Dava, tapu kaydı üzerine davalı banka lehine yazılmış olan konut finansmanı kredisinden kaynaklanan ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2021 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar " ile "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.-19.-46. Hukuk Dairesinin görev alanındadır....
Bası, Sayfa:729), somut olayda takip konusu sözleşmelerin ipotekten sonra imzalandığı için ipoteğin verildiği esnada takip konusu borcun doğacağını veya doğma ihtimalinin bulunduğunu belirten herhangi bir temel ilişki bulunmadığı, davacının sorumluluğunun doğması için kredinin verilme tarihleri ipotekten sonra olsa dahi kredilerin verilmesine esas sözleşmelerin ipotekten önceki tarihli olması gerektiği, takip konusu sözleşmelerin ipotekten sonraki tarihlerde imzalandığı, yasal tabirle, takip konusu borçlar ipoteğin verildiği esnada "olası borç" durumunda olmadığı, buna göre ipoteğin takip konusu borçları kapsamadığı gerekçesiyle menfi tespit isteğinin kabulüne, davalı banka kötü niyetli sayılamayacağı için kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu ipotek 08.02.2011 tarihinde tesis edilmiş olup, ipotek akit tablosunun şartlar başlıklı bölümünün 1. nolu bendinde "doğmuş doğacak" ifadesi mevcuttur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ipoteğin kaldırılması davasına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası alınmadan" davalı kooperatif lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece ipotekten davacının haberi olduğu, açık rızanın bulunduğunun kabulü gerektiği ve koopeteratif'in kötü niyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, dükkân satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı davalı Garanti Koza Şirketinden bir adet taşınmaz satın aldığını belirterek Bakırköy 10 Tüketici Mahkemesi'nin 2021/923 Esas sırasına tevzi olunan dosyasıyla takyidatlardan ari tapu iptal ve tescil istemli dava açmıştır. Mahkemece 22/02/2021 tarih 2021/923 Esas - 2021/37 Karar sayılı karar ile davacının tüketici sıfatına haiz olmadığı, dava konusu taşınmazın "dükkan vasfında" olduğu gerekçesi ile davaya bakmakta görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiştir. Verilen görevsizlik kararı istinaf üzerine dairemize gönderilmiş, dairemizin 24/06/2021 tarih 2021/1950 E.- 2021/1769 K....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı bankanın aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, ipoteğin tarımsal kredi sözleşmesi için tesis edildiğini, 5661 sayılı Yasa ile sorumluluğunun kalmadığını belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davacının ipotekten doğan sorumluluğunun devam ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının ipotekten doğan sorumluluğunun devam ettiği, 6215 sayılı Yasanın buna ilişkin getirmiş olduğu herhangi bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/2158 KARAR NO : 2020/1925 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Konut Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil, İpoteklerden Dolayı Borçlu Olmadığının Tespiti, İpoteklerin Ve Varsa Hacizlerin Fekki KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı T7 Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. İle 24/05/2014 tarihinde konut satım sözleşmesi akdettiğini, sözleşme kapsamında müvekkilinin dava konusu bağımsız bölümü satın aldığını, müvekkilinin sözleşmesel tüm yükümlülüklerini yerine getirerek satış bedelinin tamamını davalı T7 Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye ödediğini, davalı T7 Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin (fekki) kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı bankadan kullandığı konut kredisinin teminatı olarak banka lehine ipotek tesis edildiğini, krediye ilişkin borç tutarını tamamen ödemesine rağmen ipoteğin terkin edilmediğini ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, dava dışı ...’nun davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle karşılığında adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirildiğini, daha sonra üzerindeki bu kayıt ile taşınmazın müvekkiline satın alındığını ve konut kredisine konu son taksitinde müvekkilince davalı bankaya ödendiği halde bankanın bu kez ipotek veren ...’nun kredi kartı sözleşmesinden doğan borcunu gerekçe göstererek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla müvekkili ve ipotek veren aleyhine takip yaptığını oysa ipoteğe konu borç ilişkisinin sonlandığını ve müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını belirterek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ...’nun konut kredisi dışında ayrıca akdettiği kredi kartı sözleşmesinden dolayı da müvekkili bankaya borçlu olduğunu ve böylece ipotek verdiği taşınmazın teminat vasfının sürdüğünü bildirerek, davanın reddini savunmuştur....
DELİLLER : Dükkan satım sözleşmesi ve ekleri, tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yatırım amaçlı dükkan satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatsız tescil, ipotek ve hacizlerin fekki, gecikme tazminatı, olmadığı taktirde sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki başlıklı 6100 sayılı HMK'nın 12. maddesinin 1. fıkrasında "Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir" hükmü yer almaktadır. Yasada öngörülen bu düzenleme kamu düzenine ilişkin ve emredici bir yetki kuralı olduğundan sözleşme ile değiştirilemeyeceği gibi, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, masrafların tahsili, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....