Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un hisselerinin iptaline, ... . ’nin ihyası ile davacı ...'un şirket nezdindeki hisse ve haklarının 03.03.2005 tarihindeki pay durumlarına göre ihyasına, ... . ’nin ihyası mümkün olmaz ise davacının bu şirketteki hisse ve haklarının ... ’ye teşmiline, 03.03.2005 tarihinden itibaren ... . ’ndeki pay dağılımının aynı şekilde anonim şirket hisselerine aktarılmasına ve davacının hak sahibi olduğuna hükmolunarak ticaret siciline tesciline, davacının ... . 'deki hisse ve haklarının geçmişe etkili olarak 03.03.2005 tarihindeki şekli ile davacıya iadesi veya hisselerin anonim şirkete teşmili mümkün olmayacak ise hakların parasal değerlerinin tespiti ve tahsiline karar verilmesini, 03.03.2005 tarihinden itibaren davacının davalı şirketteki kar payları tespit edilerek tahsiline, şirkete tedbiren kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur....

    Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, davanın muris muvazaası nedeniyle limited şirket hisselerinin satışının iptali talebine ilişkin olup, limited şirketlerle ilgili hükümlerin TTK'da düzenlendiği, davanın TTK'nın 4. maddesi kapsamında mutlak ticari dava olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      USD olduğunun tespiti ile bu doğrultuda bakiye hisse devir bedeli olan 785.270.00 USD karşılığı 1.030.981.00 YTL'nın tahsilini istemiştir....

        ni kurduğunu, daha sonra ortaklıktan ayrılma kararı alan müvekkilinin ortaklıktaki hisselerinin tamamını ... isimli şahsa şirket hisse devir sözleşmesi ile devrettiğini, bu durumun şirketin diğer ortağı olan ...'a bildirildiğini, ancak ... tarafından ortaklar kurulu kararı alınıp tescil işleminin yapılmadığı gibi müvekkilinin imzası taklit edilmek suretiyle müvekkilinin bilgisi olmaksızın 20.05.2008 tarih ve 2008/01 numaralı karar ile şirket merkezinin değiştirildiğini, ...'ın, Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi ile ortaklıktaki hisselerinin tamamını, müvekkilinin imzası taklit edilerek alınan karar ile ...isimli üçüncü kişiye devrettiğini, aynı karar içerisinde müvekkili ...'in 10 yıl süre ile şirket müdürü olarak atandığını ve münferiden temsile yetkili kılındığını, ...'...

          in diğer davalı şirketin hissedarı olduklarını, davalı şirketin 20/08/2008 tarihinde kurulduğunu, davacının davalı şirkete sermaye taahhüt borcu dışında ayrıca işletme sermayesi olarak kullanılmak üzere borç para verdiğini, daha sonra davacının hisselerinin bir kısmını ...'e bir kısmını da ... 'a devrettiğini, davacının şirkete verdiği borç paraların bir kısmı için şirkete ait bir kısım malları ve bir kısım çekleri aldığını, geriye ödenmemiş 62.000,00 TL alacağı kaldığını, şirket hisselerinin devri sırasında davalı ...'in 62.000,00 TL'nin şirket tarafından ödenememesi halinde kendisinin bizzat ödemeyi ...ettiğini, bu sebeple davacının hisse devrini gerçekleştirdiğini, ancak borcun ödenmediğini ileri sürerek, 62.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir....

            Limited Şirketinin tüm hisselerinin sahibi olduğunu, şirketin karar defterinin muhasebeci değişikliği sırasında kaybolduğunu, hangi tarihte kaybolduğuna dair fikri olmadığını, zayi olan şirket karar defterinin tespiti ve zayi belgesinin verilmesini talep etmiştir. Dava, davacı asilin uhdesinde bulunan saklama yükümlülüğü bulunduğu karar defterinin zayi olduğuna ilişkin zayi belgesi verilmesine ilişkindir. TTK 82/7 md. "Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir" hükmünü içermektedir. Davacı tarafça gösterilen deliller toplanmış,... Vergi Dairesi müdürlüğü ve ticaret sicil müdürlüğü cevabi yazısı celp edilmiştir....

              Şti. ve ... vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili şirket hisselerinin noterlik nezdinde şekil şartlarına uygun olarak 17.03.2017 tarihli taraflar arasında yapılmış olan yazılı sözleşme ve ticaret sicil kayıtlarından da anlaşılacağı üzere devredildiğini, şirket ortaklarınca aynı gün ve aynı yönde karar alındığını, Limited şirket hissesini devir edenlerle devir alanlar arasında hisse devir sözleşmesine dayalı işbu davanın zamanaşımı TBK'nun 147/4'de düzenlenen 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da Şirket hisselerinin davacıya ait vekaletname ile devrine ilişkin davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığından ve hukuki hiç bir dayanağı bulunmadığından, müvekkili ile davacı arasında mevcut şirket hisselerinin geri iadesine dair hiçbir inançlı anlaşma, sözleşme olmadığı gibi bu konuda delil de olmadığından davacının inançlı işlem iddiaları da gerçeği yansıtmadığından davanın esastan...

                Dava, hata ve hile iddiasına dayalı limited şirket hisse devir sözleşmesinin iptali ile hisselerin davacıya iadesi istemlerine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 39/... maddesi uyarınca “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak ... yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.”...

                  Davacı ise limited şirket ortağı olup, 24. madde kapsamında sigortalıdır. Ticaret sicili kayıtlarına göre şirket halen faal olup davacının ortaklığı da devam etmektedir. Zira şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının ortaklığı devam ettiği sürece ve şirketin ticaret sicilinden terkinine kadar olan dönem yönünden davalı Kurum tarafından davacının sosyal güvenlik destek primine tabi tutulması işleminde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Kabule göre de, hangi dönem için SGDP kesildiğininin ve borç çıkarıldığının listesinin getirtilmeden karar varilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                    Davacı ise limited şirket ortağı olup, 24. madde kapsamında sigortalıdır. Ticaret sicili kayıtlarına göre şirket halen faal olup davacının ortaklığı da devam etmektedir. Zira şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının ortaklığı devam ettiği sürece ve şirketin ticaret sicilinden terkinine kadar olan dönem yönünden davalı Kurum tarafından davacının sosyal güvenlik destek primine tabi tutulması işleminde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu