Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Davaya konu taşınmazın tapu kayıtlarına göre taşınmazı ipotek ettiği tespit edilmekle, ipoteğe ilişkin kayıtlar Erzurum 5.İcra Dairesi'nden celp edilerek incelendiğinde, ipoteğin kontu finansmanından kaynaklı sosyal amaçla verilen kredinin teminatı olarak verildiği, bu haliyle de davacının meskeniyet iddiasında bulunmasına engel bir hal olmadığı anlaşılmıştır. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir....
Kıymet takdirine itiraz üzerine verilen karar kesin nitelikte olmakla birlikte, anılan hükümler ihalenin feshi aşamasında incelenebilir (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12-161 E.- 148 K. sayılı kararı). Kıymet takdirine itiraz dosyasının incelenmesinde, borçlu şirket, her ne kadar kıymet takdirine itiraz etmiş ise de .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/281 E.-553 K. sayılı kararı ile, İİK'nun 128/a-1 maddesi gereğince giderlerin 7 günlük kesin sürede tamamen yatırılmadığı gerekçesi ile kıymet takdirine itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. Buna göre borçlu şirketin kıymet takdirine itirazının, masraf ve giderlerin kesin sürede yatırılmaması nedeni ile reddedilmiş olması karşısında artık kıymet takdirine itiraz edildiği nedeni ile ihalenin feshininin istenmesi mümkün değildir. O halde mahkemece ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisis isabetsizdir....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 10.07.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 12.12.2013 tarihinde 103 davetiyesinin ve 12.05.2014 tarihinde kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 05.09.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı, alacaklı vekilinin 07.11.2014 havale tarihli talebi doğrultusunda icra müdürlüğünce borçlu adına 05.09.2014 günlü son hacze ilişkin 103 davet kağıdının gönderildiği, anılan davetiyenin borçluya 15.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 19.12.2014 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 31.01.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 05.03.2013 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 14.02.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı ve bu işleme ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ yapılmadığı, 15.02.2016 tarihinde kıymet takdiri yapıldığı ve borçlunun 19.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, taşınmaz üzerine konulan 14.02.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu açıktır....
İncelenen tüm dosya kapsamından ihaleye konu taşınmaz için 130.000,00 TL kıymet taktir edildiği, davacıya bizzat kıymet taktir raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren kıymet taktirine itiraz etmeleri gerekirken, herhangi bir itirazda bulunulmadığı, bu şekilde kıymet taktirinin kesinleştiği tespit edilmiştir. Somut olayda, ihalenin feshi davasına konu taşınmaz yönünden şikayetçinin süresinde usulüne uygun kıymet takdirine itiraz etmemesi üzerine belirlenen değerinin kesinleştiği ve ihalenin kesinleşen muhammen bedelin üzerinde 176.000,00 TL'ye ihale edildiği, bu şekilde davacı borçlu yönünden zarar unsuru gerçekleşmediğinden ihalenin feshini istemekte şikayetçinin hukuki yararı yoktur. Mahkemesince, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Somut olayda, mahkemece meskeniyet şikayeti açısından keşif yapılmadan takip dosyasında mahcuz için alınan kıymet takdir raporuna dayanılarak borçlunun meskeniyet şikayeti yerinde görülüp haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Mahkemece, taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliğinin ve ipotek borcunun ödenip ödenmediği araştırılmamıştır....
İcra Müdürlüğünün 2020/1174 Esas sayılı takip dosyasında haczedilerek, satışına karar verildiğini, taşınmazın aile konutu ve haline münasip ev olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararları uyarınca borçlu olmayan eşin meskeniyet şikayetinde bulunabileceğini belirterek, haczin kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, satışın durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir....
Borçlunun haline münasip evi…” şeklinde bir düzenleme yer almakta olup söz konusu yasal düzenleme nedeniyle müvekkilinin borçlunun evinin haczedilmesi kanuna açıkça aykırılık taşıdığını, tüm bu nedenlerle; Bolu İcra Hukuk Mahkemesi 19.11.2020 tarih 2020/232 esas 2020/288 sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Kıymet takdirine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....