Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eldeki gibi sigortalılık hizmetleri ve ücret tespitine ilişkin davalarda elde edilecek hükmün uygulayıcısı konumundaki davalı Kurum tarafından yerine getirilebilmesi için, husumetin doğru kimselere yöneltilerek davaya devam edilmesi gereklidir. Eldeki davada da, her ne kadar Kurumca davacı şirkete çıkartılan fark prim borcuna ilişkin işlemin iptali ve menfi tespit istemi mevcut ise de, verilecek karar sonrasında, dava dışı sigortalının da prim talep edilen dönemler bakımından hangi ücretle çalıştığının tespiti söz konusu olacaktır. Dolayısıyla dava sonunda verilecek karar dava dışı sigortalının da hak alanını etkileyecek olup, Mahkmece bu sigortalının da HMK 124. maddesi gereğince, davaya dahil edilmesi, savunma ve delillerinin toplanması ve sonrasında bir karar verilmesi gerekmektedir. O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bu nedenle bozulmalıdır....

    İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda; 506 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesi uyarınca yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıklarının kesileceğinin öngörüldüğünü, Kurum işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürmüş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde bulunarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde; kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

      , müvekkili şirketin yöneticileri tarafından 31/08/2007 ve 918 seri no.lu Kaçak/Usulsüz Enerji Tespit Tutanağına tahakkuk eden borcun iptali için yapılan başvuruda davalı kurumun başvuruyu haklı bularak borcun silinmesine karar verdiğini, fakat 26/03/2008 tarih 6158 seri no.lu Kaçak/Usulsüz Enerji Tespit Tutanağının yönetmeliklere uygun olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verildiğini, kaçak elektrik kullanmadıklarını belirterek müvekkili şirkete kesilen cezanın iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin ara kararında, Kurum işleminin dayanağını denetmen raporunun oluşturduğundan bahsedilmiş ise de; davacı ve diğer ilgililer hakkında yürütülen ceza yargısında, davacının hukuka aykırı bir eyleminin tespit edilmediğini, denetmen raporunun hatalı düzenlendiğini, somut durumu yansıtmaktan uzak olduğunu, müvekkilinin ekonomik olarak sıkıntıda olduğunu, iptali istenen işlemler nedeniyle yapılan kesintilerin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini gerektiğini ileri sürmüştür....

        ; kurum işleminin iptali ile cezai şart ve reçete bedeli kesintisi toplamı olan 20.308,54 TL davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/07/2021 NUMARASI : 2021/221 ESAS DAVA KONUSU : ÇEKİŞMENİN GİDERİLMESİ, İŞLEM İPTALİ, MENFİ TESPİT, İHTİYATİ TEDBİR KARAR : Antalya 2....

          Dava; davalı kurum işleminin haksız olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vermelidir (HMK m. 266). Somut olayda; davalı kurum işlemi ile davacının dava dışı özel tıp merkezinde mesul müdür olarak görev yaptığı süre zarfında, gerçekte hasta muayenesi yapılmadığı halde MEDULA sistemi üzerinden sahte hasta girişlerinin yapıldığı, davalı kurumun zarara uğratıldığından bahisle, yersiz yapılan ödemelerin istirdadının davacıdan tahsili yoluna gidildiği; eldeki davanın ise kurum işleminin haksız olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemiyle açıldığı görülmüştür....

            Yerel mahkemece, vekaletnamedeki yetkisine dayalı olarak davacı vekilinin 23.9.2011 tarihli davadan feragate ilişkin beyanı üzerine feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmiş karar davalı Kurum vekili tarafından %10 oranındaki icra inkar tazminatına karar verilmemesi nedeniyle temyiz edilmiştir. Davanın yasal dayanağını 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesi oluşturmaktadır. Anılan madde ile Kurum alacakları için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi hükmü uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 7 gün içerisinde dava açabilme olanağı bulunmaktadır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir....

              Temyiz Sebepleri Davalı Kurum vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur. C.Gerekçe 1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; Kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. 2.İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanunun 80 inci, 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesi, Borçlar Kanunu'nun 125 inci maddesi, 6183 sayılı Kanun’un 102 nci maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

                Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

                UYAP Entegrasyonu