Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum işleminin doğru olduğunu, davanın yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Yapılan yargılamada, davacının anlaşmalı boşandığı, babasının vefatı nedeniyle tahsis talebinde bulunduğu, ölüm aylığı bağlandığı, kurum denetmenlerince yapılan denetimlerde davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edildiği, aylığının kesildiği, nüfus kayıt ve ikametgah hareketleri ile diğer delillere göre davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam ettiği, resmi kayıtlara aykırı ve davacıyı korumaya yönelik tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, kurum işleminin yerinde ve doğru olduğu, davanın subut bulmadığı anlaşılmış..." gerekçesiyle, "Davanın REDDİNE" karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ Uyuşmazlık Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından prim tahakkukundan dolayı menfi tespit ve davalı kurum işleminin iptaline karar verilmesi talebi olup kararın temyizen incelenmesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 16.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanmasına, borçlu olmadığının tespitine, aylığın iptaline yönelik Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, yetkisizliğine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava Kurum işleminin iptali, başlatılan icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ve yeniden aylık bağlanmasına ilişkindir. Mahkemece dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Somut olayda; dava icra takibi nedeniyle menfi tesipite ilişkin olup, yetki kamu düzenine ilişkin değildir. Usulüne uygun süresinde yapılmış yetki itirazı da yoktur....
Şti.nin ise %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiğini, kazalı sigortalı davayı takip etmediğinden dolayı dosyanın işlemden kaldırıldığını ve Mahkemenin 15/02/2016 tarihli kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, müvekkiline davalı Kurumdan gönderilen borç bildirim belgesine 20/10/2017 tarihli dilekçeyle tahakkuk ettirilen borcun iptali için itirazda bulunduklarını, ancak davalı Kurumdan, kurumun rücu işleminin iptalinin mümkün olmadığı şeklinde cevap verilerek itirazlarının reddedildiğini beyanla; borç bildirim belgesinin ve belgeye yapılan itiraz üzerine rücu işleminin iptalinin mümkün olmadığından bahisle tesis edilen başvurunun reddine ilişkin kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın haksız ve yersiz olduğunu, kurum sigortalısının maruz kaldığı iş kazası olayına ilişkin davanın görüldüğü Denizli 2....
Eldeki dava dosyasına göre mahkemece, yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı bir şekilde, açıklanan hükmün ve buna göre hazırlanan gerekçeli kararın tashih yoluyla değiştirmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. Ayrıca davacı tarafından açılan davanın, hak sahibine bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki kurum işleminin iptali, yeniden aylık bağlanması ile yersiz olarak ödenen ölüm aylığı ve sağlık giderlerinden dolayı davalı Kuruma karşı borçlu olmadığının tespitini içeren bir menfi tespit davası olması karşısında, talebe uygun bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle itirazın iptali davası niteliğine uygun hüküm kurulması da isabetsizdir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili, davacı ile davalı Kurumun Ankara İl Müdürlüğü arasında ......
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurumdan 01/04/2003 tarihinden itibaren 087450202 sicil numarası ile emekli sandığına bağlı babası Osman Haliloğlu üzerinden yetim aylığı aldığını, müvekkilinin 08/04/2016 tarihinde eski eşiyle tekrar evlendiğini ve bu durumu davalı Kuruma 11/04/2016 tarihinde bildirerek yetim aylığının ödenmesini durdurduğunu, ancak davalı Kurum'ca müvekkilinin eşiyle anlaşmalı olarak boşandığının tespit edildiğinin ve aylıklarının 01/11/2008 tarihinden itibaren kesildiğini beyanla, müvekkili adına yersiz aylık ve yersiz tedavi gideri olmak üzere 97.314,32TL borç çıkaran Kurum işleminin iptali ile bu borçtan müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir....
Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı kararı, 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, Kurum işleminin iptali ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 81. maddesi kapsamındaki teşvik indiriminden faydalandırılma istemine ilişkin davalar hakkında verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı vekili tarafından, müvekkil Kurum tarafından davacıya gönderilen 13.002,75- TL alacak bildirimi ve gecikme zammı işleminin iptali istemiyle açılan dava haksız ve yersiz açılmış bir dava olup, reddi gerektiğini, Müvekkili olduğ Kurum sigortalısı İhsan TAVŞAN Eskihisar Mah. 13. Sk....