Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 08.06.2010 gün, 2010/6348-6736 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 16.02.2011 gün 2010/7286-2011/1965 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 13.09.2011 gün, 2011/3836-12122 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, bireysel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibarıyla hükmün temyiz inceleme görevi 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 09.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30.3.2010 gün, 2010/3370-3566 sayılı, 14.Hukuk Dairesinin 10.5.2010 gün 2010/4352-5417 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, banka ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, Asliye Ticaret Mahkemesince karar verilmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibarıyla hükmün temyiz inceleme görevi 19.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 19.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine 07.10.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi....

      bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T7 Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu...

      Asliye Ticaret mahkemesinde derdest davaların bulunması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacının dava dışı ... ile davalı banka arasında imzalanan 13.11.2008 tarihli Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması ve aynı zamanda bu sözleşme nedeniyle taşınmazı üzerine ipotek konulması nedeniyle davalı bankanın konut finansmanı kredisi ve dava dışı kredi borçlusunun konut finansmanı kredi sözleşmesi ve diğer borçlu ve kefili olduğu sözleşmeler nedeniyle davacı hakkında başlatılan icra takiplerinden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. maddesinin üçüncü fıkrası tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez düzenlemesini ihdas etmiştir....

        den banka görevlileri ile de görüşme yaptıktan sonra konut finansmanı borcunun kapatılması durumunda ipoteğin kaldırılacağının söylenmesi üzerine satın aldığını, konut finansman kredi borcunun kapatılmasına rağmen ipoteğin kaldırılmadığını, bu defa satıcının 10.000,00 TL tutarında başka bir borcu daha bulunduğu belirtilerek onun da ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, o borcun da ödenmesine karşın başka borçlar çıkartıldığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          İlk derece mahkemesince, davacının davalıya ihtarname ile ipoteğin fekki için verdiği 24 saattin, bankaca yapılacak iş ve işlemler nazara alındığında kısa olduğu, davacı yanca sözleşmede kararlaştırılan ipotek fek ücretinin ödenmediği, bu nedenle davalı yanca dava tarihinden sonra ipoteğin kaldırıldığı gerekçesiyle davanın esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, taraf vekilleri lehine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hükme karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunmuştur. Bölge adliye mahkemesince; kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun 07/04/2014 tarihinde davacı yanca ödenerek borç bitirildiği halde dava tarihine kadar ipoteğin kaldırılmadığı, dolayısıyla davanın açılmasına sebebiyet verdiği bu halde davalı bankanın yargılama giderlerinden sorumlu olduğu, gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulüne, Malatya 1....

            Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarihli 5582 sayılı Yasanın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; “Konut Finansmanı Sözleşmeleri” de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri, borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 13/11/2020 NUMARASI: 2020/781 2020/896 DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) Taraflar arasındaki davada Bakırköy 6. Tüketici ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, dava konusu taşınmaz üzerine, davalının borcu nedeniyle konulan ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince ise, "... davacı ile davalılar ... AŞ. Ve ... AŞ. , arasında her hangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı , uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı ... Şirketinin davalı ... AŞ. Ve ... AŞ. , ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği , söz konusu ipoteğin haksız olduğu , kaldırılması taleplerinin yargılamayı gerektiği , ancak ipotek alacaklısının ... AŞ. Ve ... AŞ. , ipotek borçlusunun ise bir diğer davalı ......

                Hukuk Dairesi Davacı, davalı bankadan kullandığı konut kredisinin teminatı olarak davalı banka lehine 180.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, kredi borcunu ödeyemeyince davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını ve taşınmaz üzerine İİK. 150/c şerhi konulduğunu, 2018 yılı şubat ayında kredi borcunu tamamen ödediğini ve taşınmaz üzerindeki İİK. 150/c şerhi ile ipoteğin terkin edilmesini talep ettiğini, İİK. 150/c şerhinin kaldırıldığını ancak ipoteğin terkin edilmediğini ileri sürerek konut kredisi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Davalı, borç tamamen ödendikten sonra davacının ipoteğin terkin edilmesi için herhangi bir başvuru yapmadan dava açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, tebliğat ulaşır ulaşmaz banka tarafından 27.04.2018 tarihinde gönderilen yazı üzerine ipoteğin tapu müdürlüğünce terkin edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

                  Konut finansmanı kuruluşları tarafından verilen kredilerin ipotek finansmanı kuruluşlarına, konut finansmanı fonlarına veya ipotek teminatlı menkul kıymet teminat havuzlarına devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz." hükmünü içerir. 3.Değerlendirme Temyizen incelenen kararda; yukarıda yer verilen hukuk kuralları gözetilerek oluşturulan gerekçeye ve İlk Derece Mahkemesince yargılama giderlerinin davada kabul ve reddedilen alacak tutarlarına uygun şekilde hesaplanarak hüküm altına alındığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE, 2....

                    UYAP Entegrasyonu