Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. 3402 sayılı Yasanın ek-4. maddesi, "6831 sayılı Yasanın 20.06.1973 tarihli Kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir" hükmünü taşımaktadır. "Kullanım kadastrosu" olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 646 (yeni 220 ada 49) parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki ... Duran adına olan kullanıcı tespitinin iptali ile taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcısının davacılar ..., ... ve .... olduğunun yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ..., ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; dava konusu 646 parsel (yeni 220 ada 29 parsel) sayılı taşınmazın tarafların murisi ... .... ait olup taşınmazın muris ... tarafından davacılara verildiği ve taşınmazın davacıların kullanımında bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazla ilgili olarak kullanım kadastrosu tespit tutanağı ........1998 tarihinde kesinleşmiş olup, bu çalışma sırasında çekişmeli 646 parselin kullanım kadastrosu tespit tutanağının beyanlar hanesinde kullanıcısı olarak ... ... gösterilmiştir....

      MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "çekişmeli 1614 parselin sınırlarının 75 numaralı paftada, komşu 1538 ve 1573 sayılı parsellerin sınırlarının ise 73 numaralı paftada gösterildiği, paftalar çakıştırıldığında 1538 ve 1573 parseller ile 1614 sayılı parsel arasında boşluk olduğu, bu parsellerin birbirlerine sınır olmadıkları ve 73 numaralı paftada boşluğun taşlık olarak gösterildiğinin anlaşıldığı, tesis kadastrosunda tescil harici bırakılan yerin 1614 sayılı parsele ilavesinin ve komşu 109 ada 283 (eski 1538) sayılı parselin tutanak aslı getirtilip kayıt maliki karar başlığında gösterildiği halde bu parselle ilgi hüküm kurulmayarak tutanağının iade edilmemesinin isabetsizliğine, ayrıca kabule göre de; uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını...

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesinde, 3402 sayılı Kanun'un yayımı tarihinden önce yapılan tapulama veya kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan tapuda kayıtlı taşınmazlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerde ve çalışma alanı içinde orman olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan alanlarda, daha sonra kesinleşen orman kadastrosu sonucunda orman sınırı dışında kalan tapulu ve tapusuz taşınmazların 3402 sayılı Kanun hükümleri gereğince kadastrosunun yapılacağının düzenlendiğini, taşınmazın kullanıcısını belirlemeye değil, mülkiyetine yönelik bir kadastro çalışması olduğu, davaya konu kadastro işleminin, tescil harici kalan taşınmazların 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8 inci maddesi uyarınca mülkiyetinin belirlenmesine ilişkin kadastro çalışması olup bu tür kadastro çalışmalarında ancak 3402 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde muhdesatın bulunması halinde bunun...

          Davacı ... vekili dava dilekçesinde; 1836 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan ve kullanım kadastrosu sonucunda paftasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün kullanım kadastrosuna tabi tutulmadığını, taşınmaz bölümünün müvekkilinin zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek müvekkili adına kullanım şerhi verilmesini istemiştir. II. CEVAP 1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın proje alanında kaldığını ve diğer taşınmazlara geçiş için yol olarak bırakıldığını, müvekkili idarenin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. 2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın proje alanı kapsamında kaldığını, taşınmazın Hazineye ait olduğunu, kullanım kadastrosu sonucunda belirlenecek hakkın ayni olmayıp kişisel hak niteliğinde olduğundan satılması ve değiştirilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. III....

            Kullanım kadastrosu ve uygulama (güncelleme) kadastrosuna ilişkin yasal mevzuat hükümleri ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre; kullanım kadastrosu ile oluşturulan bir parselde, davacı tarafça iddia edildiği gibi, kullanım kadastrosu sırasında sınırlandırma ve ölçü hatası yapıldığı gerekçesiyle, daha sonra yapılan uygulama kadastrosu ile parselin tümden iptal edilerek başka bir parsele dahil edilmesi ile, malikinin, kullanıcısının veya vasfının değiştirilmesine yasal imkan yoktur. Dosya kapsamına göre, davacıların itiraz ve taleplerinin, esasen uygulama (güncelleme-yenileme) kadastrosuna yönelik olmayıp, 1998 yılında kesinleşen kullanım kadastrosu ile belirlenen, dava konusu taşınmazdaki davalı zilyetliğinin tespitinin yerinde olmadığına ilişkin olduğu; davacı taleplerinin, kullanım kadastrosu öncesi nedenlere dayandığı anlaşılmıştır....

            Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1951 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ziraate elverişsiz arazi olduğu belirtilerek tapulama harici bırakılan yerlerdendir. Mahkemece yapılan keşif sonrası ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, keşif günü dava konusu (A), (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımların sürülü olduğunu, (D) harfi ile gösterilen kısmın bölgede madencilik faaliyeti yapan şirketin moloz depolama alanı olarak kullanıldığını belirtmiş, taşınmazların kullanım süresi hususunda Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporuna atıfta bulunmuştur....

              Mahkemece, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün yol vasfında olmadığı, 110 ada 1 ile 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarla birlikte bütün olarak davacının zilyetliğinde olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkartılan alanlarda kullanım kadastrosu yapılması işlemi idari bir tasarruf olup, kullanım kadastrosu yapılmayan taşınmazların beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesine ilişkin davanın dinlenilme olanağı bulunmamaktadır....

                Köyünde 1963 ila 1965 yıllarında yapılıp, 23.02.1966 ila 24.03.1966 tarihlerinde ilan edilen genel arazi kadastrosunda tapulama dışı bırakılmıştır. Kesinleşmiş orman kadastrosu ve tapulama paftasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1988 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, makiye ayırma işlemine konu edilmediği belirlenmiş, ziraat uzmanı bilirkişi tescili istenen taşınmazın % 0 - 3 eğimli taşlık ve çalılık iken imar ihya edilip en az 35 yıldır ... alanı olarak kullanıldığını bildirmiş, 22.12.2004 tarihli keşfe katılan yerel bilirkişi ... ... taşınmazın ......

                  Dava konusu taşınmazın evveliyatı ve kullanım durumlarını tespit amacıyla hava fotoğraflarından yararlanılmamış, 4721 sayılı TMK'nın 713/4 maddesi gereğince yasal ilanlar yapılmamış, taşınmazın tespit harici bırakılma nedeni sorulmamış, doğusunda bulunan komşu parsel tutanak ve dayanak kayıtları getirtilmemiş, davacı adına senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez....

                    UYAP Entegrasyonu