Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi sebebi ile ödeme emrinin iptalini, 2 yıl dolmadan yapılan kıymet takdirinin iptali ile kıymet takdirine itirazları nedeni ile yeniden kıymet takdiri yapılmasını, süresinde satış talep edilmemesi sebebiyle takip dosyasında konulan hacizlerin kaldırılmasını ve satışın durdurulmasını talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile satış kararının iptaline, sair taleplerin ise reddine karar verilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması şikayet niteliğindedir. İİK'nın 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur....

Borçlunun şikayet dilekçesinde meskeniyet şikayeti ile beraber kıymet takdir raporuna da itiraz ettiği, .......... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/... Esas sayılı dosyasına kaydedilen bu dilekçeye ilişkin mahkemenin 05.01.2015 tarihli tensip tutanağının yedinci bendi ile meskeniyet şikayetinin bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği ve mahkemenin 2016/... Esasına kaydedildiği, temyiz incelemesine konu mahkeme kararının da işbu tefrik edilen meskeniyet şikayeti olduğu sorulmaktadır. Karara dayanak dava şartına ilişkin muhtıranın incelenmesinde mahkemece, toplam 829,......

    İİK'nın 128/a maddesinde; "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler...." hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....

    Borçlunun, vekili aracılığıyla ...İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/556 E. sayılı dosyası üzerinden kıymet takdiri raporuna itiraz ettiği ve anılan mahkemenin 26.12.2013 tarih ve 2013/556 E.,2013/786 K. sayılı kararının takip dosyası arasında bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir....

      Fikret Koral Kaplan'ın 28/01/2019 tarihinde talep dilekçesi gönderdiği ve 11/02/2019 tarihinde vekalet suret harcını ve baro pulunu yatırarak vekaletnamesini sunduğu dolayısıyla usulsüz tebligata 28/01/2019 tarihinde ıttıla kesbettiği ( öğrendiği), usulsüz tebligata ilişkin şikayetin İ.İ.K.'nun 16. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde icra hukuk mahkemesine yapılması gerekmekte iken yasal 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet yoluna müracaat ettiği anlaşıldığından şikayetin kısmen kabul- kısmen reddi ile kıymet takdirinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, kıymet takdirine itiraz şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, satış ilanının borçlu asile tebliğine ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir....

      Somut olayda; dava dilekçesi kapsamında davacıların talebi; icra müdürlüğünce alınan kıymet takdiri raporunun iptali ile taşınmazların değerinin mahkemece belirlenmesine yönelik olup, usulsüz tebligat ve diğer sebepler kıymet takdiri raporunun usul ve yasaya aykırı olarak alındığından iptal edilmesi gerektiğine yönelik sebep olarak gösterilmiştir. Mahkemece, davacıların ileri sürdüğü kıymet takdirine itiraza yönelik şikayet hakkında hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamış ve ayrıca bu konuda karar verilmemiştir. Mahkemece, şikayet kıymet takdirine itiraz olarak nitelendirilerek İİK'nın 128/a maddesi kapsamında, icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazların gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı konusunda gerekli inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile şikayetin usulden reddine karar verilmesi isabetsiz görülmüştür....

      borçlu tarafından şikayet dilekçesinde her ne kadar borca , kıymet takdirine ve satışa itiraz edilmiş ise de ilamsız icraya dayalı takiplerde borca itirazın İcra Dairesine yapılması ve İcra Dairesince değerlendirilmesi gerektiğinden ve kıymet takdirine ve satışa ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden bu konularda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA" şeklinde karar verilmiştir....

      incelenmesi mümkün olduğu; ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemeyecekleri, kıymet takdiri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü halinde dahi, borçluların en geç satış ilanının tebliğ edildiği tarih olan 11/11/2019 tarihinde kıymet takdirini öğrendiğinin kabulü gerektiği, borçluların kıymet takdirine bu tarih itibariyle muttali oldukları halde satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmediklerinden kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edilmesinin ihalenin feshi nedeni olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....

      Bunun yanında kıymet takdirine itiraz davası ile ilgili yetkisizlik kararının işin niteliği gereği acele mevattan olması hasebiyle tefrik edilerek verilmesi gerekirken birlikte verilen kararda hukuka aykırıdır....

      Somut olayda; örnek 10 ödeme emrinin itiraz eden borçlu ...'e 20.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 29.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre imzaya itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        UYAP Entegrasyonu