Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 26.12.2011 gün ve 440-861 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık banka kredisi nedeniyle konulan ipoteğin kaldırılmamasından kaynaklanmış olup kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 13.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine banka kredisi nedeniyle konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tüketici tarafından tüketici kredisi nedeniyle konulan ipoteğin kaldırılması ve maddi, manevi tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
T.A.Ş.lehine 8102 yevmiye numarası ile 2. dereceden 90.000,00 TL bedelle 05/03/2015 tarihinde haciz tarihinden önce ipotek tesis edildiği, ipotek resmi senedinde “.... ipotek veren / verenler arasında imzalanmış olan Tüketici Kredisi Sözleşmesi / Sözleşmeleri ve ekleri nedeniyle ......
nin 09/09/2015 tarihli cevabi yazısı ekinde sunduğu 03/12/2010 tarihli sabit faizli konut kredisi sözleşmesinin sunulması ipoteğin konut kredi sözleşmesinden kaynaklandığı sonucunu doğurmaz. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin lehine ipotek kurulan bankaya kredi borcu olduğunun anlaşılmasına göre, ilk derece mahkemesince, belirtilen sebeple şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile istemin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Şikayete konu edilen takip dayanağı ipotek, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın, tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı, Tüketici Kanunu'na tâbi olmakla, kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilir. Yani borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilir. O halde, alacağın varlık ve miktarı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından yukarıda açıklanan ve kanunun emredici hükümlerinden kaynaklanan hususlar re’sen nazara alınarak şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı kişinin kullandığı Konut Kredisi’nin teminatı olarak müvekkilinin taşınmazı üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, konut kredisi borcu ödendiği halde davalı bankanın ipoteği fek etmediğini ileri sürerek davalıya borçlu olunmadığının tespitine, ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
lehine 16/08/2013 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 08/03/2017 tarihli cevabi yazısında, ipoteğin bireysel konut kredisi için konulduğunun ve borcun sona ermediğinin bildirildiği görülmektedir. Şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan; “.... banka tarafından açılmış/açılacak her türlü krediden ötürü ...'nin Banka'ya karşı asaleten ve kefaleten doğmuş/doğacak tüm kredi borçlarının ve bunların faiz, komisyon, ücret...her türlü teferruata şamil olmak üzere.... ipotek etmeyi kabul ediyoruz” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi senette yer alan söz konusu kayıtlar karşısında, lehine ipotek tesis edilen Finansbank'ın 08/03/2017 tarihli cevabi yazısında yer alan -kullandırılan konut kredisine teminat olarak ipoteğin tesis edildiği- şeklindeki beyanların sonuca etkisi bulunmamaktadır....
Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde aleyhine davalı banka tarafından konut finansmanı kredisinden kaynaklı ipotek tesis edilmiş ve ödenmeyen konut kredisi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılarak satış gerçekleşmiştir. Konut kredisi sözleşmeleri sırasında teminat olarak verilen ipotek akitlerinde, konut kredisi dışındaki doğmuş ve doğacak alacaklar yönünden ipoteğin teminat olması hususunda yazılan hükümler Dairemiz yerleşmiş içtihatlarına göre geçersiz şart niteliğinde olup, yazılmamış sayılırlar. Bu nedenle, mahkemece konut kredisinden dolayı gerçek ipotek borcu belirlenip, sıra cetvelinin davalı banka açısından belirlenecek bu miktar kadar kabul edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece bu husus araştırılmadan, konut kredisi dışındaki borçların da kapsama alınması doğru görülmemiş'' belirtilerek mahkemece verilen kararın bozulmasına dair karar verilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, İstanbul ili Ümraniye ilçesi, Tatlısu mah. 14293 ada, B blok, 1. Kat 3 numaralı bağımsız bölüm üzerinde T.C....