Dava; 6102 sayılı TTK'nın 638. maddesi gereğince açılan limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkin olup, davacının sermaye payı, kar payı ve tazminat alacağı talebi ise bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalı şirketin ortağı olup olmadığı, davalı şirketin ana sözleşmesi gereği ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmasının mümkün olup olmadığı, şirketin faaliyetlerini devam ettirip ettirmediği, bu itibarla haklı sebeple şirketten çıkma hakkının kullanılmasının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. ------ yazılan yazı cevabında davacının davalı şirketin ortağı olduğu görüldü. ----- yazılan yazıya cevap verildiği, davalı şirkete ait gelir ve beyannamelerin mahkememize gönderildiği görüldü....
Uyuşmazlık, davacının davalı limited şirket ortaklığından çıkması için haklı neden koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise çıkma payı alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, sergilediği oyunlar ve turneden kaynaklanan herhangi bir ücret alacağı olup, olmadığı, var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacı vekilinin istinaf itirazları kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde; yukarıda açıklandığı üzere davacı yan işbu davada limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma ve çıkma payı alacağının yanı sıra tiyatro oyuncusu olması nedeniyle sergilediği tiyatro oyunları ve katıldığı turneler nedeniyle ücret alacağı bulunduğunu iddia etmiştir....
DELİLLER VE GEREKÇE; Ticaret Sicil Kayıtları, ....Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/216 E. sayılı dosyası, ihtarnameler, şirket pay devri sözleşmeleri, incelenmiş tüm deliller toplanmıştır. Dava, ortaklıktan çıkma davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın, davacıların, davalı şirket ortaklığından çıkma taleplerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Davalı ... Hizmetleri Limited Şirketi, İstanbul Ticaret Sicili Memurluğu’nda ... sicil numarasıyla kayıtlı olup, 02/10/2014 tarihinde tescil edilerek kurulmuştur ve şirketin kuruluş aşamasındaki sermayesinin 50.000-TL. olup, ortaklar arasındaki dağılımına göre; ... 25.000-TL., ... 12.500-TL. ve ... 12.500-TL., sermaye payına sahip olduğu görüldü....
Maddesi gereğince vergi kaydının resen kapatıldığı, ticari faaliyetine devam etmediği ve davalı şirketin uzun süreden beri gayri faal olduğu, bu kapsamda davalı şirketin feshini gerektirir haklı sebeplerin bulunduğu ancak davacının öncelikle ortaklığın feshi yerine, ortaklıktan çıkma yönünde tercihte bulunduğu, ortaklıktan çıkarılma halinde, çıkma payı isteminde bulunmadığı anlaşılmakla, davacının esas itibarı ile haklı nedenle feshi şartları oluşan davalı şirketten haklı nedenlerle çıkmasını gerektirir şartlar oluştuğu kanaatine varılmakla, davacının davalı şirket aleyhine açmış olduğu davanın kabulü ile, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına, çıkarılma halinde çıkma payı isteminde bulunulmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, limited şirket ortaklığından çıkma ve şirketin feshi istemine ilişkin davanın şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi yeterli olup, ayrıca şirket yanında şirket ortağı aleyhine, şirketin feshi ve ortaklıktan çıkarılma istemine ilişkin...
Mahkememizin 2014/670 Esas, 2018/68 Karar sayılı ilamı ile; asıl davada, davalı şirketin şirket merkezinde ticari bir faaliyetinin bulunmadığı, şirketin yönetim işlerine ilişkin davacı şirket ortağına bilgi verilmediği, davalı şirketin halen faal olmadığı, ticari bir faaliyetinin bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı ... İhr. Tic. San. ltd. Şti. ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 93.769,60 TL çıkma payı alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, birleşik davada ise, asıl davada şirket ortaklığından çıkma talebinde bulunan davacının birleşik davada şirket müdürünün azli talebi bakımından hukuki yakarının olmadığı, kaldı ki davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, ilam asıl dava yönünden davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 11....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK nun 638. maddesi gereğince limited şirket ortaklığından çıkmanın ve çıkma payı talebinin haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirketlerde söz konusu olabileceğini, müvekkilinin anonim şirket statüsünde bir şirket olması ve anonim şirketlerde şirket ortaklığından çıkma müessesesinin olmaması nedenleriyle ortaklıktan çıkma talebinin reddine, son 10 yılın kâr payı alacağı yönünden ise son 10 yılda müvekkili şirketin genel kurulları tarafından kâr payı dağıtılmasına ilişkin herhangi bir karar verilmediğini, kâr payı dağıtımına ilişkin genel kurul kararı olmadan bunun mümkün olmadığını, kaldı ki müvekkilinin 23/11/2012 tarihinden beri Kamu Platformunda ve ticaret sicilinde genel kurul tutanaklarını yayınladığını, davacının bu hususları biliyor olması gerektiğini, davacının talep ve davalarının zaman aşımı ve hak düşürücü süreye uğradığından bahisle davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle, bu olmadığında esastan reddine karar...
Davalı şirketin, davacının ortaklıktan çıkarılmasına bir itirazı olmadığı, davalı şirketin itirazının, davacının çıkma payının davadan önce taşınmaz, araç ve para verilerek ödendiği noktasında olduğu, bu durumda TTK'nın 636/3.maddesinde belirtilen haklı sebeplerin varlığını tartışmaya gerek olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça, davacının çıkma payının davadan önce taşınmaz, araç ve para verilerek ödendiği savunulmuş ise de davacının davalı şirketteki payına karşılık bir çıkma bedeli ödendiğinin ispat edilemediği görülmüştür. İlk derece mahkemesince depo kararı yerine getirilmediği için şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de çıkma payı için depo kararına gerek yoktur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6102 sayılı Kanun'un 551 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve çıkma payı alacağının tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176, 177, 181 i nci maddeleri. 2.6102 sayılı Kanun'un 551 nci maddesinin ikinci fıkrası. 3. Değerlendirme 1. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2. Asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı, şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve çıkma payı alacağının tespitini isteyerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL çıkma payı alacağı talep etmiştir. 3....
Davalı şirketin, davacının ortaklıktan çıkarılmasına bir itirazı olmadığı, davalı şirketin itirazının, davacının çıkma payının davadan önce taşınmaz, araç ve para verilerek ödendiği noktasında olduğu, bu durumda TTK'nın 636/3.maddesinde belirtilen haklı sebeplerin varlığını tartışmaya gerek olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça, davacının çıkma payının davadan önce taşınmaz, araç ve para verilerek ödendiği savunulmuş ise de davacının davalı şirketteki payına karşılık bir çıkma bedeli ödendiğinin ispat edilemediği görülmüştür. İlk derece mahkemesince depo kararı yerine getirilmediği için şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de çıkma payı için depo kararına gerek yoktur....
Limited Şirketin esas sermaye paylarını iktisabı, çıkma ve çıkarılma bakımından TTK m. 612/2'de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre şirketin çıkma ve çıkarılmada edineceği esas sermaye payı oranı % 20'dir. Böylece, Limited Şirketinin çıkma ve çıkarılmada % 20 oranından fazla esas sermaye payını edinme olanağı yoktur. Ayrıca, Limited Şirketten çıkma ve çıkarılmada ayrılma akçesinin ödeme koşulları yine TTK m. 642'de belirlenmiştir. Yukarıdaki açıklamalar karşısında, somut olaya gelindiğinde, davacının esas sermaye payının davalı şirket tarafından iktisabı ile ayrılma akçesinin davalı şirket tarafından ödenmesi anlamına gelecek şekilde hüküm verilmesine olanak sağlandığı TTK m. 612/2 ve 642'nın değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, bu şekilde hükmün oluşturulması için TTK m. 612/2ve 642'ye göre değerlendirilme yapılması zorunludur. Tüm bu nedenlerle çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz....