Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 22.04.1986 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz 766 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince çalılık niteliğiyle tapulama harici bırakılmış, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Yörede 10.06.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, dava sırasında 2013 yılında 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince evvelce tapulama harici bırakılan yerlerde yapılan kadastro çalışması bulunmaktadır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....

    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 22.04.1986 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz 766 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince çalılık niteliğiyle tapulama harici bırakılmış, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Yörede 10.06.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, dava sırasında 2013 yılında 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince evvelce tapulama harici bırakılan yerlerde yapılan kadastro çalışması bulunmaktadır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....

      Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 22.04.1986 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz 766 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince çalılık niteliğiyle tapulama harici bırakılmış, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Yörede 10.06.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, dava sırasında 2013 yılında 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince evvelce tapulama harici bırakılan yerlerde yapılan kadastro çalışması bulunmaktadır. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 21/10/2019 gününde oy birliği ile karar verildi....

        Mahkemece, davanın reddi ile fen bilirkişisi Mehmet Kaya ve Hasan Kaya tarafından düzenlenen 28.11.2007 tarihli krokili raporda (B) işaretli 4144 m² yüzölçümlü taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 26.09.1956 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir....

          Şöyle ki; dava konusu taşınmazın Çiftlik Köyünde yapılarak 1981 yılında kesinleşen arazi kadastrosunda kadastro harici bırakıldığı, kadastro müdürlüğü yazısında 2007 tarihinde bitişikteki Çırpı Köyünde yapılan arazi kadastrosunda da Çiftlik Köyü tapulama sınırında kaldığından kadastro tesbit tutanağı tanzim edilmediği bildirildiği, Çiftlik Köyünde orman kadastrosunun 1970 yılında yapıldığı ve taşınmazın orman kadastrosunda tahdit dışında, tahdit sınırına bitişik olduğu, tahdit tutanaklarında da köy toplu arazisi olarak tahdit dışı bırakıldıkları, köy toplu arazileri olarak bırakılan bu yerlere ilişkin gerçek kişiler tarafından birçok tescil davaları açıldığı ve bu taşınmazlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde orman içi açıklık olmadığı, memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan yer olarak gözüktüğü, ziraatçi bilirkişi raporuna görede taşınmazın zilyetlik ile kazanılacak yerlerden olduğu ve 20 yıla aşkın süredir tarım arazisi olarak zilyet ve tasarruf edildiğinin bildirildiği...

            Şöyle ki; dava konusu taşınmazın Çiftlik Köyünde yapılarak 1981 yılında kesinleşen arazi kadastrosunda kadastro harici bırakıldığı, kadastro müdürlüğü yazısında 2007 tarihinde bitişikteki Çırpı Köyünde yapılan arazi kadastrosunda da Çiftlik Köyü tapulama sınırında kaldığından, kadastro tespit tutanağı tanzim edilmediğinin bildirildiği, Çiftlik Köyünde orman kadastrosunun 1970 yılında yapıldığı ve taşınmazın orman kadastrosunda tahdit dışında, tahdit sınırına bitişik olduğu, tahdit tutanağında da köy toplu arazisi olarak tahdit dışı bırakıldığı, köy toplu arazisi olarak bırakılan bu yerlere ilişkin gerçek kişiler tarafından birçok tescil davaları açıldığı ve bu taşınmaz bir bütün olarak değerlendirildiğinde orman içi açıklık olmadığı, memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan yer olarak gözüktüğü, ziraatçi bilirkişi raporuna göre de taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olduğu ve 20 yılı aşkın süredir tarım arazisi olarak zilyet ve tasarruf edildiğinin bildirildiği...

              Şöyle ki; dava konusu taşınmazın Çiftlik Köyünde yapılarak 1981 yılında kesinleşen arazi kadastrosunda kadastro harici bırakıldığı, kadastro müdürlüğü yazısında 2007 tarihinde bitişikteki Çırpı Köyünde yapılan arazi kadastrosunda da Çiftlik Köyü tapulama sınırında kaldığından kadastro tesbit tutanağı tanzim edilmediği bildirildiği, Çiftlik Köyünde orman kadastrosunun 1970 yılında yapıldığı ve taşınmazın orman kadastrosunda tahdit dışında, tahdit sınırına bitişik olduğu, tahdit tutanaklarında da köy toplu arazisi olarak tahdit dışı bırakıldıkları, köy toplu arazileri olarak bırakılan bu yerlere ilişkin gerçek kişiler tarafından birçok tescil davaları açıldığı ve bu taşınmazlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde orman içi açıklık olmadığı, memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan yer olarak gözüktüğü, ziraatçi bilirkişi raporuna görede taşınmazın zilyetlik ile kazanılacak yerlerden olduğu ve 20 yıla aşkın süredir tarım arazisi olarak zilyet ve tasarruf edildiğinin bildirildiği...

                Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin kadastrosu ve tescilini düzenleyen 3402 sayılı Kanun'un Ek-4 maddesine göre kullanım kadastrosu, 2/B niteliği kesinleşen taşınmazlar hakkında yapılabileceğine göre Kadastro Mahkemesinin kesinleşen ilamıyla orman sınırları içinde bırakılarak hukuken orman olduğu belirlenen yer hakkında kullanım kadastrosu yapılmış olması hukuk aleminde herhangi bir sonuç doğurmaz. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir. Açıklanan nedenlerle orman idaresinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  .- Uzman teknik bilirkişilerin ....04.2013 tarihli rapor ile 09.07.2013 havale tarihli rapor ve eki kroki eklenmek suretiyle dava konusu taşınmazın bulunduğu mahallede tapulama çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise çalışmanın başlama ve bitiş tarihi ve tapulama sırasında tescil harici bırakılma nedeninin Kadastro Müdürlüğünden sorularak alınacak cevabi yazının, ...- Uzman teknik bilirkişilerin 09.07.2013 havale tarihli rapor ve eki krokide (A) harfiyle gösterilen çekişme konusu taşınmazın bulunduğu mahallede 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın .... maddesi ile eklenen Ek-.... madde kapsamında kullanım kadastrosu veya güncelleme çalışması yapılıp yapılmadığı, kullanım kadastrosu veya güncelleme çalışması yapılmış ise çekişme konusu taşınmazın her iki çalışma kapsamında kalıp kalmadığı, taşınmaz hakkında nasıl bir işlem yapıldığının, ilgili merciden sorularak alınacak cevabi yazının getirtilerek dosyasına konulması, ...- Uzman teknik bilirkişilerin 09.07.2013 havale...

                    Mahkemece, taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölümünde davacı yararına 3402 sayılı Kanunu'nun 14. ve 17. madde şartlarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava, kadastro sırasında taşlık niteliği ile tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün tespit harici bırakıldığı tarihe kadar kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik hukuki nedenine dayanarak tescili istemi ile 10.11.2010 tarihinde açılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu