İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın Nüfus Hizmetleri Kanunundan değil 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 187 nci maddesi uygulamasından kaynaklanan bir dava olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 187 nci maddesi davacının bu hakkını kullanmasına engel olduğu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi ve bunlara bağlı ek protokoller kadının soyadını seçme hakkını bir temel hak olarak belirlendiği, üye devletlerin kadının bu hakkını kullanmasına olanak sağlamayı taahhüt ettiklerini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin taraf olduğu sözleşme ile tanınan hakları kullanmasının tamamıyla davacının tercihinde olduğu, Devletimizin de bu sözleşmeleri tanımak ve yürürlüğe sokmak iradesiyle ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının (AY) 90 ıncı maddesinde yapılan değişiklikle davacının bu hakkını kullanmayı korumayı taahhüt ettiğini, somut olayda davacının, kamu görevlisi olduğunu...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/163 KARAR NO : 2021/173 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GİRESUN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2020 NUMARASI : 2019/747 ESAS - 2020/467 KARAR DAVA KONUSU : NÜFUS (DİĞER KAYITLARIN DÜZELTİLMESİ İSTEMLİ) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlilik ile kazanmış olduğu Bıyık soyisminin iptali ile ön adının yanında sadece kızlık soyismi olan Aydeniz'i kullanmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılara usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edilmesine rağmen davalılar tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür....
gerektiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığına dair izin belgelerinin olduğunu diğer davalı şirket ile yapılan görüşmelerde öğrenildiğini bu nedenle davacının herhangi bir alacağının olmamasından dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir....
Karar sayılı ilamı ile "...bilanço açığını kapatmaya yönelik olmayan dava konusu kararın ağırlaştırılmış nisap ile değil, toplam üye sayısının 1/4'ünün altına düşmemek kaydıyla toplantıya katılan ortakların yarıdan fazlasının olumlu oyu ile kabul edilmesinin yeterli olup, toplantıya toplam ... üyeden 11'inin katıldığı ve kararın toplantıya katılan 11 üyenin oy birliği ile alındığını, bu itibarlar mutlak butlan ile batıl bir karar olmayıp, iptali mümkün kararlardan olduğunu, İptal davası açılabilmesi için de, 1163 sayılı Kanun’un 53. maddesindeki koşulların yerine getirilmiş olması gerektiğini, somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere yokluk hali bulunmadığından ve oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya yetkili olmayan kimselerin karara iştirak etmesi iddiaları da ileri sürülmediğinden kooperatif üyesi olan davacılar ..., ... ve ...'...
SHM'ce yapılan 13/12/2022 tarihli duruşmada; taşınmazın tapu bilgilerinin Kocasinan ilçesi Saraybosna mah. 11480 ada 2 parsel olduğunu, taşınmazı oğlunun ihtiyacı sebebiyle tahliye olmasını talep ettiğini, yazılı kira sözleşmelerinin olmadığını, aralarında kiracılık ilişkisi olmadığını, tahliyesini talep ettiği kişinin abisi olduğunu, kendisine yardım amaçlı taşınmazı kullanmasına izin verdiklerini ancak şuanda çıkmadıklarını beyan etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmasına izin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kabul kararının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı İptal Kararı, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
gerektiğini, davacının yıllık izinlerini kullandığına dair izin belgelerinin olduğunu diğer davalı şirket ile yapılan görüşmelerde öğrenildiğini bu nedenle davacının herhangi bir alacağının olmamasından dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, beyan etmiştir....
- K A R A R - Davacı, davalı kooperatif ortağı olduğu halde 29.06.2003 tarihli genel kurula çağrılmadığını, oy kullanmasına izin verilmediğini, ortak olmayan kişilerin usulsüz vekaletler ile toplantıya katıldıklarını, gündemde olmadığı halde, ibra edilen yönetim kurulu üyeleri aleyhinde tazminat davası açılamaz şeklinde karar alınmasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, genel kurul toplantısının iptal edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05.06.2007 tarih ve 2007/12816 E., 2009/2430 K. sayılı ilamıyla davacının yönetim kurulu ihraç kararına karşı yapmış olduğu itirazın genel kurulda görüşülmemesinin ihracın kesinleştiği anlamına gelmeyeceği ihraç kararının askıda kaldığı ve davacının ortaklık sıfatının devam ettiği gerekçesiyle bozulmuştur....
Somut olayda; sanığın olay tarihinde, banka kredisi kullanarak satın aldığı ve katılan şirkete sigorta yaptırdığı ... ... ... plakalı aracın borçlarını ödeyemeyince, önce aracı ... bir dinlenme tesisine terk edip, plakalarını söküp attığı, daha sonra emniyete başvurarak aracın çalındığına dair ihbarda bulunduğu ve bu soruşturmayı gerekçe göstermek suretiyle, sigorta şirketi tarafından sanığa toplam 25.680 TL ödeme yapıldığı, sanığın daha sonra arkadaşı olan ... sahte evrak ve plakayla bu aracı kullanmasına izin vermesi üzerine aracın evraklarının polis tarafından kontrolünde olayın ortaya çıkması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın mahkumiyetine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı vekiline bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak için verilen süre beklenmeksizin, mahkemece dava konusu alacaklar hakkında karar verilmesi, yukarıda açıklanan Anayasa ve Kanun maddelerine aykırıdır. Bu halde, mahkemenin davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını kullanmasına imkan tanıdığı ve adil bir yargılama yaparak sonuca ulaştığı söylenemez. Kararın bu sebepten bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....