Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

itiraz davası açmadığınız takdirde bilirkişi raporuna itiraz etme hakkınızdan vazgeçmiş sayılacağınız ihtar ve tebliğ olunur." ihtarının yer aldığı, tebligatın bizzat davacının kendisine 09/01/2020 tarihinde tebliğ olduğu, davacının da bu tarih itibariyle satıştan haberdar olduğu, bu bağlamda davacının en geç 15.01.2020 tarihine kadar kıymet takdirine itiraz davasını açması gerektiği, davacının kıymet takdirine itiraz davasını açma süresinin, ihalenin yapıldığını öğrendiği tarih olan 09/01/2020 tarihinden başlamış olduğu, ancak davacının davasını 18/02/2021 tarihinde açtığı, davacının davasının süreden reddi geretiği gerekçesi ile davacının davasının reddine, İİK'nın 134/2. maddesi gereğince ihale bedelinin (105.150,00 TL ve 23.000,00 TL üzerinden) %10'u oranında 12.815- TL para cezasının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına karar vermiştir....

e 27.08.2020 tarihinde tebliğ işlemi anında borçlunun evinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduklarına ilişkin araştırma ve şerh bulunmadığı, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesine aykırı olduğu, borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 24.01.2021 tarihinin tebliğ tarihi olduğu, satış kararının iptaline dair şikayet hakkında ise satış gerçekleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, kıymet taktir raporu tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 24.01.2021 olarak düzeltilmesine, ihale yapıldığından satış kararına ilişkin şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Davacı ihale olunan taşınmazın takyidatında bulunan ilgililerin tamamına tebligat yapılmadığını iddia ederek istinaf talebinde bulunmuş ise de, tebligat eksikliği veya usulsüzlüğü nedeni ile ihalenin feshini isteme hakkı sadece kendisine tebligat yapılmayana veya usulsüz tebligat yapılan ilgiliye ait olup, ihalenin feshini isteyen davacı, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürebilir. Üçüncü kişilere usulsüz tebligat yapıldığı veya tebligat yapılmadığını ileri sürerek ihalenin feshini isteyemez. İhale konusu taşınmazda 19/08/2019 tarihinde kıymet takdiri işlemi yapılmış, taşınmaza 170.000 TL değer takdir edilmiştir. Davacı T1 adına çıkartılan kıymet takdir raporu tebligatı 10/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Süresinde kıymet takdir raporuna itiraz edilmediğinden kıymet takdir raporu kesinleşmiştir. Davacının usulsüz tebligat şikayeti bulunmamaktadır....

    Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez (Yargıtay 12.HD'nin 16/06/2020 tarihli, 2019/8587 Esas, 2020/4815 Karar sayılı içtihadı) Somut olayda, davacı borçluya 7 örnek ödeme emri 21/06/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmüştür. Davacı vekili her ne kadar takipten 10/09/2019 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 12/09/2019 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, davacı taraf 07/08/2019 tarihinde bizzat tebliğ edilen kıymet takdiri üzerine takipten haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 12/09/2019 tarihinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur....

    Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte imzaya borca itiraz ve İİK'nun 82. maddesine dayanan meskeniyet şikayeti niteliğindedir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendinde yer alan haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168. maddesinin 4. ve 5. bendine göre; imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup; mahkemece re'sen gözetilmelidir....

    Somut olayda, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde bir bedel üzerinden satışı gerçekleşmiş ise de, davacının usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte icra dosyasında belirlenen kıymet takdir raporundaki değere İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/238 Esas sayılı dosyasıyla itirazda bulunduğu, davacının ihalenin feshi isteminde de kıymet takdir raporunda belirlenen değere ve tebliğin usulsüzlüğüne yönelik itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüş olmasına göre bu şikayetin sonucunun beklenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi yahut davacının ihalenin feshi isteminde de öne sürdüğü bu hususların incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Zira davacının kıymet takdirine ilişkin usulsüz tebliğ ve taşınmaz değerine yönelik şikayetinin sonucu davacının davada hukuki yararının bulunup bulunmadığını ortaya koyacaktır....

    Mahkemece; satış ilanının, itiraz edilmeden kesinleşen kıymet takdirine uygun olarak düzenlendiği hususu göz ardı edilmek sureti ile bu aşamada borçlunun, taşınmazın değerinin düşük gösterildiğinden kıymet takdiri işleminin hatalı olduğuna yönelik iddiasının artık dinlenilmesine olanak bulunmadığı düşünülmeksizin taşınmaz üzerinde yeniden kıymet takdiri yapılması yerinde değildir.Öte yandan, satış ilanının tebliğ edilmediği ve usulsüz tebliğ edildiği iddiası ancak ilgilisince ileri sürülebilir....

      CEVAP: Davalı Şekerbank vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının daha önce ihaleden haberdar olduğunu, satış ilanının usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacı tarafın kıymet takdirlerinin hatalı olduğundan dert yanmakta olup kendileri tarafından kıymet takdirine itiraz davası da açmadıklarını, dosyadan diğer borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edildiğini ve taşınmazların kıymet takdirinin Çeşme İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/83 Esas sayılı dosyasında görülen kıymet takdirine itiraz davası neticesinde verilen bilirkişi raporu ve ilama göre kesinleştiğini, taşınmazların kıymet takdirinin mahkeme tarafından da denetlendiğini, kıymet takdirinin gerçeği yansıtmadığını dilekçesinde dile getiren davacı vekilinin en geç ihale sırasında kıymet takdirini öğrenmiş olup 7 günlük yasal süre içinde kıymet takdirine itiraz davası açmadığını, davacı şirkete 08.10.2020 tarihinde yapılacak satış ilanı tebliğinin borçlu davacının UETS adresine usulüne uygun yapıldığını, ihaleden makul bir süre önce...

      İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamına göre, davacı borçlu tarafından kıymet takdirine ilişkin tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetle birlikte kıymet takdirinin itiraza ilişkin mahkememizin 2018/989- 1244 E.K sayılı kararında usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin ve kıymet takdirine itirazın reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu, bu dosyanın kesinleşmesi beklenmeden yapılan satışın usulsüz olduğunu beyan etmiş ise de; kıymet takdir raporunun davacının bilinen adresine normal yolla tebliğe çıkarıldığı, tebliğ edilememesi üzerine bu kez mernis adresine TK'nın 21/2 maddesine göre 01/08/2018 tarihinde borçlu davacıya tebliğ edildiği, buna ilişkin 23/11/2018 tarihinde usulsüz tebligat ve kıymet takdirine itiraza ilişkin dava açıldığı, mahkememizce verilen 05/12/2018 tarih 2018/989- 1244 E.K sayılı karar ile usulsüz tebligat şikayetinin reddine bu nedenle kıymet takdirine itiraz süresinde olmadığından kıymet takdirine itirazın da kesin olarak reddine...

      Davacılardan Güngör Sakinel'e kıymet takdir raporunun bizzat tebliğ edildiği, imzanın inkar edilmediği, diğer davacıya yapılan tebligatın aynı konutta eşi Güngör Sakinel imzasına tebliğ edildiği, Tebligat Kanunun 39. maddesi uyarınca hasma tebliğ yasağı gereğince bu davacı yönünden kıymet takdir raporunun tebliği usulsüz ise de, yukarıda da belirtildiği şekilde artık en son satış ilanının tebliğ tarihi kabul edilen 08/07/2022 tarihinden itibaren kıymet takdirine itiraz edildiği iddia ve ispat edilmediğinden ve kıymet takdirinin tebliğinin usulsüzlüğünün başlı başına ihalenini feshi sebebi olmadığından, ihale konusu taşınmazların muhammen bedelleri kesinleşmiş olup, bu değerlerden yapılan ihalede de yeniden kıymet takdirinin değerlendirilmesi mümkün değildir. İİK'nın 126. maddesi uyarınca taşınmaz ihalelerinde ilanın, satıştan en az 1 ay önce yapılması gerekir....

      UYAP Entegrasyonu