Yasanın paylı mülkiyete ilişkin hükümleri bütün olarak incelendiğinde, 688. maddeden, 695. maddeye kadar, paylı taşınmazda yönetim, tasarruf, yararlanma, koruma, giderlere katılma ve bu konularda paydaşlarca verilen kararların etkisi düzenlenmiş, bu suretle paydaşların mülkiyet haklarını bir çekişmeye meydan vermeden, uyum ve düzen içerisinde kullanmaları amaçlanmıştır. Böyle bir amacın gerçekleşme olasılığı bulunmayan hallerde, sorunlu paydaş yönünden paydaşlıktan çıkarma (Md. 696, 697), nihayet paylı mülkiyetin sona ermesi (Md. 698, 699) düşünülmüştür. Görüldüğü üzere yasa koyucu, öncelikle, kimi halde devamı zorunlu paylı mülkiyet ilişkisinin ayakta tutulmasına özen göstermiş, paydaşlık ilişkisinin ve paydaşlığın sona erdirilmesini son çare olarak amaçlamıştır. Yasanın bu amacı 693/2.maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, mülkiyet çekişmesi ve sorunu olmayan paylı taşınmazlarda, kullanma ve yararlanma biçimi yönünden hakimin müdahale zorunluluğu bulunduğu tartışmasızdır....
Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır. (TTK madde 640). Bu minvalde genel kurulca alınan ortaklıktan çıkarma kararı davacı yönünden hakkın elde edilmesinin güçleşeceği ya da tamamen imkansız hale geleceği duruma yol açabileceğinden ve haklılık durumu yaklaşık olarak ispat edildiğinden Mahkemece yürütmenin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; İstanbul 12....
Kuşkusuz intifa hakkı ayakta bulunduğu sürece üzerine yüklendiği mülkiyet hakkını içi boşalmış bir duruma sokar. Bu hak kurulurken hakka konu mal üzerindeki hak sahibinin yetkisi tamdır. İntifaya konu mal üzerinde intifa hakkı sahibinin kullanma ve faydalanma yetkileri de daraltılamaz. İntifa hakkı herkese karşı ileri sürülebilir. İntifa hakkı kurulurken mülkiyet hakkı sahibinin kullanma ve yararlanma bakımından var olan yetkileri ne ise intifa hakkı sahibi de o yetkileri kazanır. Yasanın 795. maddesine göre intifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda ise tescil ile kurulur. Somut olayda, dava konusu taşınmazda davalıların bayii olan ... ... ve ... Türk Medeni Kanununun 795. maddesi hükmü uyarınca ancak malik oldukları pay üzerinde intifa hakkı tesis ettirebilirler. Taşınmazın tamamını kapsayacak şekilde ve malik olmadıkları davalıların murislerine ait payı kapsayacak şekilde intifa hakkı tesis ettirme olanakları yoktur....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, dava konusu taşınmazda kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulu olmadığı ve davacının da söz konusu taşınmazın ½ hissesine malik olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 696. maddesine göre mahkeme kararıyla paydaşlıktan çıkarmaya ilişkin dava açılabilmesi için pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanmadığı anlaşılmakla yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 08/05/2018 günü oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 04/04/2016 gününde verilen dilekçe ile paydaşlıktan çıkarılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27/02/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Taraflar arasındaki paydaşlıktan çıkarılma davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09.05.2022 gün ve 2021/7118 Esas, 2022/3280 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R HUMK’nun 440/III-2 maddesine göre, istisnaları hariç olmak üzere, sulh hukuk mahkemesi kararları karar düzeltmeye tabi değildir. Bu dava da yasanın öngördüğü istisnalardan olmadığına göre karar düzeltme istemi incelenemez. Yukarıda açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteğini içeren dilekçenin REDDİNE, Yatırılan karar düzeltme harcının yatırana iadesine, 25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili, 17 Ağustos 1999 depreminde yıkılan Arkadaşlık Sitesi B-1 ve B-2 Blok ile ilgili olarak paydaşların yeniden yapım kararı aldıklarını, davalının ihtara rağmen yapım masraflarına katılmadığını, dava süresince binaların yapılıp kat maliklerinin taşındığını ileri sürerek, davalının paydaşlıktan çıkartılarak, hissesinin bağımsız bölümlerini yaptırmak isteyen davacılara arsa payları oranında devredilmesini istemiştir. Mahkemece, kat maliklerinin davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı aleyhine yetkili ve görevli mahkemede dava açmak ve takip yapmak ve Kat Mülkiyeti Yasası'nın 25. maddesinde yazılı koşullar gerçekleştiğinde yeniden dava açma haklarının saklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararla" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 5. Hukuk Dairesi iş bölümünün, 2. maddesinde belirtilen düzenleme nedeniyle davanın niteliğine göre, istinaf incelemesine bakma görevi 5....
Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 564 ve 568 sayılı İş Bölümü Kararları gereği, 5. Hukuk Dairesi iş bölümünün, 2. maddesinde belirtilen düzenleme nedeniyle davanın niteliğine göre, istinaf incelemesine bakma görevi 5....
Ortaklar arasında dava ve çekişme bulunması, sadece ortaklıktan çıkarma ve müdürlükten azil kararı alınmak üzere genel kurul toplantısı yapılmasını haklı kılmayacaktır. Açıklanan nedenlerle; her ne kadar ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/... E sayılı ortaklıktan çıkarma davasında dava şartı olarak ortaklar kurulu kararı alınması için süre verilmiş ise de, bu konuda genel kurul çağrısı yapılmasında hukuki yararının da bulunması gerekmektedir. Yukarıda açıklana nedenlerle, genel kurul yapılsa bile çıkarma yönünde karar alınması mümkün görülmediğinden, genel kurul toplantısı yapılmasında davacının hukuki yararını ortadan kaldırmaktadır. Hukuki yarar da dava şartı olup, somut olayda bulunmadığından, davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....