in temyizine gelince, yukarıda açıklandığı üzere davacının çekişmeye konu taşınmazda payına karşılık olarak kullanabileceği yerler bulunduğu, bu yerleri kullanmasına engel bir durumunda olmadığı, intifadan men koşulunun oluşmadığı gözetilerek, davalı ... yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere ecrimisile karar verilmesi isabetsizdir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
yönelik hak yoksunluğunun, kendi alt soyu açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerekirken, diğer kişiler yönünden de “koşullu salıverilme tarihine kadar” devamına karar verilmesi suretiyle 53/3. maddesine muhalefet edilmesi , Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık hakkındaki hüküm fıkrasının 6, 7 ve 8. bentlerinin hükümden çıkartılarak yerine “Sanığın, mahkumiyet hükmünün kanuni sonucu olarak TCK'nın 53/1,a,b,c,d,e maddesindeki haklarını kullanmaktan aynı maddenin 2....
izin verilerek "Pesen" olan soyadının "..." olarak değiştirilmesine ve nüfusa bu şekilde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE : Dava, çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin verilmesi davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; annenin velâyeti altında bulunan ortak çocuğun annenin bekarlık soyadını kullanmasına izin verilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı ve davanın kabulünün çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10 uncu maddesi, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi. Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı iptal kararı. 3....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş ve daha sonra sunduğu 08.01.2018 günlü cevap dilekçesinde, davacının iddiasının aksine müvekkili şirkette 01.01.2009- 25.02.2017 tarihleri arasında arge sorumlu grafiker olarak istihdam edildiğini, SGK girişinin geç yapıldığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının doğum izninde iken başka bir işyeri ile anlaşması nedeniyle müvekkili şirket ile olan iş ilişkisine istifa suretiyle son vermiş olup işveren tarafından doğum sonrası ücretsiz izin kullanmasına izin verilmediği için istifaya zorlandığı iddiasının haksız menfaat elde etme amacına yönelik bir kurgu olduğunu, 01.10.2016 tarihinde hamileliğinin 32.haftasında olup doğuma 3 hafta kalıncaya dek çalışmasında sakınca olmadığına dair rapor alarak hamileliğinin 37.haftasına dek çalışan davacının 23.11.2016 tarihinde gerçekleştirdiği doğum sonrası 8 haftalık iznine ek olarak doğum öncesi kullanılmayan 5 haftalık izin süresi ile birlikte toplamda 13 hafta...
Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece aldırılan hükme esas bilirkişi raporunda davacının sözleşmenin erken feshi nedeniyle elde edemediği gayri safi reklam panosu geliri 23.180 TL olarak bulunmuş olup, bundan davacının yaptığı 1.159,20 TL bakım gideri ve erken feshi nedeniyle ödemediği kira bedeli 5.670,10 TL nin mahsubu ile 16.351,10 TL nin mahrum kalınan kar olarak tahsiline karar verilmesi gerekir. Davacı temyiz dilekçesinde bu talebi 16.171 TL olarak sınırlandırdığı da gözetilmek suretiyle bu miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken mahkemece maddi hata yapılarak 14.704,20 TL nin tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mahkeme tarafından kabul edilmediği takdirde uygun bir teminat oranında ihtiyati tedbir kararı verilmesi, mahkeme tarafından bu talepleride kabul edilmediği takdirde davalıdır şerhi konulmasını, davalı şirketin ------Kararının iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü....
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafiinin aracı ...’in kullanmadığına, tanık ifadelerinin çelişkili olduğuna; sanık ... müdafiinin ise aracı ...’nun kullandığına, tanık ifadelerinin çelişkili olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Sanık ...’nun özel halk otobüsü şoförü olduğu, diğer sanık ...’in ise otobüste muavin olarak görev yaptığı ve B sınıfı sürücü belgesinin olduğu, sanık ...’nun ifadelerinde otobüsün sahibinin oğlu olan ...’in zaman zaman halk otobüsünü kullanmasına izin verdiğinin anlaşıldığı, halk otobüsünün sanık ...’in idaresinde iken önünden geçen yayaya çarptığı olayda; sanık ...’in araç kullanmayı bilmediğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı, gerçekleşen neticenin ...’in hatalı araç sevkinden kaynaklandığı, ...’nun aracı kullandırtması eylemi ile meydana gelen netice arasında illiyet bağı bulunmadığı...
gerektiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığına dair izin belgelerinin olduğunu diğer davalı şirket ile yapılan görüşmelerde öğrenildiğini bu nedenle davacının herhangi bir alacağının olmamasından dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, beyan etmiştir....