Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk ve Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava orman tahdidinin iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazının orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, orman tahdit sınırları içinde kalan bölümle ilgili olarak orman kadastrosunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Dava, arazi kadastro sırasında orman niteliği ile tespit gören 101 ada 1 nolu parsele yöneliktir. Dosya kapsamından 101 ada 1 parsel sayılı orman parseline yönelik Bozkır Kadastro Mahkemesinin ...esas sayılı dosyasında derdest davasının bulunduğu, bu nedenle tespitinin kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın Bozkır Kadastro Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekir....

    bölümünün TAPU KAYDININ İPTALİ ile ORMAN NİTELİĞİNDE HAZİNE ADINA TESCİLİNE, karar verilmiş, hüküm davalı ......

      Mahkemece orman niteliğinde olan bir yerin kadastro işlemi kesinleşmekle o taşınmaz kamu malı orman niteliği kazanacağı, kesinleşen orman kadastrosunun nasıl iptal edileceğinin Orman Kanununda düzenlendiği, kesinleşen orman kadastrosunun iptalinin ancak tapulu taşınmazlar yönünden, tapu sahiplerince on yıllık hak düşürücü süre içinde istenebileceği, vergi kaydına, zilyetliğe dayanılarak kesinleşen orman kadastrosunun iptalinin talep edilemeyeceği, davacının da tapu kaydına dayanmadığından kesinleşen orman kadastrosunun iptalini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi dosya kapsamına da uygun değildir....

        Bozma kararına uyularak işlem yapıldığına ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve ... bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 10.08.1998 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı Hazinenin; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 Sayılı...

          Hükme dayanak yapılan orman ve ... bilirkişileri tarafından düzenlenen krokilerde (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin miktar ve şekil yönünden farklılık gösterdiği, orman ve ... bilirkişisi tarafından orman kadastro harita ve tutanakları uygulanarak parselin orman tahdidine göre durumu gösterildiği gibi çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait kadastro paftasının, memleket haritası üzerine aplike edilerek taşınmazın konumu gösterildiği halde mahkemece bu harita gözönünde bulundurulmadan ... bilirkişinin 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunun esas alınarak düzenlediği rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılarak, arazi kadastro ekiplerine teslim edilmişse de yasanın açık hükmüne karşın arazi kadastro ekibince belirlenen orman sınırına uyulmadığından orman kadastrosunun tamamlanmış olduğu kabul edilemez....

            Hükme dayanak yapılan orman ve ... bilirkişileri tarafından düzenlenen krokilerde (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin miktar ve şekil yönünden farklılık gösterdiği, orman ve ... bilirkişisi tarafından orman kadastro harita ve tutanakları uygulanarak parselin orman tahdidine göre durumu gösterildiği gibi çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait kadastro paftasının, memleket haritası üzerine aplike edilerek taşınmazın konumu gösterildiği halde mahkemece bu harita gözönünde bulundurulmadan ... bilirkişinin 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunun esas alınarak düzenlediği rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılarak, arazi kadastro ekiplerine teslim edilmişse de yasanın açık hükmüne karşın arazi kadastro ekibince belirlenen orman sınırına uyulmadığından orman kadastrosunun tamamlanmış olduğu kabul edilemez....

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava orman kadastrosunun iptali ile beyanlar hanesindeki şerhin silinmesi niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1944 yılında kesinleşen orman tahdidi ve 1952 yılında 5653 sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayırma İşlemi ve daha sonra 14.2.1994 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen 2/B madde uygulaması vardır....

                İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve ... bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1972yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve ... bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği, 6831 Sayılı Yasanın 11/1.maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel...

                  Mahkemece, 105 ada 2 numaralı orman parselinin 1965 yılında yapılan orman kadastrosu ile orman olarak tespit edildiği ve orman kadastrosunun da 1966 yılında kesinleştiği, kesinleşme tarihinden dava açma tarihine kadar hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, mahkemece ek kararla temyiz süresinin geçirildiği gerekçesi ile temyiz talebinin reddi ve eski hale getirme talebi hakkında karar verilmek üzere dosyanın ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dava, orman kadastrosunun iptali ile tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1965 yılında yapılan orman kadastrosu ile 3402 Sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 28/06/2013 - 29/07/2013 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastro çalışmaları vardır....

                    Hukuk Genel Kurulunun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086 E. 1996/174 K. sayılı ilamında; kabul edilen ilkeye göre; bir davada hak düşürücü süre söz konusu ise; dava dinlenemeyeceği ve işin esası incelenemeyeceği gibi, kesin hükmün varlığı, orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmayacağından kesin hüküm, yararına olan taraf yönünden, kesinleşen orman kadastrosu nedeniyle bir sonuç doğurmaz. Olayda gerçek kişiler arasında açılan kadastro tespitine itiraz davası devam ederken yörede 09.03.1982 tarihinde orman kadastro çalışması yapılarak ilan edilmiş ve çekişmeli taşınmaz orman sınırları içine alınmıştır. O davanın taraflarından biri orman kadastrosuna itiraz etmediğinden çekişmeli taşınmazı içine alan orman kadastrosu kesinleşmiş ve orman kadastrosunun iptali konusunda açılacak bir davada hakdüşürücü süre çoktan geçmiştir. Kişiler arasında görülen dava orman kadastrosunun kesinleşmesini önlemez....

                      UYAP Entegrasyonu