Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarihli 5582 sayılı Yasanın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; “Konut Finansmanı Sözleşmeleri” de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri, borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir....
Şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan; “ Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ....... tarafından adı geçen lehine açılmış ve açılacak konut finansmanı kredileri, tüketici kredileri ve her türlü krediler nedeniyle adı geçenin alacaklı bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarından ... ipotek etmeyi kabul ediyorum/z” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi senette yer alan söz konusu kayıtlar karşısında, lehine ipotek tesis edilen Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'nin 29/05/2017 tarihli cevabi yazısında, ipoteğin konut kredi sözleşmesinden kaynaklandığını bildirmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır ( Yargıtay 12. HD'nin 18.01.2021 tarihli, 2020/5067 E, 2021/446 K. sayılı içtihadı)....
nun taşınmaz üzerinden çekilen konut kredisi borcunu ödediğini, ipoteğin kaldırılması için bankaya başvuru yapıldığı halde ipoteğin kaldırılmadığını, davalı alacaklı bankanın 16. İcra Müdürlüğünün 2013/7209 sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, müvekkilinin, ...'nun borcundan sorumlu olmadığının tespiti ile ipotek borcunun ödenmesi nedeniyle taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, banka kredisinden kaynaklanan ipoteğin fekki nedeniyle davacının borçlu olmadığına yönelik açılan menfi tespit talebine ilişkindir. Yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda, davacıya kredi kartından doğan borcun bildirilmesinin 24/04/2013 tarihli ihtarnameyle yapıldığı, bu durumda ipotek resmi senedinin tüketici mevzuatı kapsamında konut kredisi ve kredi kartı işlemleriyle birlikte dava dışı ...'...
Takip borçlusu tarafından imzalanan konut finansman sözleşmeleriyle, bireysel finansman kredilerinin teminatının da bedeli paylaşıma konu taşınmaz olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda, davalı bankanın, konut kredi sözleşmesi kapsamındaki alacağı yanında bireysel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları için de taşınmazın satış bedelinden pay alabileceğinin kabulü gerekir. Nitekim, Dairemiz bozma ilamında, sadece kredi kartından kaynaklı alacağın ipotek kapsamında olmadığı belirtilmiş olup, bozma ile oluşan usuli müktesap hakka da aykırı olarak, hüküm tesisi doğru olmamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/05/2013 NUMARASI : 2012/61-2013/131 Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı F. M. E.'ün davalı bankadan kullandığı kredinin teminatını oluşturmak üzere müvekkilinin taşınmazı üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, dava dışı F. M. E.’ün genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcunun yanısıra kredi kartından doğan borcunun da kapatıldığını, ancak davalının genel kredi sözleşmesinde kefil olan dava dışı H. E.’ün kredi kartı borcunu bahane ederek ipoteği kaldırmadığını ileri sürerek, muarazanın ortadan kaldırılmasına, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir....
Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüte düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, konut kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip, borçlulara İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş, ipotek veren/borçlu takibin iptalini istemiştir....
Davalı vekili, dava konu icra takibinin mükerrer olduğunu müvekkilinin taşınmazındaki ipoteğin davacı bankadan kullanılan konut finansman kredisi için tesis edilmiş ipotek olduğunu, bu krediden dolayı ödenmemiş borcunun bulunmadığını, takip konusu borcun konut finansmanı dışında kullandırılan tüketici kredisi ve kredi kartından kaynaklanan borçları olduğunu, davacı bankanın kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir....
bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde balğı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T6 Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu...
fekki için yapılan başvurunun ... ...’in ticari işlerinden ... borçları sebep gösterilerek reddedilmesinin doğru olmadığı kanaatine varıldığı, söz konusu taşınmazın 08.11.2013 tarihinde ipotekli olarak ...’ye satıldığı, bu tarihten sonra konut kredisinin tüm borçlarının 11.08.2014 tarihinde kapatıldığı hususunun ihtilaflı olmadığı, borç bitiminden sonra bankaya ipoteğin fekki için başvurulup olumsuz sonuç alındığı, dava devam ederken söz konusu taşınmazın ...'...