç olarak, İİK 97/a maddesi uyarınca, mülkiyet karinesinin davalı 3. kişi lehine olduğu, davacı- alacaklı tarafından karinenin aksinin güçlü ve kesin delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmıştır. HMK.'...
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir....
Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 15.12.2018 tarihli kira sözleşmesine göre taşınmazı eşyasız olarak kiraladığını, hacze konu olan müvekkilinin mülkiyetinde yer alan mallara ilişkin faturaları sunduklarını, 28.02.2019 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında müvekkiline ait bir kısım malların haczedildiğini, mülkiyet karinesinden müvekkilinin yararlanacağını, taşınır mallar kendi nezdinde iken istihkak iddiası dikkate alınmaksızın müvekkilinin mallarının haczinin kanuna aykırı olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Köy Civarı Mevkii 220 Ada, 6 Parsel olarak kayıtlandığı ve davalı tarafından başka bir şahsa satıldığı ve tapu devri yapıldığı müvekkili davacının ödemiş olduğu 200.000 TL alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000TL'sının T4'ndan, 5.000 TL'sının da davalı T3'ndan tahsiline, alacaklarının tahsili amacıyla davalıların taşınır taşınmaz malları üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep Talep, İcra İflas Kanunu'nun 257. ve devamı maddelerindeki düzenlemelere dayalı ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İİK'nın 257. maddesinin 1. fıkrası gereğince; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Davadaki talep, davalılara ödenen bedellerin TBK md. 77 maddesinde yer alan sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılmıştır....
Aynı Kanunun 4/4. maddesinde de, "Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir... Ancak satın alınan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse, zamanaşımı süresinden yararlanılamaz." hükmü, 13. maddesinin 3. fıkrasında da “Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, ... süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yaralanamamasının süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirin mümkün bulunmadığının anlaşılması halinde, 4. maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir” hükmü bulunmaktadır. Öte yandan 14.06.2003 gün ve 25138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ......
Öncelikli amaç mülkiyet hakkından doğan getirilerin daha rantabl hale getirilmesidir. Bu sözleşme bedeli karşılığı hizmet alınmasından ibaret dar kapsamlı bir sözleşme değildir. Arsa sahibi yüklenicinin yaptığı binanın bir kısmına sahip olabilmek için, arsa üzerindeki mülkiyet hakkının bir kısmını yükleniciye devretmektedir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibinin asıl amacı ve sözleşmenin mülkiyet nakletme borcu da içeren unsurları gözetildiğinde eser sözleşmesinin bir türü olan bu sözleşme 6502 sayılı TKHK kapsamında kalan tüketici işlemi niteliğinde sayılamaz. Bu nedenle açılacak davaya bakmaya da tüketici mahkemesi görevli değildir....
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davalı - alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Sonuç olarak, İİK 97/a maddesi uyarınca, mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olduğu, davalı- alacaklı tarafından karinenin aksinin güçlü ve kesin delillerle kanıtlanamadığı anlaşılmıştır. HMK.'...
Sonuç olarak, mülkiyet karinesinin davacı 3. kişi lehine olduğu, 3. kişi lehine olan yasal mülkiyet karinesinin aksinin davalı/alacaklı tarafından kesin ve güçlü kanıtlarla kanıtlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı/alacaklı tarafından istinaf başvuru dilekçesinde davacının ticari defterlerin incelenmediği, şahitlerin dinlenmediğini, davacı 3....