Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 29. maddesinde “Şirket Kredi Kartı” kenar başlıklı bir düzenlemeye yer verilmiştir. Davacı ... anılan sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış ise de, davacı dava konusu kredi kartı sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığını iddia etmiştir. Bu durumda mahkemece, dava konusu kredi kartlarının anılan genel kredi sözleşmesinin 29. maddesi uyarınca verilmiş şirket kredi kartı niteliğinde olup olmadığı veya davacının imzasının bulunmadığı ileri sürülen kredi kartı sözleşmesi uyarınca verilip verilmediği yönü üzerinde durulup yeterince araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    Kredi kuruluşu davacı bankayla davalı tüketici arasında imzalanmış bankacılık hizmet sözleşmesi ile davalıya 5193 …. 6102 numaralı kredi kartı tahsis edildiği, anılan bu kredi kartına ait hesap detayının dosyaya kazandırıldığı, davalının kredi borcunu ödememesi nedeniyle hesabın yapılandırılarak 11.12.2015 tarihinde 20.759,21 TL olan anapara kredi kartı borcunun faiz, KKDF vs dahil toplam 30.872,65 TL olarak 36 ay olarak vadelendirildiği anlaşılmaktadır. 6502 sayılı Yasa'nın 22.maddesi "Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade eder. Kredi kartı sözleşmeleri, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkânı sağlanması hâlinde tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirilir....

    ın temyiz istemlerinin incelenmesinde; Başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi TCK.nun 245/2. maddesinde, sahte banka veya kredi kartını kullanarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanması ise anılan maddenin 3. fıkrasında birbirinden bağımsız ve ayrı ayrı suçları oluşturduğu, bankaya ait gerçek bir kredi kartının manyetik şerit bilgilerinin kopyalanarak sahte bir kredi kartı üretilmesi ve bu kart kullanılarak yarar sağlaması halinde suçtan zarar görenin ilgili banka olduğu cihetle, somut olayda, yabancı bir bankaya ait kredi kartının manyetik şerit bilgilerinin kopyalanması suretiyle üretilen kredi kartı ile değişik tarihlerde nakit çeken ve harcama yapan sanıklar ..., ... ve ...'nun eylemlerinin ayrıca TCK.nun 245/2. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

      Kredi sözleşmesi ve kredi kartına ilişkin tüm bilgi ve belgeler dosya arasına alınmış, davacının kredi kartı borcu sebebiyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, sorumluluğu bulunuyor ise borçlu olduğu miktarın tespiti amacıyla dosyanın bankacı bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi 22/08/2021 tarihli raporunda; Davacı T1 ile Ziraat Bankası arasında 10.04.2019 tarihinde kurumsal kredi kartı üyelik ve kredi sözleşmesi imzalandığını, Banka tarafından anılan sözleşmeye istinaden T1 'a ASIL ve Başak CONBO business kartı tahsis edildiğini, kredi kartı harcama kayıtlarının tetkikinde tüm harcamaların GOOGLE 'PROXIMA BETA P.CO/HELPPAY açıklaması ile yapıldığını, kredi kartının 11.11.2019 tarihi itibarı ile dönem borcunun 20.264,91 TL olduğunu, T1 tarafından kredi kartı borcu için toplam 21.000,00 TL ödeme yapıldığını, dava konusu kredi kartı ve ek kartın kime ne şekilde teslim edildiğine ilişkin bilgilerin ve bankada bu teslimatlarla ilgili dosya kapsamında bilgi belge sunmadığını, harcamaların...

      İcra Müdürlüğü'nün 2007/1990 Esas, 2003/4077 Esas, 2001/4784 Esas) dosyasında takibe dayanak kredi sözleşmesi veya kredi kartı sözleşmesinin hangisi olduğunu, kredi sözleşmesinin ASLININ ve hesap hareketlerinin mahkememize gönderilmesinin istenildiği, Yapı ve Kredi Bankası'nın 21/06/2022 havale tarihli yazı cevabında, davacı Eyüp Sönmez'e ait kredi kartı sözleşmesi aslı ve kredi kartı başvuru evrak aslı, ayrıca hesap ekstreleri, ihtarname ödeme planı arşiv saklama süresi dolduğundan kayıtlarında bulunmadığının bildirildiği, davacı tarafça imza itirazında bulunulması nedeniyle, takibe konu 5401***6732 nolu kredi kartı sözleşmesi aslı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere fotokopi evrak üzerinde imza incelemesinin hükme esas alınamayacağı, davalı tarafça ve temlik aldığı banka tarafından icra takibine konu kredi sözleşmesinin ASLI sunulamadığı, ayrıca harcamaların davacı tarafından yapıldığına dair evrakların ve delillerin de sunulamadığı...

      K A R A R Davacı banka , kredi kartı borçlusu olan davalının hesap kat ihtarına rağmen borcunu ödemediğini , yapılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatının talep etmiştir. Davalı, savunmada bulunmamıştır. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada bu mahkemece; tüketici mahkemesinin görevli olduğuna dayanılarak görevsizlik kararı verilmiş, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya gönderilen Tüketici mahkemesince de; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı bankadan alınıp kullanılan kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. 1 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kredi Kartları Kanunu’nun 44/2. maddesi “Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kar hamilleri aleyhine açılan davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır” hükmünü getirmiştir....

        Öyle olunca kredi kartı çıkaran kuruluş olan davacı 2007/2736-4534 banka tarafından açılan bu davanın, genel mahkemede görülmek üzere, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 2.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          KARAR Davacı, davalının kredi kartı kullanımından doğan borcunu ödemediğini, aleyhine yapılan icra takibine de itiraz ettiğini bildirip, itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı bankadan alınıp kullanılan kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. 1 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kredi Kartları kanunu'nun 44/2.maddesi "Kart çıkaran kuruluşlar tarafından, kart hamilleri aleyhine açılan davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır" hükmünü getirmiştir. Bu madde hükmü ile kart çıkaran kuruluşlar tarafından açılan davanın genel mahkemelerde görüleceği belirtilmiştir....

            KARAR Davacı banka, davalının kredi kartı borcunu, kat ihtarına rağmen ödemediğini, yapılan takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra-inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı bankadan alınıp kullanılan kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. 1 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kredi Kartları Kanunu’nun 44/2. maddesi “Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılan davalarda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır” hükmünü getirmiştir. Bu madde hükmü ile, kart çıkaran kuruluşlar tarafından açılan davanın genel mahkemelerde görüleceği belirtilmiştir....

              Öyle olunca kredi kartı çıkaran kuruluş olan davacı banka tarafından açılan bu davanın, genel mahkemede görülmek üzere, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 27.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu