Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğu ve çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde geçen eylemli orman şerhinin kaldırılması isteminin sadece malik tarafından talep edilebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın Kadastro Kanunu 12/3 maddede düzenlenen 10 yıllık süre içerisinde açılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. O halde mahkemece görevsizlik kararı verilerek karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup,temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, sair yönler incelenmeksizin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, temyiz üzerine hüküm, Dairemizin 27.04.2015 tarih, 2015/5711 Esas, 2015/4819 Karar sayılı ilamıyla "davanın 3402 sayılı Yasa'nın Ek-4.maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğu, husumetin taşınmazın tapu kayıt maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunlu olduğu belirtilerek, Hazinenin davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması" gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Ancak; davalı Hazine harçtan muaf olmasına rağmen Hazine’ye harç ödeme yükümlülüğü getirilmesi ve yasal hasım konumunda olduğu eldeki kullanım kadastrosuna itiraz davasında yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmeyerek yargılama giderlerinden sorumlu tutulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 02.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 24.02.2014 tarih ve 2014/1306 Esas ve 2014/1511 sayılı Kararı ile dava konusunun kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu belirtilerek, bu davalarda husumetin tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı olan kişilere yöneltilmesinin zorunlu olduğu, Hazinenin davaya dahil edilmediği ve taraf teşkili sağlanmaksızın esas hakkında hüküm kurulamayacağına değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kullanım kadastrosuna itiraz davalarında Hazine yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığı itirazına ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 Sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 3....

            Dava, davalı Hazine vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği gibi 2/B kullanım kadastrosuna itiraz ya da TMK 713 maddesi gereğince açılan tescil davası olmayıp, 7143 sayılı Yasanın geçici 1. Maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz davasıdır. Bu davada davalı Kanun gereği tespit maliki olan Sultanbeyli Belediyesi ile taşınmazın beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilen gerçek veya tüzel kişilerdir, Hazinenin bu davalarda taraf sıfatı bulunmamaktadır. Hazine sadece birleşen 2021/64 Esas sayılı dosyada davacı tarafından dahili davalı olarak gösterilmiş ve davacının davası reddedilmiş olduğundan, dava konusu taşınmazlarda Hazinenin herhangi bir hakkının da bulunmadığı, bu nedenle Hazinenin söz konusu 7143 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro çalışmasına yönelik verilen kararın istinaf etmekte hukuki yararının da bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- İSTANBUL ANADOLU 2....

            Mahkemece dava konusu 117 ada 18 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın bir bölümünün kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen alanda kaldığı ve kadastro tespiti yapılmayan yerler bakımından Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davacı Orman İdaresi vekili dilekçesinde kullanım kadastrosuna konu 2/B parseli üzerinde bulunan yapının bir bölümünün kesinleşen orman kadastrosuna göre orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek, beyanlar hanesindeki şerhe bu hususun eklenmesini istemiştir. Tutanak düzenlenmeyen yer hakkında yeni bir şerh verilmesi istemi ile dava açılmadığı gibi, dava orman sınırları içerisinde kalan taşınmazın aynına da yönelik bulunmamaktadır....

              Dava, niteliği itibariyle kullanım kadastrosu sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilerek beyanlar hanesinde ...'nın kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilen taşınmazların beyanlar hanesinde davalı ... ile birlikte eşit payla zilyet olunduğunun gösterilmesi istemiyle açılmış olup, kesinleşen kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu nitelikteki davaların tapu maliki Hazine ile birlikte lehine kullanım şerhi verilen kişi ya da kişilere yönelik açılması gerekir. Davacı tarafından lehine kullanım şerhi verilen ... yanında tapu maliki Hazine'nin taraf olarak gösterilmesi gerekirken, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın sadece Kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır....

                Dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. "Kullanım kadastrosu"nun amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. Ne var ki; mahkemece çekişmeli taşınmaz ile ilgili kullanım kadastrosu veya güncelleme çalışması yapılıp yapılmadığı üzerinde durulmamış, davacının tespit günü itibari ile çekişmeli taşınmaz üzerinde ne suretle zilyet olduğu kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz....

                  Mahkemece yapılan yargılama neticesinde asıl dosya ve birleşen dosya yönünden: Kullanım Kadastrosuna yönelik davanın reddine, dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyü 392, 393, 394, 395, 396, 397, 398, 400, 402, 403 ve 407 nolu parsellerin kullanım kadastrosu tespiti gibi tescillerine; Mülkiyete ilişkin ihtilafa yönelik davanın Dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ......

                    UYAP Entegrasyonu