Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu vekilinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 28. maddesi kapsamında idareye başvurulmadan icra takibi yapılamayacağına yönelik şikayeti anılan yasa koşullarında bir takip bulunmaması nedeniyle kabul edildiği halde takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yazılı nedenlerle İİK.366.nun ve HUMK.nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca İİK.nun 366/....maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı ... gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,... TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine ........2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Borçlu vekilinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 28. maddesi kapsamında idareye başvurulmadan icra takibi yapılamayacağına yönelik şikayeti anılan yasa koşullarında bir takip bulunmaması nedeniyle kabul edildiği halde takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca, İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Borçlu vekilinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 28. maddesi kapsamında idareye başvurulmadan icra takibi yapılamayacağına yönelik şikayeti anılan yasa koşullarında bir takip bulunmaması nedeniyle kabul edildiği halde takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK.nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Borçlu vekilinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 28. maddesi kapsamında idareye başvurulmadan icra takibi yapılamayacağına yönelik şikayeti anılan yasa koşullarında bir takip bulunmaması nedeniyle kabul edildiği halde takibin iptaline karar verilmesi gerekirken icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yazılı nedenlerle İİK.366.nun ve HUMK.nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca İİK.nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK 'nın 150/ı. ve 149. maddeleri uyarınca icra emri ekine belge eklenmediği, hesap kat ihtarına süresinde itiraz edildiği, alacak miktarının kesinleşmediği iddialarıyla icra emrinin iptali şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. İzmir 5. İcra Müdürlüğü'nün 2019/15639 E. Sayılı takip sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olduğu, 6 örnek icra emrinin davacı şirkete 03/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin niteliği itibariyle süresiz şikayete tabi olduğu anlaşılmıştır....

          Davacının İİK 167/2. fıkraya yönelik açık bir şikayeti de bulunmamaktadır. Dolayısıyla artık göz önüne alınacak evrak takip sırasında icraya verilen ama aslı bulunamayan fotokopidir. Söz konusu fotokopide alacaklının cirosu yoktur. Davacının imzaya yönelik itirazının fotokopi üzerinden incelenmesi de mümkün değildir. Kısaca alacak artık yargılamaya muhtaç olup fotokopiye dayalı olarak takip başlatılması olanaksızdır Tüm bu nedenlerle, netice itibarıyla mahkemenin davacı aleyhine yapılan takibi iptal etmesinde bir usulsüzlük bulunmamakla, hükme yönelik davalı istinaflarının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 18....

          İcra Müdürlüğünün 2017/16301 sayılı takip dosyalarından meskeni üzerine haciz konduğunu belirtip her iki icra dosyasından konan hacizle ilgili meskeniyet şikayetinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince 2017/16301 sayılı takip dosyası ile ilgili karar verildiği ancak Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2017/16113 sayılı takip dosyası ile ilgili bir karar verilmediği görülmüştür. Dosyanın tetkikinde mahkemece Bakırköy 15. İcra müdürlüğünün 2017/16113 sayılı takip dosyası hakkında yapılan meskeniyet şikayeti ile ilgili bir ayırma kararı verilmediği görülmüştür. Şu halde davacının Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2017/16113 sayılı takip dosyasındaki hacizle ilgili yaptığı meskeniyet şikayeti hakkında bir karar verilmediğinden 6100 sayılı HMK nın 353/1- b-6. Maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararında senet üzerindeki sahtelik, beyaza imzanın kötüye kullanılması, yazı inkarı hususlarında inceleme yapılmadığını, bu iddialarının değerlendirilmediğini, mükerrer takip, sahtecilik ve sair itirazlarının değerlendirmediğini, delillerinin göz ardı edildiğini ve hukuki dinlenilme hakkının yok sayıldığını, mükerrer takip iddialarına ilişkin esaslı delil değerlendirmesi yapılmaksızın, sadece icra takibi üzerinden hesaplama yapıldığını, tüm iddialarını ele alan bir rapor tanzim edilmeksizin eksik ve hatalı rapora dayalı karar verildiğini, mükerrer takip nedeniyle devam eden ve aynı sözleşmeye dayalı alacak olduğu mahkemenin de kabulünde olan Bilecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/225E....

          Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir. 4.5.1978 tarih ve 4/5 sayılı İBK’na göre ölü kişi hakkında takip yapılamaz. Bu durum kamu düzenine aykırılık olup İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabidir. Öte yandan alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ve dürüstlük kuralına da aykırı değil ise, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri doğrultusunda alacaklının taraf değişikliği yapmak sureti ile bu yanlışlığın düzeltilmesi mümkündür. Bu durumda, alacaklı vekili tarafından, ek takip talebi düzenlenerek, takibin usulünce mirasçılara yöneltilmesinin istenmesi gerekmektedir....

          Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesi’nin, istinaf başvurusunun reddine ilişkin vermiş olduğu karar, HMK ‘nun 168. maddesi gerekçe gösterilerek kesin olarak verilmişse de; borçlunun birincil talebinin ilamın bölünmezliği ilkesi gereği, aynı ilama dayalı olarak birden fazla takip yapılamayacağı şikayeti olup, mahkemenin şikayeti haklı bularak takip dosyalarını birleştirmesi, HMK 168. maddesi anlamında kesinlik kapsamında değerlendirilemeyeceği, ilk derece mahkemesinin bu kararı şartları varsa istinaf ve temyiz kanun yoluna tabi olup, şikayet konusunun miktar olarak kesinlik sınırı altında olan ya da İİK‘da kesin olarak sayılan kararlardan olmadığı görülmekle, kanun yoluna başvurulabilecek kararlardan olup; mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesinin hukuki tanısı ve gerekçesi yerinde değildir. Buna göre İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23....

            UYAP Entegrasyonu