Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı hakkında başlatılan ilamsız icra takibine ilişkin olarak, mükerrer takip iddiası, usulsüz tebligat şikayeti, ihtarnameye ilişkin itiraz, ödeme emrine ilişkin şikayet, alacak miktarına itiraz, faize itiraz istemlerine ilişkindir. İİK.'nun 45.maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK.'nun 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz....

Davalı vekili, davacının mükerrer takip yaptığını, bu nedenle derdestlik itirazının yerinde olduğunu, ilk takip dosyasındaki %48 olan temerrüt faizi oranına müvekkili tarafından itiraz edilmediğini, ancak aynı alacak nedeniyle ikinci bir takip yapılarak %72 oranında temerrüt faizi talep edilmesinin haksızlık olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı banka servis görevlisinin sözleşmenin imzalanmasından sonra tek taraflı olarak %48 oranındaki faizi daksilleyerek (silerek ) yerine %72 oranını yazmasının doğru olmadığı, davacı tarafın mükerrer takip yaptığı, ilk takibin itirazsız kesinleştiği, bu takipten feragat edilmediği, temerrüt faizinin %48 olduğunun kabulu gerektiği belirtilerek davanın kabulüne,Reyhanlı 1. İcra Müdürlüğünün 2008/919 E....

    tebliğine, İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, borca itiraz yönünden İİK'nın 364/1 maddesi, dayanak belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği şikayeti ile meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ve taşkın haciz şikayeti yönünden İİK'nın 365/son maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

    Dosya kapsamına göre, sanığa isnat edilen suç, 2004 sayılı İİK’nun 331 ve 338. maddelerinde düzenlenmiş olup buna göre, İ.İ.K.nun 331. maddenin son fıkrasında “Bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur.” denilmekte, aynı Kanunun 338/1. maddesinde “Bu Kanuna göre istenen beyanı hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikayeti üzerine…” cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır....

      Takip dosyasının tetkikinde, taraflar arasındaki kredi sözleşmesi kapsamında davaya konu edilen taşınmaz üzerinde davalı lehine ipotek tesis edildiği, borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı görülmüştür. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik şikayetinde bulunma olanağı yoktur. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/8628 E 2019/10912 K sayılı kararı) Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....

      HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İncelemeye konu Meskeniyet şikayetine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin taşkın hacze ilişkin şikayeti niteliği itibariyle kesin olup, istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından istinaf başvuru talebinin USULDEN REDDİNE, 3- Peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına, 4- İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, 5- İnceleme HMK'nun 353. maddesi gereğince duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6- Kararın taraflara tebliğ edilmesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren meskeniyet şikayeti yönünden 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak, taşkın haciz şikayeti yönünden kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....

      İcra Mdnün 2020/338 esas sayılı takip dosyasının Uyap üzerinden incelenmesinde icra dosyası içerisinde bulunan karar ilamına göre İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/50 Esas sayılı dosyasından takip borçlusu şirketin şikayeti üzerine icra hukuk mahkemesince mükerrer takipten bahisle takibin iptaline karar verildiği, her iki dosyanın şikayetinin konusunun farklı olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Borçlu vekilinin, kıdem tazminatı, fazla mesai alacağı, bayram ve genel tatil alacağı için, takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranının yüksek olduğuna ilişkin şikayeti bulunmasına rağmen, Mahkeme’ce bu alacak kalemlerine takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranı tespit edilmeksizin karar verilmesi de doğru görülmemiştir SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Müdürlüğünün 2018/12288 Esas ve 2018/12289 Esas sayılı dosyaları ile 12/11/2018 tarihinde ipotek belgesine dayalı mükerrer takip başlatıldığını, hatta üçüncü bir ipoteğe dayalı mükerrer takip daha yapıldığını, ipotek veren tapu malikinin takip talebi ve ödeme emrinde gösterilmediğini, mükerrer nedeniyle süresiz şikayet hakkı bulunduğunu, bu nedenle davanın ve şikayetin kabulü ile, öncelikle iptali istenen Kayseri 6....

        İcra Mahkemesince sanığın üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair verdiği karar, alacaklı vekilinin 09.12.2009 tarihli dilekçesi ile şikayetten vazgeçerek cezanın düşürülmesini talep etmesi neticesi İİK'nun 354. maddesi uyarınca cezanın düşürülmesine karar verilmiş olup, müşteki vekilinin aynı sanık hakkındaki taahhüdü ihlal suçundan dolayı 08.02.2010 havale tarihli dilekçe ile şikayeti üzerine mahkemece daha önceki şikayeti üzerine sanık hakkındaki verilen mahkumiyetin alacaklı vekilinin vazgeçmesi nedeniyle İİK'nun 354. maddesi gereğince feragat nedeniyle düşürüldüğü, şikayetten feragatin borcun tahsili anlamına geldiği, vazgeçilen şikayet hakkından geri dönüşü mümkün olmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiş ise de, yukarıda da açıklandığı üzere, aynı icra takip dosyasında borcun yeniden yapılandırıldığı ve yeni borç miktarına uygun olarak yeni bir taahhütnamenin düzenlenmesi karşısında, taahhüdün aynı borca ilişkin olduğundan söz edilemeyecektir....

          UYAP Entegrasyonu