"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, özürlü maaşından dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, görevsizliğine karar vermiştir. Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacıya 2022 sayılı Yasaya göre bağlanan özürlü aylığını kesen ve yersiz ödenen aylıkların iadesini isteyen Kurum işleminin iptali ile birlikte borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, dava dilekçesinin İdare Mahkemesi'nin görevli olması nedeniyle görev yönünden reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-b maddesinde yargı yolunun caiz olmaması, dava şartı olarak düzenlenmiştir....
Mahkemece, derdestliğe esas görülen dava yersiz aylık ve sağlık giderleri nedeniyle yapılan ödemelerin istirdadı istemine ilişkin olup, derdest kabul edilen dava ise, kurum işleminin iptali ve kuruma borçlu olmadığının tespiti davasıdır. Bu durumda, her iki davanın konusunun aynı olduğundan söz edilemez. Daha önce açılan dava ile, eldeki dava aynı dava sayılmayacağından, dava şartı gerçekleşmiş olmakla, mahkemece, işin esası incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 17. İş Mahkemesince davanın idari yargının görev alanına girdiğinden mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine dair verilen 27/06/2016 tarihli ve 2016/254 E., 2016/296 K., sayılı direnme kararı davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.10.2019 tarihli ve 2016/10-2188 E., 2019/1108 K. sayılı kararıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir. 2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü: 4. Dava, kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 5....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 01.05.1997-26.04.2011 tarihleri arası 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığın ve 6111 sayılı Kanunun yapılandırmaya ilişkin hükümlerinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti ile aksi kurum işleminin iptali istemlerine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava, Kurumca resen tahakkuk ettirilen prim ve ferilerine ilişkin borca yönelik Kurum işleminin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava ise, ödeme emirlerinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP Davalı Kurum vekili; 22.04.2014 tarihli denetleme raporunda belirtilen usulsüzlükler nedeniyle işlemin yapıldığını, ilaç bedelinin Kurum tarafından ödendiğini ve Kurumun zarara uğratıldığını, işlemin usul ve yasalara uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 03.05.2018 tarih ve 2014/498 E., 2018/195 K. sayılı kararıyla; sözleşmenin haklı nedenlerle feshedilebilmesi için eczacının dava dışı usulsüz ve sahte reçete düzenleyen kişiler ile işbirliği içerisinde hareket ettiğinin kanıtlanamadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi SGK’nın tek yanlı ve hasta ifadelerine dayanan tespitini teyit eden bir Mahkeme kararı da mevcut olmadığından davalı Kurumun işleminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı Kurum işleminin yerinde olmadığının tespiti ile çekişmenin giderilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Ancak, dairemizin kararı yazılırken, davacının talebi “Kurum İşleminin İptali ile davacıya 01.03.2010 tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanması” şeklinde olmasına rağmen, sehven “kesilen yetim aylığının tekrar bağlanması, kesildiği tarihten itibaren yasal faiziyle tahsili, borçlu olmadığının tespiti ve aksi yöndeki kurum işleminin iptali” şeklinde yazıldığı, bu hususun maddi hataya dayalı olduğu ve HUMK'un 459. maddesi gereğince talep halinde her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmasına göre, Dairemizin 09.03.2015 tarih ve 2014/4489 E. - 2015/4633 sayılı ilamındaki davacının talebi ile ilgili bölümün, davacının talebine uygun şekilde yazılması gerektiği anlaşılmıştır....
Mahkemesi Davacı, Kuruma prim borcu bulunmadığının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum'un aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı; davalı Kurum'un yapılandırma işleminin iptaline ilişkin işleminin iptali ile Kurum'a borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Yerel Mahkemenin Kurum işleminin iptaline ve davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin kararı yerindedir....
Dava, Almanya'da geçen çalışmaların 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlandırılması işleminin geçerli olduğunun tespiti ile aksi yöndeki kurum işleminin iptali istemine ilişkin olup Mahkemece "3201 sayılı Kanuna göre borçlandırılmış sayılması gerektiğinin tespitine" şeklinde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava, Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti; birleşen dava ise, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyarak ilâmında belirtildiği şekilde asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı-birleşen davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....