"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespite itiraza ilişkin K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde ... kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel ... alanı dışında bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişiler tarafından ... kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın ......
Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tesbiti yapılan taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmış kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli, 3537 parsel sayılı taşınmaz 1977 tarihinde Orman Kadastro Komsiyonunca 6831 Sayılı Yasa'nın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi ile orman rejiminden çıkartılarak Hazine adına tescil edilmiş, 1988 tarihinde yapılan kadastro sırasında, beyanlar hanesine ... kızı ...'ün zilyetliğinde olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiş, askı ilan tarihleri olan 28.01.1993 ve 01.03.1993 tarihleri arasında dava açılmadığından tutanak, 02.03.1993 tarihinde kesinleştirilmiş ve tapu kaydı oluşmuştur. Davacı ... ... ve arkadaşları, tespitler kesinleştikten sonra; 03.12.2010 tarihinde dava açmışlardır. Kadastro mahkemeleri, askı ilan süresi içinde açılan tespite itiraz davaları yönünden görevlidir....
Dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları tespit tarihinden sonra 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 2012 yılında ilan edilerek kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu çalışmaları ise 1974 yılında gerçekleştirilmiştir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....
Yönetiminin taşınmazın orman vasfında olduğu, davacı gerçek kişilerin taşınmazda haklarının bulunduğu iddiasıyla tespite vaki itirazları üzerine kadastro müdürlüğünce itirazlar hakkında karar verilmek üzere tutanak ve ekleri mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece davacı ... Yönetiminin 517, 525 ve 526 sayılı parsellere yönelik davasının kabulüne, bu taşınmazların tespitlerinin iptali ile orman vasfında Hazine adına tescillerine, davacı ... Yönetimi ve davacı kişilerin 518 ve 519 parsellere yönelik davalarının reddine taşınmazların tespit gibi ... ve müşterekleri adlarına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalılardan.....mirasçılarından ... ve arkadaşları ile ..... mirasçıları ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk arazi kadastrosu 766 sayılı Kanun uyarınca 26.10.1952 tarihinde yapılmıştır. Yörede dava tarihi itibarıyla orman kadastrosu yapılmamıştır....
Dava, kullanım kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılmış bir tespite itiraz davasıdır. Dava açılmakla kadastro tutanağının kesinleşmesi önlenmiştir. Oysa, 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi ancak "kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlar” hakkında uygulanabilir. Dava açılmakla tutanak kesinleşmeyeceğinden, askı ilan süresi içinde açılan dava, kadastro sırasında yapılan teknik hatalardan kaynaklanıyor dahi olsa, kadastro mahkemesi görevlidir ve işin esasını incelemek zorundadır. Diğer taraftan, mahallinde yapılan keşiften, davacının talebinin teknik hataların düzeltilmesinden kaynaklanmadığı; kendi fiili kullanımında olan bir kısım taşınmaz bölümlerinin komşu taşınmazlarda kaldığı iddiasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/323 KARAR NO : 2020/465 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MUŞ KADASTRO MAHKEMESİ TARİHİ : 04/02/2020 NUMARASI : 2018/101 ESAS, 2020/2 KARAR DAVA KONUSU : Kadastro (Tespite İtiraza İlişkin) KARAR : İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin 1978 yılında kesinleştiği, eldeki davanın 2018 yılında açıldığı ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....
Davacı ... uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı bulunan 222 ada 12 parsel ve 203 ada 65 parsel sayılı taşınmazların sınırlarının yanlış gösterildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi gereğince yapılan tespite itiraza ilişkin davasının kısmen kabul-kısmen reddine, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, dahili davalılar Hazine, ......
Ancak tesis kadastrosu sırasında hangi nedenle olursa olsun tescil harici bırakılan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlemeyen bir taşınmazın uygulama kadastrosu çalışmalarıyla tapuya tescil edilmesine hukuken olanak bulunmadığı, zira bu durumun ölçü, sınırlandırma yada tersimat hatası değil tesis kadastrosu sırasında tapu ve mülkiyet sınırları dışında bırakılan taşınmazın tapuya tesciline ilişkin bir mülkiyet ihtilafı olduğu, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıkların ise uygulama kadastrosunda ve uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacak olduğu, kaldı ki kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında açılacak tescil davalarının hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilecek olduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; davanın hukuki niteliği itibariyle tesis kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün zilyetliğe dayalı olarak tapuya tescil talebine ilişkin olduğu anlaşıldığından mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklar...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİTE İTİRAZA İLİŞKİN Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Tapu kaydına dayanılmamıştır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 8.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 25.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....