Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; vekaletname örneği, ticaret sicil müdürlüğü kayıtları, şirket defterleri ve kayıtları, şirket bilançosu, mizan kayıtları, gelir vergisi beyannameleri, finansal tablolar, bilirkişi raporu, keşif, tanık,yemin vs tüm yasal delillere dayandığı görülmüştür. İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabında, şirketin hissedarlarının ..., ... ... ve ... ... olduğu, 10/08/2016 tarihi ile davacı ...'in 10 yıl süre ile münferiden şirketin temsilcisi olarak seçildiği ancak 10/08/2016 tarihinde sona erdiği be yeni atama yapılmadığının tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür. İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .../... Esas sayılı dava dosyasının celp ve tetkikinde; davacının ..., davalının ... İçgiyim-konfeksiyon İmalat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, dava tarihinin 15/12/2021, davanın ticari şirket feshi davası olduğu, duruşmasının 17/06/2022 gününe talik edildiği ve davanın halen derdest olduğu görülmüştür. Kayyım adayı ......

    TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY : Davacının, tasfiyesi tamamlanmış … Metal Profil ve Hırdavat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin tasfiye öncesi dönemde ortağı olduğu, şirketin 05/05/2005 tarihinde tasfiye sürecine girdiği ve tasfiyesi 05/12/2007 tarihinde tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edildiği, tasfiyesi tamamlanan şirket hakkında düzenlenen vergi inceleme raporları uyarınca 2005 yılına ilişkin olarak şirketin kanuni temsilcisi adına 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17.maddesinin 9. fıkrası uyarınca tarhiyat yapıldığı ve söz konusu 2005 yılına ait alacağın tahsili amacıyla bu kez davacı adına ortak sıfatıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır....

      Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirket hakkında açılan dava derdest iken yani şirket hakkında devam eden bir dava bulunmasına rağmen davaya konu şirketin tasfiyesi tamamlanmış olup, derdest bir davanın bulunması nedeniyle tasfiyenin usulüne uygun eksiksiz tamamlandığından bahsedilemeyeceği, terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebinin yerinde görülmediği, tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması ve yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamasına göre yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulanmadığı, ancak mahkemece terkin edilen şirketin yeniden...

        , tasfiyesi istenen şirketin müdürü olan davalı T3 Kahramanmaraş 9....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin ortağı olan müvekkile şirket yapısı, faaliyet gelir - gider durumu ve genel kurul toplantıları hakkında hiçbir surette bilgi verilmediğinden şirketin haklı nedenle feshedilmesi gerektiğini, şirketin tasfiyesi talepleri yönünden aksi kanatte olunması halinde müvekkilinin hissesinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenerek şirket ortaklığından çıkartılması gerekirken ilk derece mahkemesi tarafından talepleri ile ilgili eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, mahkeme tarafından talepleri arasında yer alan şirket yönetim kurulu başkanının tam fiil ehliyetine sahip olmaması nedeniyle şirkete kayyum atanması gerektiğine ilişkin talepleri yönünden hiçbir değerlendirme yapılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece ihtiyati tedbir talepleri yönünden de hiçbir değerlendirme yapılmadığını ve karar verilmediğini, Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılmasına...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki şirketin tasfiyesine ilişkin davada Denizli Asliye Ticaret ve 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taraflar arasındaki limited şirketin tasfiyesi istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.nın 25/II maddesinde “iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir” hükmü yeralmaktadır....

            Limited şirketinin faal olup olmadığı araştırılarak gerekçeli kararın şirkete tebliği, tasfiyeye girdiğinin anlaşılması durumunda adı geçen şirketin tasfiyesi tamamlanmamış ise gerekçeli karara ilişkin tebligatın tasfiye memuruna, tasfiye süreci tamamlanmış ve şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş ise şirketin ihyası sağlanıp usulüne uygun gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök ve ek raporunda, birleşen dosya davacısı tarafından gönderilen e-mail ve diğer anlatımları gözetilerek davacı ortak ile birleşen dosya davacısı ortağın iradelerinin davalı şirketin feshi konusunda uyuştuğu tespit edilmiş, mahkeme karar gerekçesinde de her iki ortağın iradesinin de ortaklığın devam etmemesi yönünde olduğu belirtilmiştir. Burada tartışılması gereken ilk husus taraf iradelerinin limited şirketin feshi konusunda uyuşup uyuşmadığıdır. Şirket ortağı T2 tarafından gönderilen e-mail içeriği ve T2 vekilince sunulan yazılı itiraz dilekçesi içeriğinden şirket ortağının iradesinin şirket ortaklığından ayrılmaya yönelik olduğu, şirketin feshine yönelik herhangi bir irade beyanının bulunmadığı, anılan içeriklerin şirketin feshinin diğer ortağın kabulünde olduğu sonucunu doğurmayacağı anlaşılmıştır....

              -TL borç kaydı var ise de dayanakları bulunmadığı, şirketin ticari faaliyetinin bulunmadığı, şirketin amacının gerçekleşme ihtimali bulunmadığı, fesih yerine alternatif çözüme hükmedilebilmesi için şirketin yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel açıdan daha doğru olması da gerektiği, limited şirket sermaye şirketi olduğundan ekonomik menfaatler kişisel menfaatlere göre öncelik taşıması gerektiği, yine limited şirketler aynı zamanda şahıs şirketi özelliğini de taşıdığından kişisel menfaatlerin de dikkate alınması gerektiği, şirketin devamında hem genel ekonomik menfaatler için yarar olması hem de çıkarılan ortağın ayrılma payını talep etmeye ilişkin menfaati aşırı şekilde zarar görmemesi gerektiği, ekonomik yönden kötü durumda olan bir şirkette diğer pay sahibinin şirketin devamına ilişkin menfaatinin önemli görülmemesi gerektiği gerekçesiyle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

                Ticaret Limited Şirketi'nin tasfiye kararı aldığını ve tasfiye memuru olarak atanan müvekkili tarafından TTK'da belirtilen usul ve hükümler uygulanmak suretiyle ticaret sicilinden terkin edildiğinin 15/9/2015 tarih ve 8906 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, tasfiye işlemleri esnasında şirket adına tescilli olan ... plaka sayılı aracın dağıtım sırasında sehven dikkate alınmadığını ve dağıtım dışı kaldığını, şirket tüzel kişiliği tasfiye ile son bulduğu için, bahse konu aracın birikmiş motorlu taşıt vergileri ödenemediği gibi üçüncü şahıslara devri ile ilgili bir işlem de yapılamadığını beyanla tescil bilgileri verilen aracın dağıtımı ile sınırlı olmak kaydıyla, eksik tasfiyesi yapılan şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına ve ticaret siciline kaydının yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu