Davacı, işverenden yıllık izin kullanmayı talep etmesi üzerine izin kullanmasına izin verilmediğini , ilk önce ücretsiz izin kullanabileceğinin söylendiği, ücretsiz izin sonucu yeniden yıllık izin talebine rağmen yine talebinin reddildiğini iş akdinin yıllık izinlerinin kullandırılmaması nedeniyle işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği denilerek iş akdinin feshedildiğini ileri sürmüş, davalı işveren ise davacının işyerinden ayrıldığını ve takip eden günlerde işe gelmemesi sebebiyle devamsızlık tutanaklarının düzenlendiğini belirterek iş sözleşmesinin işçinin devamsızlığı sebebiyle haklı olarak feshedildiğini savunmuştur. Dosya içeriğine göre davacı işçi işyerinde 2010 yılında işe girmiş ve işverence İş Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun olarak yıllık izinleri kullandırılmamıştır. Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup işverence bu hakkın kullandırılmaması işçi açısından haklı fesih nedeni oluşturur....
"İçtihat Metni"Daire : SEKİZİNCİ DAİRE Karar Yılı : 1988 Karar No : 496 Esas Yılı : 1988 Esas No : 259 Karar Tarihi : 22/06/988 MÜLKİYETİ BELEDİYEYE AİT OLUP, BAŞKALARININ KULLANMASINA İZİN VERİLEN İŞYERLERİNE İŞYERİ AÇMA İZNİ VERİLİRKEN YAPI KULLANMA İZİN BELGESİ İSTENMİYECEĞİ HK. Mülkiyeti … Belediyesine ait arsa üzerinde ekmek fabrikası yapan davacıya, işyeri açma izni verilebilmesi için yapı kullanma izin belge si getirilmesi gerektiğine ilişkin Belediye Başkanlığının işleminin iptali istemiyle açılan davada, ilgili Yönetmeliğin (96/b) bendine göre mülkiyeti belediyeye ait olup, başkalarının kullanmasına izin verilen bu tür işyerlerine işyeri açma izni verilirken yapı kullanma izin belgesi istenmeyeceği kuralı bulunduğu halde, dava konusu işyerine işyeri açma izni verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararının bozulması isteminden ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 172 ada 20 parsel sayılı taşınmazı akrabası olan davalının kullanmasına izin verdiğini, ancak husumet besleyip anılan taşınmazın kendisine ait olduğu iddiası ile tapu iptal ve tescil davası açması sebebi ile artık kullanmasına rıza göstermediğini ve bu hususu kendisine bildirdiğini, ancak sonuç alamadığını, davalının taşınmazı kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, çekişme konusu taşınmazın annesine ait olup, borçlarından kurtulmak amacıyla inançlı işlemle davacıya devrettiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, parsel içerisinde üç adet müstakil ev bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalının haksız yere müdahale ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
a gitmek için, 03.07.2010 tarihinde ....’a gitmek için, 08.07.2010 tarihinde senelik izinden 1 gün, 24.07.2010 tarihinde 1 gün, 02.08.2010-07.08.2010 tarihleri arası izin, 21.08.2010 tarihinde izin, 17.09.2010 1 günlük izin, 17.09.2010-18.09.2010 tarihleri arasında izin, 11.10.2010 tarihinde izin, 19.03.2011 tarihinde izin, 23.07.2011-01.08.2011 tarihleri arası izin, 28.09.2011-29.09.2011 tarihlerinde izin, 27.12.2011-30.12.2011 tarihleri arası yıllık izin, 03.09.-7. 9. 20102 tarihleri arası izin dilekçesi ile 13.09.2011-23.09.2011 tarihleri arası 10 gün yıllık izin formu ile 27.12.2011-30.12. 2011tarihleri arası için yıllık izin formu olduğu görülmüştür....
Kabulü ile onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğa katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Soyadının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın eşinden Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmış, boşanma davasında taraflarca kabul edilen düzenleme ile kadının boşandıktan sonra da eşinin soyadını kullanmasına izin verilmiştir. Temyize konu davada davacı kadın kızlık soyadını kullanmaması için bir sebep kalmadığını açıklayarak soyadının kızlık soyadı ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava boşanılan eski eşin hukukunu da etkilemektedir. Davacıya boşandığı eski eşini davaya dahil etmesi için süre verilmesi gerekirken eksik hasımla davaya devam edilerek yazılı şeklide hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Dava evli kadının yalnızca evlenmeden önceki soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkin olup (TMK md. 187) 3.3.2010 tarihinde açılmıştır.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır. Bu bakımdan davanın aile mahkemesinde görülmesinde isabetsizlik olmayıp, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının hükmün Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görev yönünden kanun yararına bozma isteği yerinde görülmemiş, reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE oybirliğiyle karar verildi. 06.12.2012 (Prş.)...
Ancak; Suça konu konutun, katılan Recep’e ait olmadığı ancak gözetimi ve bakımı ile ilgilendiğinin kabul edildiği somut olayda, dosya içerisinde yer alan tutanağa göre konutun sahibi olduğu anlaşılan .... ifadesine başvurularak, söz konusu konutu, katılan Recep’in ifadesinde belirttiği gibi bakım ve gözetimi amacıyla kullanmasına izin verip vermediği hususu tespit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanığın beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Dava; boşanan kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin isteğine ilişkin (TMK. m. 173/2) olup, Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısım hariç ikinci kitabından kaynaklanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Kanunun 4/1. maddesi gereğince davaya bakmak aile mahkemesinin görevine girmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu açıklama karşısında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASNA, bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının ve davacının hükümden sonraki feragatinin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.12.2008 (Pzt.)...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesinin ikinci fıkrasına dayalı olarak açılan boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesi istemli davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesi. 3....