Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Meskeniyet şikayetinde bulunulan,İstanbul ili, Avcılar ilçesi, Avcılar mahallesi, M.Kemalpaşa mevkii 7458 parsel numarası ile kain 348,89 m2 6/100 arsa paylı kat irtifaklı 1.kat 6.bağımsız bölüm taşınmaz üzerine Türkiye Garanti Bankası AŞ lehine 07/03/2011 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, getirtilen ipotek belgelerinden ve tapu kaydından anlaşıldığı, bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olması nedeniyle davacının meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır....
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, meskeniyet iddiası ile taşınmazındaki 20/03/2014 tarihli haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece meskeniyet şikayetinin kabul edildiği görülmektedir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre 103 tebliğiyle veya öğrenme tarihinden başlar....
Davalı vekili borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğunu, bu sürenin satış istemine ilişkin yasal süreyi durdurduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince meskeniyet iddiası ile yapılan şikayette takibin durmasına karar verilmediği, davalı haczinin 06.03.2003 tarihli olmasına rağmen kıymet takdirinin 23.03.2007 günü yapıldığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı yanca bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine koydurulan 06.03.2003 tarihli ihtiyati haciz, itiraz süresinin geçmesi ile 15.07.2003 günü kesin hacze dönüşmüş (İİK.m.264), 20.04.2004 tarihinde de satış isteminde bulunulmuştur (İİK.m.106). Bu durumda davalının haczinin düşmediği (İİK.m.110) gözetilmek gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi, birden fazla evi var ise, istediği taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut değildir. Öte yandan, paylı taşınmazlarda, her paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu halde, iddia, pay oranı esas alınarak çözümlenmelidir. Bir başka deyişle, İİK'nun 82. maddesi hükmüne göre haczedilmezlik şikayetinde bulunan şikayetçinin payına isabet eden değerden haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder ( Yargıtay 12. HD'nin 08.04.2021 tarihli, 2020/8911 E, 2021/4279 K. sayılı içtihadı). İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan evden maksat, yerel geleneklere yani mahalli örf ve adete göre mesken (konut) olarak kullanılmaya elverişli yerlerdir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/378 KARAR NO : 2021/2397 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : None TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Anayasanın 36.maddesinde; " herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir....
Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının meskeniyet ve haczedilememezlik iddiasında bulunduğu taşınmazda ikamet etmediğini, aynı binada kirada oturduğunu, bu nedenle meskeniyet itirazının reddi gerektiğini, meskeniyet iddiası ileri sürülen evin haline münasip olmadığını, davacı ve eşi dışında evde oturan bulunmadığını, başkaca hacizlere ilişkin haczedilemezlik ve meskeniyet iddiasında bulunmayan davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; alınan bilirkişi raporuna göre davacının haline münasip ev bedelinin 250.000- TL olduğu ve alabileceği muhitlerin belirlendiği ve davacının meskeniyet şikayetinde bulunduğu ikametinin değerinin haline münasip ev değerinden yüksek olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, İstanbul 26.İcra Müdürlüğü'nün 2018/7484 esas sayılı dosyasında haczedilen "İstanbul Beykoz Anadolu Hisar Mah....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasına engeller ise de haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Borçlunun, T1-sebze ve meyve komisyonculuğunun borcu için taşınmazını ipotek etmiş olması zorunlu ipotek kapsamında kabul edilemez. Bu ipotek zorunlu ipoteklerden olmadığı gibi sosyal amaçlı kredinin teminatıda değildir. Bu nedenle verilen ipotek, meskeniyet şikayetinden vazgeçildiği anlamında kabul edilmelidir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/59- 1060 E/K sayılı kararla meskeniyet iddialarının kabul edildiğini, akabinde 02.05.2019 tarihinde aynı taşınmaza tekrar haciz konulduğunu, durumun 11.03.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu taşınmazın kentsel dönüşüm kapsamında yıkılarak yeniden yapımına başlandığını, yapı arsa olarak gözükse de meskeniyet şikayetine engel olmadığını, sözleşme gereği C blok 12 nolu dairenin 1/2 sinin müvekkiline ait olacağını, meskeniyet iddiaları nedeniyle taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza haciz konulmasını talep ettiklerinde taşınmazın arsa vasfında olduğunu, haczedilmezlik şikayetinin mevcut ve oturmaya uygun bir ev bulunması halinde yapılabileceğini, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılmasına karar verdiğini, yerel mahkemece karar verilirken, kusurları varmış gibi masrafları üzerlerinde bıraktığını ve davacı lehine vekalet ücretine hükmettiğini, haksız yere davanın açılmasına neden oldukları kanısına neye göre, hangi hukuki sebebe göre vardığının belli olmadığını, mahkemenin farklı hukuki sebebe dayanan takibin iptali davasının sonucunu bekletici mesele yapmasına gerek duymadan, kendi mahkemesinde açılan meskeniyet iddiasına dayalı davada bağımsız olarak karar vermesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet şikayetine ilişkindir. Davalı tarafından davacı borçlu ve diğerleri aleyhine başlatılan İzmir 13....