a ait olduğunu ve buna güvenerek haciz işleminin gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "dava ve karar tarihinde dava dışı şahsın hacze konu taşınmaz üzerinde herhangi bir hakkı bulunmadığı mahkeme kararıyla tespit edilmiş olup, taşınmaz üzerinde hakkı bulunmayan şahıs yönünden taşınmaza haciz işlemi uygulanmasının herhangi bir yasal dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından Kurum işleminin iptali ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği" gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı Kurum tarafından davacı aleyhine gerçekleştirilen 09.10.2020 tarihli Kurum işleminin iptaline, ... ili ... ilçesi Ardıçdibi Köyü 112 ada 17 parsel üzerine Kurum tarafından konulan 21.03.2018 tarih ve 1752201 sayılı haczin kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde tapuya bu konuda müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili, davacının iptal edilen çalışmalarının fiili ve gerçek olduğunun tespiti ile iptale ilişkin kurum işleminin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı Kurum cevap dilekçesi vermemiştir. III....
CEVAP Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; kurum işleminin yerinde olduğunu davacıya 01/03/2003 tarihinde aylık bağlandığını davacının emekliliğinden sonra yurt dışında çalışması nedeniyle gelir elde ettiğini bu nedenle yaşlılık aylığı bağlanması kurum işleminin iptal edildiğini 1996 - 1997 yılında ki çalışmalarının Almanya'da ki hizmeti ile çakışması nedeniyle bu dönem aylıkları hak etmediğini, 5510 sayılı Kanun'un 50 nci maddesi gereğince isteğe bağlı sigortalılıkta Türkiye'de ikamet etme şartının arandığını davacının bu dönemde Almanaya'da çalıştığını davacıya yapılan ödemelerin kesilerek 5510 sayılı Kanun'un 96 ncı maddesine göre tahsiline göre kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. III....
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Yaşlılık aylığının kesilmesine yönelik Kurum işleminin iptali istemli davanın reddine, 5997 sayılı Yasanın yürürlük tarihi dikkate alınarak 01.07.2010 tarihinden itibaren yeniden aylık bağlanmasının tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece Kurum işleminin iptaline yönelik istemin reddi isabetlidir. Ancak 01.07.2010 tarihinden itibaren kesilen aylığı yeniden bağlanmasına ilişkin hükmün dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasal düzenlemeden kaynaklandığı göz ardı edilerek, davalı tarafın yargılama giderlerine ve bu arada avukatlık ücretine mahkûm edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2....
İş Mahkemesi Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Somut dosyada davacı, re'sen 4/1-b maddesi kapsamında sigortalılık tescili yapılması işleminin iptalini, sigortalılığının 4/1-a kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespiti ile aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının tahsilini talep etmiştir....
Dava konusu olayda, davacının 6.11.2003 tarihinden itibaren kendi adına ve hesabına çalıştığına dair her hangi bir delil bulunmadığından davacının emekli maaşından davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin davalıdan tahsiline, Kurum işleminin iptaline karar verilmesi yerinde ise de; davacının talebinin davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin davalıdan tahsili ile Kurum işleminin iptali istemine ilişkin olduğu halde, mahkemece talebin dışına çıkılarak yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
Dava konusu olayda, davacının 6.11.2003 tarihinden itibaren kendi adına ve hesabına çalıştığına dair her hangi bir delil bulunmadığından davacının emekli maaşından davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin davalıdan tahsiline, Kurum işleminin iptaline karar verilmesi yerinde ise de; davacının talebinin davalı kurum tarafından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin davalıdan tahsili ile Kurum işleminin iptali istemine ilişkin olduğu halde, mahkemece talebin dışına çıkılarak yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı Kurum vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığından 22.10.2008-21.10.2014 tarihleri arasında yersiz ödenen ölüm aylığının geri ödenmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile aylığın tekrar bağlanması ve ödenmesini talep etmiştir....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava; davacının Almanya'da ilk defa sigortalı işe başladığı tarih olan 01/09/1984 tarihinin Türkiye'de sigortalı başlangıç tarihi olarak tespiti ile Türk vatandaşlığında iken yurt dışında 01.09.1984- 11.07.1999 tarihleri arasında geçen hizmetleri borçlanabileceğinin tespiti, borçlanma işleminin 5510 sayılı yasanın 4/a kapsamında değerlendirilmesi ve aksi yöndeki kurum işleminin iptali istemlerine ilişkindir....
ün eski eşi ile birlikte yaşadığı gerekçesiyle babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla aldığı ölüm aylığının Kurum tarafından iptal edildiğini, eski eşi ile karı koca hayatı yaşamadığını, Kurum tarafından 2019 yılından itibaren tekrar aylık bağlandığını ileri sürerek Kurum işleminin iptali ile geriye dönük olarak alamadığı aylıkların faiziyle tahsilini talep etmiş ve 06.11.2020 tarihli talep açıklamasına ilişkin dilekçede talebinin 2013 yılında kesilen ve 2018 yılında tekrar bağlanan aylık yönünden bu iki tarih arasında ödenmeyen aylıkların tahsili ile 07.01.2019 tarihli Kurum işleminin iptali olduğunu belirtmiştir. II. CEVAP Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin anlaşılır olmadığını, davacının talebini açıklaması gerektiğini, ayrıca davaya konu talep bakımından kesin hüküm bulunduğunu ve Kurum işleminde hata bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III....