Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde netice-i talep olarak şirketin fesih ve tasfiyesi talep edilmiştir. Talep sonucunda, davacının şirket ortağı olmadığına ilişkin bir ibare bulunmamaktadır. İstinaf başvurusunda ileri sürülen nedenler şirketin fesih nedeni değildir. TTK'nın 621. maddesi gereğince şirketin feshi konusunda karar alma, genel kurulun yetkisindedir. Diğer yandan, TTK'nın 636. maddesinde şirketin sona erme sebepleri düzenlenmiş olup, şirketin ana sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi, genel kurul kararı, iflasın açılması ve Kanun'da öngörülen diğer sona erme sebeplerinin bulunması halinde şirketin sona ereceği düzenlenmiştir. Şirket tek ortaklı bir limited şirket olup, davacı aynı zamanda şirketin yöneticisi ve genel kurulunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, davacının alabileceği bir kararla her zaman şirketin fesih ve tasfiyesi mümkündür. Davacının kısıtlı olması halinde, bu işlemler vasi tarafından da yürütülebilecektir....

    DAVALININ CEVABI: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde ; şirketin 62035 sicil numarasında kayıtlı iken adreste bulunamadığından re'sen silindiği ve şirkte ana sözleşmesinde "Tescil ve ilan edilmiş adresinden ayrılmış olmasına rağmen, yeni adresini süresi içinde tescil ettirmemiş şirket için bu durum fesih sebebi sayılır." şeklinde bir düzenlemenin bulunduğu tespit edildiği, bu sebeple şirketin sicilden 11/08/2014 tarihinde re'sen terkin edildiğine ilişkin ilan 18/08/2014 tarih ve 8633 sayılı Türkiye Tİcaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, şirketin terkini işlemlerinde davalı kurumun yasalara, kanunlara ve yönetmeliklere uygun hareket ettiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, davada davalı kurumun yasal hasım durumunda olduğundan aksi karar verildiği takdirde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini savunmuştur. DELİLLER VE GEREKÇE: Derdest dava şirketin ihyası davasıdır....

      Davalılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiç birisini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir. 2-Dava, haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirket müdürü davalının verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir. Şirket müdürü aleyhine açılan tazminat davasının reddine yönelik önceden tesis edilen karar kesinleşmiş, iki ortaklı limited şirketin, ortaklarının eşit kusurlu olduğu kabul edilerek yazılı şekilde fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 573/1. maddesi uyarınca limited şirketlerin tek ortaklı olarak da tüzel kişiliğini ve ticari hayatlarını sürdürmeleri mümkün hale gelmiştir....

        ve/veya halin icabına göre en uygun başkaca bir çözümün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir....

          Bölge Adliye Mahkemesince, haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin davanın ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olup, şirket ortaklarına da husumet yöneltilmesinin doğru olmadığı, davalı ortaklar hakkında pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu kişiler hakkında da davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, çelişkili davranma yasağı gereği şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, istinaf aşamasındaki 27.01.2020 tarihli şirket mallarının üzerine ihtiyati tedbir konulması yönündeki dilekçesinin de incelenmesi gerektiği, TTK' nın 636/3. maddesinde fesih davası açıldığında mahkemenin gerekli tedbirleri alabileceği düzenlendiği gerekçesiyle Akhisar 1....

            Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve şirket müdürü ...n’ın davalı şirketi temsilen taraf gösterilmiş olup ...n’a karşı açılmış bir dava bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre, davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Ancak, haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olup, şirket ortağına da husumet yöneltilmesi doğru değildir. Bu durum karşısında, davalı ortak ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde gerçek kişi davalı hakkında da davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir....

              Dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde, başlangıçta fesih ve tasfiyesi istenilen davalı ... Konfeksiyon Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin davacının %49, davalının %51 oranında paya sahip iki hissedardan oluştuğu, davacı ve davalı arasında devam eden boşanma davasından ötürü şirketi birlikte yönetilmek koşulunun ortadan kalktığı ancak TTK'nun 636/3 maddesinde ön görülen alternatif çözümlerden, davacının çıkma payı alarak ortaklıktan ayrılma koşulunun özellikle davacı vekilince 25/02/2020 tarihli duruşmada bu yöndeki beyanı da gözetildiğinde oluştuğu anlaşılmıştır....

                ortaklığından çıkmak istediğinin anlaşıldığını, davacının gerçek niyetinin limited şirket ortaklığından çıkmak olduğu halde diğer şirket ortağını ve şirket tüzel kişiliğini mağdur etmek amacıyla limited şirketin feshi ve tasfiyesi davası açmış olmasının MK.2 maddesinde tanımı yapılan iyi niyetle bağdaşmadığını beyan etmiştir....

                Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/750 esasında davacının şirketin fesih ve tasfiyesi davasının derdest olduğunu, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, işin esası yönünden ise, gerçekten de davalı şirketin çalışma alanından daha geniş faaliyet alanı olan şirketin müvekkilleri tarafından kurulduğunu, bu şirketin davalı şirketin distribütörü olduğunu ve sadece davalı şirketin genel bayiliğini yaptığını, davalı şirketin bir mülkünün diğer şirkete şirketin devamı için satıldığını, davacının idareciliğine son verince şirketin daha karlı çalışmaya başladığını savunarak,davanın reddini talep etmiştir....

                  Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.1999 gün ve 1999/10-1-1 sayılı Kararı). Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu