Davalı Akbank T.A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin tüm takyidat lehtarlarına yaygınlaştırılmasını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, işbu davada somutlaştırma ve delillerin gösterilmesi yükümünün yerine getirilmediğini, davaya konu taşınmaz kaydına tesis ve tescil edilen ipoteğin huzurdaki davaya konu taşınmazın satış vaadi sözleşmesinden önce gerçekleştiğini, davacı ile diğer davalı firma arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkili banka lehine tesis ve tescil edilen ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğini, davacının satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Metal Yapı'ya karşı ileri sürebileceğini, şahsi hakka dayalı huzurdaki tescile zorlama talepli dava ile ipoteğin fekki talep edilemeyeceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPOTEĞİN KALDIRILMASI (FEKKİ) -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, asıl dava için ipoteğin fekki, birleştirilen dava için irade sakatlığı, muvazaa ve ehliyetsizlik iddiası ile açılan tapu iptali tescil istemine ilişkindir.Hüküm davacı vekili tarafından asıl dava yönünden temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 31.01.2019 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14....
A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak tapu iptal ve tescil ve ipoteklerin fekki talebiyle açılmış olduğunu, davacı taraf ile müvekkili Şirketi arasında akdedilen Kozapark Akkoza Konut Satım Sözleşmesi doğrultusunda müvekkil Şirketin taşınmazın tapu iptal ve tescili hususunda üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunu, takyidatsız tescil için taşınmaz üzerine konan haciz ve ipoteklerin ilgili kurum ve kişilerce kaldırılması gerektiğini, müvekkili Şirket tarafından dava konusu taşınmazın Resmi Kurumlarca yürütülmekte olan işlemlerin tamamlanmasına müteakip davacı taraf adına devir ve tescil işlemleri gerçekleştirileceğinin aşikar olduğunu, davacı yanın iş bu dava ile talep etmiş olduğu hususlara ilişkin korunacak hukuki menfaati haiz olmadığından iş bu davanın esastan reddinin gerektiğini, sözleşme hükmünde taraflarca mutabık kalınmış olup; davacı tarafın Müvekkili Şirkete Sözleşmeden doğan ödeme yükümlülüğü devam etmekte olduğundan...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2020 NUMARASI : 2019/289 ESAS, 2020/256 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Taraflar arasındaki ipoteğin fekki ile tapu iptali ve tescil davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Başkanı Necip Baş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı T3 A.Ş....
DELİLLER : Konut satış sözleşmesi ve ekleri, Tapu kaydı, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. Kamu düzenine aykırılık yönünden re'sen yapılan incelemede; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır....
Sayılı dosyası ile oğlu Fatih BORULU ile Özkan ALPARSLAN'a vekalet görevinin kötüye kullanılması hile ve tehdit nedeniyle tapu iptali ve tescili davası açtığını, anılan davanın, tüm takiyatlardan ari olarak tapu iptali ve tescili davası olduğunu, gelen tapu kaydında davalılardan Özkan ALPARSLAN'ın, dava konusu taşınmazı 15.09.2021 tarihinde satın aldıktan sadece 8 gün sonra 24.09.2021 tarihinde taşınmaz üzerine 2.950,000 TL'lik ipotek tesis ettirdiğini, diğer davanın davalısı Özkan ALPARSLAN'ın kötü niyetli ve hile içerisinde olduğunu, niyetinin ise, zorla, hile ile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması şeklinde elde ettiği tapuyu geri vermediğini, bu nedenle de, alelacele şekilde tapu üzerine ipotek tesis ettirerek davacıyı zarara uğratmak istediğini, açmış olduğu tapu iptali ve tescili davasında takiyatların da terkini istendiğini, tapu iptali ve tescili davasında doğal olarak haciz alacaklılarının da davaya dahil edileceğini, ancak ipoteğin fekki ve terkininin, müstakil...
DELİLLER : Tapu kaydı, satış sözleşmeleri, cari hesap ekstreleri, faturalar, senetler, vs. delil DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır....
İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tespit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....
Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak ve davacının terditli talepleri hakkında karar verilecektir. Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedellerin iadesi şeklinde terditli taleplerde bulunulmuştur. Taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi feshedilmedikçe hukuken geçerliliğini korumakta, ayakta durmakta olup taraflar sözleşmeler ile üstlendikleri edimlerini yerine getirmek, yükümlülüklerine uymak zorundadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler halen yürürlükte olup feshedilmedikçe hukuken geçerliliğini korumaktadır. Davacı satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini talep ettiğinden taşınmazın bedelini ödeme yükümlülüğü halen devam etmektedir....
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, genel kredi sözleşmesine teminat olarak tesis edilen ipoteğin fekki isteminde genel kredi sözleşmesinin ticaret kanunun 4/1- f maddesinde düzenlenen işlem olduğu, bu sözleşmeleri teminen tesis edilen ipotek işleminin de ticari dava olduğu, her ne kadar dairemizce bu konuda aksi kararlar verilmiş ise de, bu kararlardan dönülerek ipoteğin fekki davasının ticari dava olduğu, mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....