Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde mahkemece,bu taşınmaz yönünden işin esası incelenmeli, öncelikle tespit harici bırakılan yerde 20 yıllık zilyedlik süresinin başlangıcına esas teşkil etmek üzere paftaların düzenlendiği tarih araştırılmalı, buna göre tespit harici bırakılma tarihinden dava tarihine kadar 20 yıl dolmadıysa dava bu nedenle reddedilmeli, doldu ise, taşınmazın tespit harici bırakılma nedeni araştırılmalı, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılmış olması halinde işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçların askı ilanı ile birlikte dava konusu taşınmazı gösterir tüm çalışma evrakları ile orijinal renkli orman kadastro haritası örneği orman yönetiminden istenerek getirtilmeli, davacı tarafın dayandığı tüm tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmeli, mahallinde keşif yapılmalı, taşınmazın kapsamı, fiili durumu, yüzölçümü belirlenmeli, yörede orman kadastrosu yapıldı ise taşınmazın orman kadastrosunda orman sınırları içine alınıp alınmadığı, yörede...

    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, genel arazi kadastrosunda dere niteliğiyle tescil harici bırakılan taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Davalı Hazine temsilcisinin karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür. Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygun bulunduğundan işin esasına ilişkin karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir. Ancak; dava, genel arazi kadastrosunda dere niteliğiyle tescil harici bırakılan taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkindir. Davanın niteliğine göre Hazine davada yasal hasım konumunda olup, davacı idarenin yaptığı yargılama giderinden sorumlu tutulamıyacağı gibi davanın kabulü nedeniylede davacı yararına vekâlet ücretine de karar verilemez....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı, Antalya İli, Kaş İlçesi, Kınık Mah. 181 ada 45 parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın yenileme kadastrosu öncesinde de müvekkil adına kayıtlı olduğunu, taşınmazının etrafının sulama kanalı ile çevrili olduğunu, ilk tesis kadastrosunda yapılan yanlışlık nedeniyle davacının taşınmazının sulama kanalı içine kaymış ve sınırlarının değiştiğini, davalı ile sınırlarının sulama kanalı ile belli olduğunu ve sulama kanalının değişme ihtimalinin olmadığını, yenileme kadastrosu çalışmalarının eksik tespit yapıldığı belirterek kadastro yenileme tespitinin iptali ile davacının taşınmazının davalıların tapusunda kalan kısmın davacı adına verilmesini dava ve talep etmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:  Kullanım kadastrosu sırasında  ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 232 ada 2 ve 13 parsel sayılı 1924,76 ve 6226,27 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince ... sınırları dışına çıkarıldıkları, 232 ada 2 parsel üzerindeki iki katlı betonarme ev ve samanlığın 1978 yılından beri, 232 ada 13 parsel üzerindeki fındık bahçesinin ise 1975 yılından beri ...'in fiili kullanımında olduğu şerhi verilerek, bahçe niteliği ile davalı ... adına  tespit ve tescil edilmiştir....

        Dava, orman tahdidinin iptali ve Türk Medeni Yasasının 713. maddesine göre tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1961 yılında yapılan genel arazi kadastrosu ile 1994 yılında yapılıp kesinleşen ilk orman kadastrosu ve 41 Nolu Orman Kadastro Komisyonunca 6831 Sayılı Yasanın 4999 Sayılı Yasa ile değişik 9. maddesi uyarınca yapılan çalışma işlemi vardır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastro işleminin 1961 yılında yapıldığı ve dava konusu taşınmazın orman olarak kadastro harici bırakıldığı, 1994 yılında yapılan orman kadastrosunda tamamı 12375 m2 olan taşınmazın (A) bölümünün tahdit dışında, (B) bölümünün tahdit içinde bırakıldığı, bu işleme karşı ... ve arkadaşlarının açtığı dava sonucu (B) işaretli bölümü içine alan orman kadastrosu işleminin iptaline, tescil talebi yönünden görevsizliğe dair verilen kararınYargıtay 20....

          Somut olayda, yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kulanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmediği, dava dilekçesindeki açıklamalardan ve dosya arasında bulunan paftadan anlaşılmaktadır....

            Somut olayda, yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek - 4. madde uyarınca yapılan kulanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmediği, dava dilekçesindeki açıklamalardan ve dosya arasında bulunan paftadan anlaşılmaktadır....

              Yönetimi, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre orman kadastrosunun yapıldığını ve taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığını, 1975 yılında ise aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde çalışmalarının yapıldığını ancak orman sınırlarının orman kadastro haritasına aktarılmasından kaynaklanan çizim hataları nedeniyle tutanak ve harita arasında uyumsuzluk olduğunu, orman kadastro haritasına göre orman sınırları dışında bırakılan taşınmazın aslında orman sınırları içinde olduğunu, yapılan bu hatanın gerek arazi kadastrosu gerek kullanım kadastrosu sırasında da düzetilmediğinden hatalı olarak davalı adına tescil işleminin yapıldığını belirterek tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman olarak tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir....

                Davacı ... ..., mahkemeye sunduğu 18/11/2011 tarihli dava dilekçesi ile; taşınmazın eski tarihli haritalarda orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile, tescil ve sınırlandırma harici bırakılan ve fen bilirkişi ... ... ve ... ... 23/07/2014 havale tarihli krokili raporlarında belirtilen, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü (E) parsele (7.502,31 m² yözülçümlü) ilişkin il mera komisyonu tarafından yapılan mera tespit ve tahdit çalışmaları ile tahsis kararının ve taşınmazın mera olan özel sicil kayıtlarının iptaline, iş bu taşınmazın aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4342 sayılı Kanuna göre yapılan mera tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır....

                  Köyü 201 ada 5 parsel sayılı taşınmaz 2669,27 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiş, taşınmazın 2/B arazisi olduğu ve davacı ... ...'in kullanımında olduğu beyanlar hanesine şerh düşülmüştür. Davacı askı ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde açtığı dava ile; ... Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 201 ada 5 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığını ve kendisi lehine kullanım şerhi verildiğini, ancak, kendisinin kullanımında olan taşınmazın yüzölçümünün daha fazla olup, bu kısmın arazi kadastrosu sırasında çalılık vasfı ile tespit harici bırakılan alanda kaldığını, kullanımında olan taşınmazın 3092,17 m² olduğunu belirterek, dava dilekçesine ekli krokide gösterilen şekilde kullanımında olan kısmın, 201 ada 5 parsele eklenmesini ve lehine kullanım şerhi verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu