Dava, 3201 sayılı Kanun kapsamında yapılan borçlanma işlemini iptal eden Kurum işleminin iptali ile 01.04.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, bozma üzerine, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......
Somut olayda; davacının isteminin yurtdışı çalışmalarına ilişkin borçlanma işlemini iptal eden Kurum işleminin iptali olduğu, bu nedenle olayda hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği gözönünde tutulmaksızın davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olduğundan bahisle redddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; temyize konu olan eldeki davanın esasına girerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi No : Dava, Kurum işlemini iptali ile Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Kurum yönünden kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve ardından gelen maddelerinde ıslah Kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiş; 176. maddede, davanın her iki tarafının da, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurulabileceği belirtilmiştir. Somut davada, davacı Kurum, dava dilekçesi ile 10.09.2007 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin değerli gelirlerin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 36.947,92 TL’sının rücûan tahsilini talep etmiş olup, 14.11.2012 tarihli dilekçesiyle talebini ıslah ederek kurum zararının 57.780,60 TL’sının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 06.12.2013 tarihli dilekçesi ile de talebini tekrar ıslah ederek Kurum zararının 57.970,60 TL’sının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir....
İş Mahkemesi Dava, Kurum işlemini iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, borçlanma işlemini reddeden Kurum işleminin iptali, talep tarihinde ... Vatandaşı olma şartı aranmaskızın, yurtdışında ... Vatandaşı iken geçen süreleri borçlanma hakkı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. ..........
İş Mahkemesinden verilen 30.06.2014 günlü ve 2013/698-2014/730 sayılı hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Yurt dışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen sürelerin 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanabileceğinin tespiti istemine ilişkin olan davada; Davalı Kurum vekilinin Ek kararın temyizine ilişkin 28.11.2014 günlü dilekçe ekinde sunulu bulunan; ... Kurumuna ait görüntüleme ekran bilgilerine göre, aleyhe gıyabi hükmün "23.09.2014 günü saat 08.44'de" tebliğ edildiği yönünde kaydın bulunması karşısında; tebligat işlemini yapan ...'den anılan görüntüleme ekranındaki bilgilerin dayanağı olan tüm kayıtların celbi ile eklendikten sonra dosyanın incelenmek üzere gönderilmesi için mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.09.2015 günü oybirliği ile karar verildi....
Eldeki davada, davacı Kurum vekilinin dava dilekçesi ile Kurum zararından şimdilik 16.168,54 TL’nin tahsilini talep ettiği, yargılama aşamasında ise 25.869,67 TL’nin tahsilini 08.09.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı Kurumun sunduğu ıslah dilekçesi irdelenmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....